Bu Vatanın Mayası İman ve İslam’dır
TOPLUM
Süleyman ERÇETİN
Gün geçmiyor ki, Dine İmana, İslam’a, Kur’an’a, Peygamberimize, mukaddes değerlerimize saldırı ile hakaret ile yeni bir skandal ile karşılaşmayalım.
Mayası iman ve İslam olan altında yüzbinlerce şühedanın, ulemanın medfun olduğu, şu cennet vatanda gerek sanat camiasından gerekse siyasi kanattan dinimize imanımıza, millî manevi değerlerimize saldırı haberleri ile yeni bir güne başlıyoruz.
Kimisi Hz. Âdem aleyhisselam ile Havva annemize cahil diyecek kadar densizleşerek edep ve ahlak sınırını aşar. Kimisi “Bizim partimizin taraftarı Mekke’de İnsanlara İslam’ı tebliğ eden Muhammed’in etrafındaki insanlardan daha çok, demek ki biz Muhammed’den daha başarılıyız,” diyerek Peygamberimizi aşağılama, küçük görme edepsizliğine ve ahlaksızlığına bürünür. Diğeri Hz. Ali radıyallahu anh Efendimizin kılıcı ile, öteki, bu milletin gözbebeği İmam Hatip nesli ile, alay etme aşağılama densizliğine, bir başkası İslam’ın hiçbir değerini taşımadığı halde, camii hocası ile, bir vaiz ile tartışmaya kalkışır. Vesaire…
Aslında bu şekilde çıkış yapan holiganlar, güya bir şey yaptıklarını zannederler. Bu hareketleri ile insanı insan yapan değerler ile hiç tanışmadıklarından, edep ve ahlaki değerlerden yoksun olduklarını, kendi dilleri ile milyonları şahit tutarak itiraf etmektedirler. Allah kendi dilleri ile kendilerinin nasıl birileri olduğunu söyletmekte, böylelikle Allah’ın, bütün insanların ve melekelerin lanetine uğradıklarının farkında bile değiller.
Rabbimiz böylelerine Ali İmran suresi 87. Ayet-i kerimelerinde şöyle tehdit ediyor:
“Böylelerinin cezası Allah’ın Meleklerin ve tüm insanların lanetine uğramalarıdır.”
Din-i İslam’a mukaddes değerlerimize yapılan bu saldırılar hiç de yeni değildir. Mayası iman ve İslam olan, ecdattan miras kalan bu Anadolu coğrafyasında, Cumhuriyet kuruldu kurulalı, yıllardır devam etmektedir.
Özellikle Tek partinin iktidar olduğu 1940’lı,1950’li yıllarda, milletvekilleri tarafından İslam’a Kuran’a Peygamberimize, milli manevi değerlerimize, çok ağır hakaretler aşağılamalar yapılmıştır. “İslam denince benim aklıma çorap kokusu gelir,” diyen, minarelerden ezanın orijinalini bozup Türkçeleştiren zihniyet ile, bugün İslam’a ve Milli Manevi değerlerimize saldıran zihniyet aynı zihniyettir.
Kur’an kurslarını kapatan, camileri kapatıp ahır ve depo yapan, binlerce Âlimi, sırf Kuran okutup talebe yetiştiriyor diye darağacına yollayan, “Din zehirdir” diyen, “Türkiye’de dini söküp atabilmek için bize 30 sene lazım.” “Sultanla birlikte Allah’ı da tahtından indirdik.” “Kâbe Arabın olsun, Çankaya yeter bize.” Diyen bu zihniyettir.
Hacca gidenlere “Hacca gitmeyin, Araplara para yedirmeyin, oraya giderseniz Muhammed sizi geri göndermez” gibi, alay safsata ve hakaretleri yıllar yılı sarf eden bu zihniyet ile, bugün İslam’a ve mukaddes değerlerimize saldıran zihniyet aynı zihniyettir.
İşte bu tür zırvalar, İslam’a ve kutsalımıza yapılan hakaretler bazı milletvekilleri tarafından meclisin kürsüsünden yapılmıştır. Burada söylediklerimiz yıllar yılı İslam’a ve mukaddesatımıza yapılan saldırıların sadece birkaç tanesi…
Sanat alanında ise; şarkıcıların sanat adı altında şarkı sözleri ile İslam’ı ve dini değerlerimizi tahfif ve hakaretleri sayılamayacak kadar çoktur. Bunlardan bazıları; “Seninle Cehennem ödüldür bana, Sensiz Cennet bile sürgün sayılır.” “Bir Tanrıya taptım bir de sana.” “Kaderin böylesine yazıklar olsun.” “Sevdim seni Rabbim kadar.” Gibi itikadımıza göre küfrü gerektiren sözlerdir.
Türk filmi ve dizilerde İslam’ın mübarek ayları, Recep’le Şaban’la Ramazan’la yapılan alaylar. Dizilerde filmlerde, Din adamları ve Hocaların kötü, pis, sahtekâr, cinci büyücü rolünde oynatılarak, dine İslam’a ve mukaddes değerlerimize yapılan saldırıları burada saymakla bitiremeyiz.
Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşımızın dizelerinde; Arkadaş yurduma alçakları uğratma sakın, Siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın, Doğacaktır sana vadettiği günler hakkın, Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın diyor ya… İşte hayasızlık, edepsizlik, ahlaksızlık, cennet vatanımızın her köşesine yayılmakta…
Geçmişte Müslümanlar sindirilip bastırıldığı için veya siyasal temsil güçleri olmadığı için, yapılan bu saldırıları sineye çekmiş tepki verememiş, herhangi bir hukuki mücadelede başlatamamıştı. Ama şimdinin Modern Türkiye’sinde basın yayın teknolojik imkânların gelişmesi ile Müslümanların Siyasal temsil gücünün olması, dine, İslam’a ve milli manevi değerlerimize yapılan her saldırılar karşılıksız kalmayacağını göstermektedir.
Artık Türkiye’de, Türk- Kürt, Sağ- Sol sorunu, Laik- Anti laik, Demokrat-Anti Demokrat sorunu yok. Gelecekte Türkiye’nin en önemli iki sorunu var İslam’ı savunanlar ve İslam’a saldırıp İslam’a düşman olanlar.
Allah Vatanımızı Milletimizi her türlü felaket ve musibetten korusun, akıbetimizi hayreylesin. Selam ve Dua ile.