Bayram Geceleri ve Günleri
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem bir hadîs-i şerîfte buyruyor ki:
“Ramazan ve Kurban bayramı gecelerini, sevâbını Allah’tan umarak ibâdetle ihyâ edenlerin kalbi, bütün kalplerin öldüğü günde- ölmeyecektir.” (İbn-i Mâce, Sıyâm, 68)
Müslümanlar için bayramlar bir tatil fırsatı değildir. Bayramlar, anne baba ve akrabaları ziyaret ederek sıla-i rahim sevabı kazanma fırsatıdır. Kabristanlara gidip geçmişlerimize Fatihalarımızı hediye etme zamanıdır. Bilhassa İslam kardeşliğini hayata geçirme vaktidir.
Duâların Müstecâb Olduğu Gece
Bayram geceleri de Rabbimize yalvarıp yakarma zamanıdır. Ramazan boyunca yapmayı nasip ettiği amelleri kabul etmesi ve hata ve kusurlarını bağışlaması için dua etme vesilesidir. Bir sonraki senenin Ramazan’ına kavuşmayı nasip etmesi ve o zamana kadar da yine ramazan ruhaniyetini kaybetmeme niyazıdır. Bayram gecelerinde duaların kabul olması vesilesiyle, İslâm dünyâsının huzur ve saâdeti için dua etmek çok uygun olur.
İmam Şâfiî rahimehullâh der ki:
“Bana ulaştığına göre şu beş gecede duâlar kabul edilir: Cuma gecesi, Kurban Bayrâmı gecesi, Ramazan Bayrâmı gecesi, Receb ayının ilk gecesi ve Berâet Gecesi!”(Beyhakî, Şu’abü’l-İmân, No. 3438)
Bayram günü namaz ile başlar. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin bayramlaşma sünnetini yerine getirmekle devam eder.
Peygamber Efendimiz aleyhissalâtü vesselam bayram sabahında namazgaha çıkardı. Peygamber hanımlarının da, diğer hanımlar ve kızlarla birlikte namazgaha çıkması istenirdi. Kadınlar cemaatin arka tarafında yer alırlardı. Kılınan bayram namazından sonra Peygamberimiz aleyhissalâtü vesselam cemaate hitaben bir hutbe okurdu.
Bayramda maddi durumu elverişli olanların ikram ve infak ile Müslümanları sevindirmesi çok münasiptir. Bu dünyada Allah’ın kullarını sevindiren, gönüllerini hoşnut eden, ahiret gününde Allah’ın rahmetine nail olur, inşallah.
Bayram günleri, tekbir getirilmesi menduptur, yani sünnettir. Bugünleri zikirle, tesbihatla değerlendirmek güzel olur.
Bayram günlerinde İslâmî ölçüler içinde eğlenilmesi câizdir. En güzel eğlence Müslüman kardeşleri ziyaret etmek, gönüllerini hoşnut etmektir.
Bayram bir sevinç ve neşe günüdür. Yüce duyguların coştuğu, sevgi ve saygı, hislerinin mü’minler arasında alabildiğine canlandığı güzel günlerden biridir. O günde yardımlaşma ve kaynaşma son sınırına varır.
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
“Ramazan Bayramı gecesine, (hediyelerin dağıtıldığı gece anlamında) ‘Bahşiş Gecesi’ denilmiştir. Bayram sabahı olduğunda Allah-u Teâlâ, melekleri bütün şehirlere gönderir, melekler yeryüzüne inerler ve sokak başlarında dururlar. İnsanlar ve cinler hariç bütün mahlûkatın işiteceği bir sesle şöyle nidâ ederler:
“Ey ümmet-i Muhammed! İhsânı bol olan ve çokça günahları affeden Kerîm Rabbinize çıkın!”
İnsanlar namaz kılacakları yerlere gelince, Allah Teâlâ, meleklere şöyle buyurur:
“İşini yapmış bir işçinin hakkı nedir?” Melekler:
“Ey İlâhımız ve Efendimiz! Onun hakkı, tam manasıyla hakkının verilmesidir,” derler. Bunun üzerine Allah-u Teâlâ şöyle buyurur:
“Ey meleklerim! Sizleri şahit tutuyorum ki Ramazan orucunu tutup, geceleri de ibadet ettikleri için Ben onların mükâfatını rızâm ve mağfiretim yaptım!”
Allah-u Teâlâ kullarına da şöyle buyurur:
“Ey kullarım! Ben’den isteyiniz. İzzetim ve Celâlim’e yemin olsun ki, âhiretiniz için biriktirdiğiniz her şeyi mutlaka vereceğim ve dünya için arzu ettiklerinizi de takdir edeceğim. İzzetim ve Celâlim’e yemin olsun ki, sizler Beni murakabe ettiğiniz müddetçe ben sizin ayıplarınızı örteceğim! İzzetime yemin olsun ki, dost-düşmana karşı sizleri rezil-rüsva etmeyeceğim. Affedilmiş bir şekilde mescitlerden çıkın, siz Beni râzı ettiniz, Ben de sizden râzı oldum.”
Bunun üzerine melekler sevinirler ve Allah azze ve celle’nin Ramazân ayını bitirip bayramla beraber oruçlarını açan ümmet-i Muhammed’e ihsân ettiği şeylerden dolayı müjde verirler.” (Beyhakî, Şu’abü’l-Îmân, No. 3421)
Şevval Orucu
Ramazan ve Kurban Bayramlarında oruç tutmak haram veya mekruhtur. Şevval ayında altı gün oruç tutmak ise müstehap görülmüştür.
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem buyuruyor ki:
“Kim oruçla geçirdiği Ramazan ayından sonraki Şevvâl ayında altı gün oruç tutarsa, bütün seneyi oruçla geçirmiş gibi olur!.” (Müslim, Ṣıyam, 204; İbni Mace, Sıyam: 33)
Allah-u Zülcelâl her salih amele on kat sevap verdiği için, otuz gün Ramazan orucundan sonra Şevvâl’de de altı gün ve toplam otuz altı gün oruç tutan bir kişiye bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi sevap vermektedir.
Allah-u Zülcelâl rızasına uygun ameller işlemeyi nasip ve kabul eylesin. Amin.