TEFEKKÜR UFKU / Küresel Sömürgeden Evrensel Sömürgeye
TEFEKKÜR UFKU
Küresel Sömürgeden Evrensel Sömürgeye
Dr. Cengiz Karagöz
Modern insan gökyüzüne ulaşıp Ay’a çıktı ancak bununla yetinmiyor. Şimdi de gözünü diğer gezegenlere dikti. Bu hevesin arkasında çok masum duygular mı yatıyor? İnsanlık diğer gezegenlere yolculuk yapsa eline ne geçecek? Dünyanın kaynakları tükeniyor da yeni arayışlara mı girildi? Yoksa sadece merak duygusu tatmin edilmek mi isteniyor?
Gökyüzü ve gezegenler tarih boyunca insanların merakını celbetmiştir. Dahası modernleşme dönemi başlamadan önce kadim medeniyetlerde gökyüzü ve gezegenlere kutsallık atfedilmişti. İnsanların göğe ve yıldızlara bir hürmeti vardı. Modernleşme tecrübesi başladıktan sonra seküler değerler benimsendi ve modern insan kutsalını yitirip kendisini yeryüzünün efendisi ilan etmeye kalktı. Descartes’in; “Biz tabiatın efendileri ve sahipleriyiz,” sözü ile başlayan aşırı özgüven sadece dünyaya hükmetme girişimi ile sınırlı kalmadı. Teknoloji geliştikçe insan Ay’a ulaştı. Peki ne için ulaştı ve ulaştı da ne oldu?
Soğuk Savaş döneminde başlayan güç gösterisi ve caydırıcılık için sarf edilen çabalar insanı zahiri anlamda göğe yükseltmişti. Ay’a çıkılması insanlığa hizmet adına ve hayır işi için yapılmamıştı. Ay’a silahlar konuşlandırıldı ve bu silahlarla bazı gök taşları vurularak silahlar test edildi. Buradaki amaç savaş çıkarsa silahların dünyayı ne derecede başarılı bir şekilde vuracağı idi.
Gökyüzüne gönderilen uyduların işlevi ne? Sadece gökyüzünü izlemek mi? Bu uydular yoluyla ülkeler insanları izleyip istihbarat topluyorlar. Niyetleri insanların mahrem hayatlarına kadar girip veriler toplamak ve bu verilere göre planlar yaparak insanları nasıl kontrol edeceklerinin kaygısını gütmek.
Modern insan hedefini büyüttü. Artık diğer gezegenlere ulaşma hırsıyla hareket ediyor. Asırlar önce yeryüzünde ve denizlerde ulaşamadığı yerlere ulaşarak merakını giderdi. Sadece merakını gidermekle kalmadı, enaniyetini tatmin etmek için sömürdü, yıktı ve yaktı. Ulaşabildiği tabiatı tahrip etti. Hayvan ve bitki türleri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Dünya şimdi alelade bir mekâna dönüştü ve insanlar gözünü gökyüzüne dikti.
Yeryüzünün efendisi olmak modern insana yetmediği için galaksinin ve gezegenlerin efendisi olmaya niyetlendi. Diğer gezegenlere ulaşınca ne mi yapacak? Yeryüzünde daha önce ulaşılmaz görüp ulaştığı yerlere ne yaptıysa gökyüzünde de onu yapacak. Gezegenlerin kaynaklarını sömürecek ve hatta elinden gelirse gezegenlerin yörüngelerini kontrol etmeye çalışacak.
İnsanları sinema ve edebiyat gibi çalışmalarla bu gibi gelişmelere hazırlamaya çalışıyorlar. Gezegenlere ulaşmanın insanlığın sorunları için çözüm olacağı imajını insanların zihnine kazıyıp kendi reklamlarını yapmaya çalışıyorlar. Bir de uzaylı tartışmalarıyla yaptıklarını meşrulaştırma derdindeler. Bunların farkında olmayan ve bunları sorgulamayan insanlar da gökyüzüne ulaşmanın cazibesine kapılarak insanlığın hedef büyüttüğünü sanıyorlar. Halbuki modern insan nefsinin esiri olarak zahiren göklere çıkarken manevi anlamda yere daha da çakıldığının farkında değil.
Teknolojiyi kullanarak çok uzaktaki gezegenleri izleyebilse de bu onun perspektifini genişlettiği anlamına gelmiyor. Niyetinin bozgunculuk olması ve nefsinin esiri olması yeni gezegenleri keşfetmesine hiçbir mana katmıyor.
Bunlar bizim teknoloji konusunda atılım yapmamamız gerektiği anlamına gelmesin. Biz de uydu yapalım ve gökyüzü için gerekli teknolojileri geliştirelim. Ama bunları yaparken niyetimiz bozgunculuk ve sömürü olmasın.