Doğruluk Hazinedir

  • 08 Ağustos 2022
  • 711 kez görüntülendi.
Doğruluk Hazinedir
REKLAM ALANI

AİLE VE TOPLUM / Süleyman ERÇETİN

Bundan 30 yıl önce, lise yıllarımda, araçların içine veya dışına yapıştırılan, yapıştırma yazılara gözüm takılırdı. Bu yazılardan bir tanesi de DOĞRULUK HAZİNEDİR yazısı idi.

Belki o dönemde bu ifadenin kapsadığı anlamı muhtevayı, altında yatan gerçekleri, insana kazandırdığı değerleri tam manası ile anlayamamaktaydım.

REKLAM ALANI

Bu modern asırda basın yayın ve teknolojik gelişmenin de etkisi ile, İnsanı insan yapan değerlerin dibe vurduğu, toplumun her alanında ahlaki yozlaşmanın giderek artıp tavan yaptığı, yalan yanlış işlerin, yalancılık, sahtekarlık, dolandırıcılık nemelazımcılık, düzenbazlık, adam kayırma, haset, kibir, gurur, gibi, şeytani işlerin revaçta olup pirim yaptığı günümüzde, DOĞRU OLMANIN, DOĞRU KALABİLMENİN, bir insan için bulunmaz bir hazine olduğunu anladım. Umarım yaşananları ve yaşadıklarınızı görünce siz de anlamışınızdır.

Aslında Rabbimiz biz kullarını göstererek ve yaşatarak terbiye ediyor ve eğitiyor. Hayat boyu görerek ve yaşayarak öğrenme, yani Allah-u Zülcelâl kötü insanların yaptığı her türlü kötülük haksızlık zulüm yalan gibi fiillerini, bize gösteriyor ki, inananlar olarak bundan ibret alalım, aynısını biz de yapmayalım, Rabbimiz kötüyü ve kötülükleri gösterip bizleri iyiliklere davet ediyor.

Rabbimiz bir ayet-i kerimede:

“Allah kullarını esenlik yurduna çağırıyor ve O, dilediğini doğru yola iletir.” (Yunus; 25) buyuruyor.

Bir başka ayet-i kerimede ise:

“Rabbinizin mağfiretine mazhar olmak ve takvâ sahipleri için hazırlanmış olup gökler ve yer kadar geniş olan cennete girmek için yarışın” (Ali-İmran: 133) diye emrediyor.

“Peygamberimiz aleyhisselatu vesselam da:

“Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe (birr’e) götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötülüğe götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb (çok yalancı) diye yazılır.” (Buhârî, Edeb 69) buyuruyor.

Nefis ve şeytan insana devamlı kötülüğü emreder. Rabbimiz bizi bu hususta şöyle ikaz ediyor:

“O size ancak kötülüğü, çirkinliği ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder.” (Bakara; 169)

“Çünkü nefis, Rabbimin acıyıp koruması dışında, daima kötülüğü emreder; şüphesiz Rabbim çok bağışlayan, pek esirgeyendir.” (Yusuf; 53)

Doğruluk Güven Kaynağıdır

Doğruluk (sıdk), insanlar arasındaki güveni temin eden önemli bir ahlâkî davranıştır. Doğruluk kaybolunca, insanlar arasındaki güven yerini güvensizliğe terk eder. Öteden beri, gelenek ve göreneklerimizde, örf ve adetlerimizde, düğünümüzde, nişanımızda, sokağımızda, çarşımızda, pazarımızda, aile hayatımızda, ticari hayatımızda, doğruluk ve iyilik teşvik edilmiş, kötülük ve yalancılık men edilmiştir. Hatta bu hususta atasözlerimizde: “Yay gibi eğri olma, ok gibi  doğru ol,” denilir.

Yine Mevlana hazretleri sosyal hayattaki çelişkiye dikkatleri çekerek şöyle demiştir:

“Doğru olsam ok gibi, yabana atarlar beni. Eğri olsam yay gibi elde tutarlar beni.”

“Yalancının mumu yatsıya kadar yanar,” denilerek, doğruluğun hazine olduğu yalanın ve yalancının bütün ve hile ve desiselerinin kısa sürede ortaya çıkacağını, ecdadımız hikmetli sözler ve  misaller ile gözler önüne sermişlerdir.

Doğruluk (sıdk), esasında imânla yakından ilişkilidir. Zira imân, tasdîk (doğrulamak) ve emniyet (güven) demektir. Bu yüzden gerçek mümin her zaman ve her ortamda hem Allah’a hem de insanlara karşı doğru (sâdık) olmak zorundadır.

Kur’ân-ı kerimde Rabbimiz bütün müminleri doğru olmaya ve doğrularla beraber bulunmaya çağırır:

“Ey imân edenler! Allah’tan korkun ve doğru söz söyleyin” (Ahzâb, 70);

“Ey imân edenler! Allah’tan korkun ve doğrularla beraber olun” (Tevbe, 119).

Yukardaki Hadis-i şerifin işaret ettiği gibi, mümin hangi şart altında olursa olsun doğru söylemelidir. Zira bunu devamlı yapan kimse doğruluğu alışkanlık ve âdet haline getirir. Bu da kendisini sürekli iyiliğe ve hayra sevkeder. Bunlar da onu Allah’ın rızâsına ulaştırır. Bunun aksine yalan (kizb) de devamlı söylene söylene alışkanlık haline gelir. Bu da kişiye kötülüğe ve dolayısıyla cehenneme götürür.

Allah-u Teâlâ şöyle buyurur:

“Şüphesiz Allah haddi aşan, yalancı kimseyi doğru yola iletmez” (Mümin, 28)

Kizb (yalancılık) ile de küfür arasında yakın bir ilişki vardır. Zira küfür, yalanlamak ve gerçeğin üzerini örtmek anlamlarına gelir. Yalancılık, her türlü kötülüğün temeli olup insanlar arasında güvensizliğe yol açar. Bütün bunlar, bir müslümanın doğruluktan ayrılmaması ve yalandan uzak durmasının İslâm ahlâkı açısından önemini ortaya koymaktadır.

Yalan Dünyayı Dolaşıyor

Ehl-i Küffarın egemen olup bütün insanlığı kendilerine köle yapıp esir etmek için, dünyanın her köşesinde; milletleri, devletleri, insanları, beldeleri, şehirleri, sanal alemi, basın yayın organlarını, teknolojik araçaları da kullanarak, kötülüğü, yalanı, fitne ve fesadı, bozgunculuğu yaydıklarına şahit olmaktayız. Milletimiz ve İslam alemi olarak da bundan çok derin bir şekilde etkilenmiş durumdayız.

Ekmeğini yiyip suyunu içtiğimiz, havasını teneffüs edip, üzerinde gezdiğimiz, mayası iman ve İslam olan bu cennet vatanda maalesef bir kısım kişiler sanki her işi bırakmış, kötülüğün yalanın yalancılığın değirmenine su taşıyor, bayrağını taşıyor.

Toplum olarak freni patlamış araba gibi uçuruma gidiyoruz. Hatta Allah ve Resulü’nün tavsiyelerini, ecdadın hikmetli sözlerini rafa kaldırmışız.

Kötülük, yalancılık, düzenbazlık ile ilgili içerideki hainler, dışardaki misyonerler ittifak ederek akla hayale gelmeyen kötülüğü, yalanı teşvik edici, şarkılar, türküler, şiirler düzmece sözler uydurarak yarış eder hale gelmişiz. Biz de bunları araştırmadan, incelemeden, gündelik hayatta kullanır olmuşuz.

Halbuki Rabbimiz Kuran-ı Kerimde:

“Ey iman edenler! Fasık birisi size haber getirirse onun doğru olup olmadığını araştırın,” diyor. Yani her söze inanmayın, bilmeden, düşünmeden her duyduğunuzu ifşa etmeyin, yaymayın.

“Yoksa bilmeden bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz.” (Hucurat; 6) buyuruyor. Peygamber Efendimiz sallallȃhu aleyhi vesellem de:

“Kişiye yalan olarak her duyduğunu söylemesi yeter,” (Müslim, Mukaddime 5) buyurarak bizleri dikkatli olmaya davet ediyor.

Son söz olarak kendime ve bütün kardeşlerime diyorum ki! Yanlışları terk etmeyi, kendimizi düzeltmeyi, doğru olmayı, doğrularla beraber olup doğru kalabilmeyi ertelemeyelim. Bu konuda namaz ve sabır ile Allah’tan yardım isteyelim.

Gün bugündür, yarının sahibi biz değiliz. Ulaşır mıyız, ulaşamaz mıyız bilemem.

Genç Kardeşim!

Gençliğine güvenme hep ölen ihtiyar mı?

Doğumla başlayan hayatımız kim bilir belki yarın belki yarından da yakın olarak ölümle bitecek. Allah-u Zülcelâl’in doğruların yardımcısı olup, doğrularla beraber olduğunu unutmayalım. Hayatımızın her safhasında doğru olup doğru kalabilmeyi prensip edinelim. Doğruluğun hazine olduğunu, doğru olmanın bize çok şey kazandırdığını unutmayalım.

Ne mutlu doğru olanlara! Ne mutlu doğrularla beraber olanlara! Ne mutlu doğru kalabilenlere. Selam ve Dua ile…

REKLAM ALANI
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ