Bereket İçin Dürüst Ticaret

  • 03 Eylül 2022
  • 790 kez görüntülendi.
Bereket İçin Dürüst Ticaret
REKLAM ALANI

Ahlak-ı Hamide

Gülistan Araştırma

 

REKLAM ALANI

Zamanımızda pahalılıktan, ekonomik sıkıntılardan şikayet artmıştır. Elbette bunda dünya nüfusunun artması, insanlar arasında aslen israf olan tüketim alışkanlıklarının yaygınlaşmasının da etkisi vardır. Öte yandan da ekonomik sömürü, faiz gibi haram uygulamalar ve haksızlıklar da hakça paylaşımın önünde engeldir. Bu gibi umumi sorunların yanında bir de meselenin ahlaka bakan yönü vardır.

Sorunların daima göze ilk çarpan maddi sebeplerinin yanı sıra manevi sebepleri de vardır. Biz müslümanlar olarak bunların da farkında olmak zorundayız.

Dünyada iktisadi düzenin bozulmasının ve bereketin kalkmasının altında yatan bir sebep de günahların yaygınlaşması ve ticaret ahlakının bozulmasıdır. Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellem bir toplumda ticaret ahlakının çok önemli olduğuna işaret etmiş ve dürüst tüccarların şu hadis-i şerifiyle müjdelemiştir:

“Sözü ve muamelesi doğru tüccar, kıyamet gününde arşın gölgesi altındadır.” (İbn Mace, Ticarat 1)

Dürüst insana hayatın her alanında ihtiyaç vardır. Bilhassa ticarette dürüstlük en çok ihtiyaç duyulan bir konudur. Çünkü herkes ihtiyaçları için alışveriş yapar.

Dinimizde helal gıda ile beslenmek çok mühimdir. Gıdanın helal ya da haram oluşu insanlarının ruh ve beden sağlığını; kazanç yolunun niteliği de ibadetlerin kabulünü, mutluluğunu, aile hayatı ve diğer insanlarla ilişkilerini büyük ölçüde etkiler.

Gıdanın helal olması sadece yenilip içilen gıda maddelerinin kendilerini değil aynı zamanda onların kazanç yollarının helal olmasıyla mümkündür.

Helal kazancın temeli ise doğruluk ve dürüstlüktür. İmalatta ve satışta hiçbir hile olmadan kazanç elde etmek esastır.

Ticarette kazancın tam helal olmasının şartı alışverişte tarafların tam anlamıyla rızalarının sağlanmış olması, içlerinde en küçük bir huzursuzluğun kalmamasıdır. Kişi aldatıldığını fark ettiği zaman buna razı olmayacağı ve gönlü huzurlu olmayacağı bellidir. Bu sebeple yalana aldatmaya asla tenezzül edilmemelidir.

Biraz düşünülecek olursa doğru konuşan, yalan söylemeye asla tenezzül etmeyen kişi, her hal ve hareketinde de dürüst ve güvenilir olacaktır. Çünkü bir insan yalan söylemekten utanıyorsa işlerinde ve davranışlarında da dürüst olur. İşlerinde dürüst olduğu zaman yalan söylemeye de ihtiyacı olmaz. Tam tersi, işlerinde hilekâr olan kişi, bunu ört bas etmek için kolayca yalana başvurur. Yalanı ortaya çıkınca mazeret uydurmak için tekrar yalan söyler. Nihayet tam bir yalancı, düzenbaz olur. Bu sebeple doğru sözlülük ile işlerinde dürüstlük ve güvenilirlik birbirinden ayrılmaz bir bütündür.

Doğruluk Cennete Götürür

Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellem de doğruluğu cennet yolunun anahtarı olarak tarif etmiştir:

“Sıdk insanı birr’e (Allah’ı razı edecek iyiliğe) götürür, birr de cennete götürür. Kişi, doğru söyler ve doğruyu arar da sonunda Allah’ın indinde sıddik (doğru sözlü) diye kaydedilir. Yalan da kişiyi haddi aşmaya götürür. Haddi aşmak da ateşe götürür. Kişi yalan söyler ve yalanı araştırır da sorunda Allah’ın indinde yalancı diye kaydedilir.” (Buhari, Edeb 69; Müslim, Birr 102, 103)

Yine Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellem buyuruyor ki:

“Doğru ve güvenilir tüccar, nebiler, sıddıklar ve şehitlerle beraberdir.” (İbni Mace, Ticaret, 1)

Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellem, bu hadis-i şerifinde ticaretini doğrulukla yapan tüccara büyük bir müjde veriyor. Ahirette en yüksek mertebede bulunanlar, Allah-u Zülcelâl’in Peygamberleri ile Sıddıklar ve şehitler; yani en yüksek derecelere nail olmuş salih müminlerdir. Onlarla beraber olmak çok büyük bir mükafattır.

İşte, ticaretinde dürüst olup, kimseyi aldatmayan tüccarlar, bu ulvi makama komşu olmak gibi büyük bir şerefle müjdelenmişlerdir.

Tüccar, dünya işleri için aşırı hırsa kapılmaz, helal kazancına şükrederse Allah-u Zülcelâl’in sevgili kulları arasına girmiş olur.

Dürüst Ticaret Nasıl Olur?

1- Elbette evvela ticaret ehli doğru olmalı, malını satarken yalan beyanda bulunmamalıdır. Reklam, pazarlama ve satış esnasında malın özelliklerini doğru olarak bildirmeli, malda bir kusur varsa söylemelidir. Peygamber Efendimiz aleyhissalatu vesselam buğdayın nemli kısmını alta koyup üstüne kurusunu koyarak satış yapan pazarcıyı:

“Bizi aldatan bizden değildir.” (Müslim, Îmân, 164) diyerek ikaz etmiştir.

Satıcı, çürük çarık, bayat, bozuk, hatalı malları, kusursuz olan malların arasına karıştırıp satmamalıdır. Bir malın kusuru varsa onu ayrı koyup, ona göre fiyatlandırarak satmalıdır. Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellem:

“Satıcı ile müşteri eğer dürüst olup satışla ilgili hususları açıklarlarsa alış-verişleri kendilerine mübarek kılınır. Şayet aldatarak malın veya bedelin ayıbını gizlerlerse, alış-verişin bereketi kaldırılır.”(Tirmizî, Alış-veriş, 26)

2- Ölçü ve tartıda eksiltme yapmamalı, tam tartmalıdır. Cenâb-ı Hak, “Ölçüyü adaletle tutun ve eksik tartmayın. Âhiretteki mizanınızı ziyana düşürmeyin” (Rahman; 9) buyurmuştur. Alışverişte kullanılan tartı aletlerini kontrol edip hata olmamasına dikkat etmelidir.

3- İhtikar yani karaborsacılık yapmamalıdır.  İnsanların kıtlık, afet veya salgın hastalık gibi bir sebeple ihtiyaç duyduğu maddeleri toplayıp hapsederek fiyatını yükseltip fahiş fiyattan satana karaborsacı denir. İnsanların ihtiyacı olan maddeleri fahiş fiyattan satıp da fakirleri zor duruma düşürmek günahtır. Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellem:

“Bir kimse, gıda (ve ihtiyaç) maddelerini günün rayiç fiyatı ile satsa sanki onu yoksullara ve ihtiyaç sahiplerine ücretsiz dağıtmış gibi ecir alır.” (İbn Mace, Ruhun 16) buyuruyor.

4- Tüccar, haram ve şüpheli maddeler satmaktan sakınmalıdır. Bilhassa dindar bir tüccar, sattığı şeylerin içinde alkol, hınzırdan elde edilmiş maddeler gibi haramların olmamasına dikkat etmelidir. Çünkü müşteriler satıcıya güvenip, içindeki maddeleri araştırmayabilir.

5- Satışta mümkün mertebe yeminli ifade kullanmamalıdır. Hele hele yalan yere yemin etmekten sakınmalı, bunun için dilini yemine alıştırmamalıdır.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem bir defasında arka arkaya tam üç kez:

“Üç kişi vardır ki, kıyâmet günü Allah onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Onlar için acı bir azap vardır.” buyurdular.

Ebû Zer radıyallahu anh:

– Adları batsın, umduklarına ermesinler ve hüsrâna uğrasınlar! Kimlerdir bunlar yâ Rasûlallâh?” diye sordu.

Peygamber Efendimiz sallâllahu aleyhi ve sellem:

“Elbisesini (kibir ve gururundan dolayı kurula kurula) sürüyen, yalan yeminle malını pazarlayan ve verdiğini başa kakan!” buyurdular. (Müslim, Îman, 171)

Bazen tüccarlar malın kusurunu bilmedikleri için yanlışlıkla da yemin edebilirler. Bundan da mümkün olduğu kadar kaçınmalıdır. Peygamberimiz aleyhissalatu vesselam, bu gibi kaçınamadığınız hatalar için sadaka verilmesini tavsiye etmiştir:

“Ey tüccar topluluğu! Hiç kuşkusuz, alış-verişe boş söz ve yalan yere yemin çokça karışır. Bu yüzden, bu eksikliği sadakalarınızla telafi ediniz!” (Ebu Davud, Büyu 1)

6- Ticaret ehli, hırsa kapılıp ibadetlerini aksatmamalıdır. Cenâb-ı Hak,

“Onlar öyle kimselerdir ki, ne bir ticaret, ne de bir alışveriş, Allah’ı anmaktan, namazı dosdoğru kılmaktan ve zekâtlarını vermekten onları alıkoymaz. Onlar kalplerin ve gözlerin dehşetten dönüvereceği bir günden korkarlar.” (Nûr, 37) buyurmuştur.

Dükkân sahipleri bilhassa Cuma namazına gitmeye dikkat etmelidir. Elemanlarının da Cuma namazına gitmesine izin vermelidir. Ticaret yerlerinde, çalışan ve müşterilerin beş vakit namazlarını kılması için abdest alınacak, namaz kılınacak yerlerin temin edilmesine dikkat etmelidir.

7- Ticaretinde helal kazanmaya riayet ettikten sonra zekâtını zamanında ve doğru şekilde hesaplayarak hak sahiplerine veren bir tüccar, dünyasıyla beraber ahiretini de kazanmış olur.

Bunun yanında eli açık olursa, ihtiyaç sahiplerine ve borçlulara kolaylık gösterirse Allah-u Zülcelâl de kıyamet gününde ona kolaylık gösterir.

Kur’an-ı Kerîm’de:

“Borçlu darda ise eli genişleyinceye kadar ona mühlet verin. Bilmiş olsanız borcu bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır” (Bakara, 280) buyrulur.

Sahabeden bir zat Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi veselleme gelerek:

“Ey Allah’ın Rasûlü, seni, borcunu ödemekte zorluk çeken birisine mühlet verene her gün için onun gibi sadaka vardır, derken dinledim; sonra da yine seni, borcunu ödemekte zorluk çeken birisine mühlet veren kişiye her gün için iki kat sadaka verilmiş gibi olur buyurduğunu işittim.”

Hz. Peygamber şu cevabı verdi:

“Borcun vadesi gelmeden önce verdiği her bir mühlet için onun gibi bir sadaka vardır. Borcun vadesi geldiğinde ona mühlet verecek olursa iki katı sadaka vermiş gibi olur.” (Ahmed b. Hanbel, IV, 442-443, V, 300, 308)

Bununla beraber zaruret yokken borcunu zamanında ödememek hak ihlalidir. Zamanımızda borçların ödenmemesi sebebiyle esnaflar mağdur olmakta ve nice küçük müesseseler bu şekilde kapanmak zorunda kalmaktadır. Bu da küçük esnafın yok olmasına sebep olmaktadır.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem; “Zenginin borcunu geciktirmesi zulümdür.” (Buhârî, Havale 1-2; İstikraz, 12; Müslim, Müsâkât, 33) buyurarak, ödeme imkanı varken alacaklıyı oyalayıp geciktirmenin günah olduğunu bildiriyor. Ashabı kiram Peygamber efendimiz aleyhissalatu vesselamın borçlu kişinin, borcu ödeninceye kadar cenaze namazını kılmadığını haber veriyor. Ancak zarureti olanlara anlayış göstermek sadakadır.

8- Ticarette, alışverişten cayan veya malı iade etmek isteyen kişilere mümkün olduğu kadar anlayışlı davranan kişiler de, Allah-u Zülcelâl’in sevgisine ve merhametine nail olur.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem:

“Allah-u Zülcelâl, satarken müsamahalı, satın alırken müsamahalı ve borcunu öderken ve hakkı hak sahiplerine teslim ederken müsamahalı olanı sever,”(Tirmizî, Alış-veriş, 74) buyurmuştur.

Elbette müsamahayı da istismar etmemelidir. Kullanılmış, zamanı geçmiş, satılamayacak hale gelmiş malı geri getirip iade etmek tüccarı sıkıntıya sokar. Kişi kendisi için istemeyeceği bir şeyi mümin kardeşine yapmamalıdır.

Cenâb-ı Hak ticaret ehli Müslümanları, maddî-mânevî ticarette yüksek makamlara erdirdiği kullarından eylesin. Âmin.

REKLAM ALANI
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ