Dünyadan Gündem
Terör İslam’a mal edilemez
Suriye, Irak, Pakistan ve Kenya gibi ülkelerde tırmanan şiddet dalgası bölgeyi endişelendiriyor. Diyanet İşleri Başkanı Görmez, tüm Müslümanlara, din ve mezhep adına yapılan teröre net tavır alma çağrısı yaptı.
Görmez, “Son yıllarda Müslümanlara yönelik olduğu ölçüde, Müslüman olmayanlara karşı da gerçekleştirilen bu tür eylemleri, her şeyden önce niyet, kapsam ve sonuçları itibariyle şaşırtıcı, üzücü ve sarsıcı birer fitne unsuru olarak gördüğümüzü belirtiyor, bu tür eylemleri tel’in etmeyi de Müslüman olmamızın zorunlu bir gereği olarak ifade etmek istiyoruz.
Kendisini Müslüman olarak gören, hisseden ve tanımlayan birinin, bu acımasız eylemleri haklılaştırmak için İslam’dan meşruiyet almasının mümkün olmadığını ifade eden Görmez, “İslam’ı terörle, şiddetle, katliamla ve tedhişle eşdeğer hale getiren bu tür eylemleri gerçekleştirenlerin neyi amaçladıklarından ziyade, sonuçlarına dikkat kesilmek gerekir. İslam’ın zenginleştirici yorumlama geleneği içinde, hiçbir mezhep, meşrep ve anlayış, bu zalimce tavır ve tutumları hoş göremez ve onaylayamaz. Bu tür nevzuhur anlayışlar üzerinde, başta İslam bilginleri ve dini müesseseler olmak üzere, bütün Müslümanlar keskin tavır alarak bu tutumun yaygınlaşmasının önüne geçmelidirler.” Diye konuştu.
Öte yandan, Irak’ta peş peşe aralıklarla gerçekleşen ve başta mezhep olmak üzere, etnik ve kültürel farklılıkları hasmane bir şiddetle yok etmeyi ve Müslümanların kadim birlikteliklerini parçalamaya yönelik saldırıların da bütün bir coğrafyada kaygıyla izlendiğini anlatan Görmez, “Müslümanın Müslümana kıymasının, Müslümanın Müslümana eza ve cefa vermesinin, zulümde adeta birbirleriyle yarışır bir şekilde, kendinden menkul aidiyetlerini kutsayarak, kendileri gibi olmayanlara hayat hakkı tanımayanların, ne İslam’da nede İslami gelenekte hiçbir temelleri, hiçbir meşruiyetleri olabilir. Bu nedenle biz Müslümanlar bu yaklaşımlardan beri olduğumuzu her fırsatta beyan ediyor, Ümmet-i Muhammed’in içinde ifsad edici bir hareket olarak dolaşan bu kabil fikir ve düşüncelerden, eylem ve saldırganlıklardan dolayı Allah’a sığınıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Esma için Rabia haccı
Mısır’da güvenlik güçlerinin müdahalesinde şehit olan İhvan liderlerinden el-Bilteci’nin kızı Esma için hac ve umre seferberliği başlatıldı.
Mısır’da güvenlik güçlerinin 14 Ağustos’ta darbe karşıtlarının gösteri düzenlediği Rabiatul Adeviyye ve en-Nahda meydanlarına müdahalede bulunduğu sırada şehit olan Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) liderlerinden Muhammed el-Bilteci’nin kızı Esma için hac ve umre seferberliği başlatıldı.
Esma’nın ağabeyi Ammar’ın, sosyal paylaşım sitelerinde, Esma’nın yerine vekâleten hac yapma çağrısı, Rabia’daki arkadaşları ve hayırsever kişiler tarafından büyük ilgi gördü. Hac ve şehadetin, hayat ve ölümü temsil ettiğini söyleyen Ammar, “Esma’nın yerine bir başkasının haccedecek olması, taşıdığı mesaja ve kanıyla savunduğu davasına ortak olma mesajı içeriyor” diye konuştu.
Esma adına haccedeceklerden olan Ahmed Tarfaye, “Geçen yıl 25 Ocak devrimi şehitlerinden Mustafa es-Savi adına haccettim, bu yıl ise Esma için haccedeceğim” dedi.
Adına vekaleten hac ve umre yapılacak Rabia şehitleri arasında Esma’nın yanı sıra, Habibe Abdulaziz, Esma Sakr, Hale Ebu Şuayşa, Abdurrahman ed-Dib, Abdurrahman Cude gibi isimler de yer alıyor.
Doğu Türkistan’da 139 kişi tutuklandı
Çin polisinin, 7 kişiyi öldürdüğü Doğu Türkistan’da, son iki ay içinde 139 kişiyi de internet üzerinden cihad çağrısı yaptıkları gerekçesiyle tutukladı.
Pekin yönetimi, Doğu Türkistan’da giderek yükseldiğini iddia ettiği “cihad”a karşı baskılarını artırmayı sürdürüyor. Bölgedeki sivil toplum kuruluşları, dernekler yoğun bir Çin baskısı altında. Çin medyasından bazı gazeteler, yerel polise dayandırdıkları haberlerde, Doğu Türkistan’da, özellikle internet üzerinden örgütlenen Mücahid grupların yaygınlaştığını öne sürüyor. Bu örgütlenmelere karşı son iki ayda başlatılan operasyonlarda ise toplamda 139 kişi tutuklandı.
Konuyla ilgili açıklama yapan Dünya Uygur Kongresi üyesi Dilşad Reşit, Çin yönetiminin bölgedeki sistematik baskılarının devam ettiğini söyledi. Reşit, internet üzerinden Cihad çağrısı yapıldığını iddia eden Çin yönetiminin, bu yolla Uygurların interneti rahat kullanmasını engellemeye, dünyaya açılmalarının önüne geçmeye çalıştığını söyledi.
Çin devlet medyası, Uygurların internet üzerinden kurdukları iletişim aracılığıyla Suriye’ye giderek cihada katıldıklarını savunuyor.
Diğer taraftan Çin devleti, Doğu Türkistan’ın Kaşgar kentinte polis şiddetini protesto etmek için bir araya gelen Uygurlara yine şiddetle karşılık verdi. İddiaya göre son 10 gün içinde çeşitli gösterilere silahla müdahale eden Çin polisi ve askeri, yedi Uygur’u öldürdü. Yine polis tarafından gözaltına alınan dokuz Uygur’dan ise hâlen haber alınamıyor.
Merkezi Almanya’nın Münih kentinde bulunan Dünya Uygur Kongresi tarafından yapılan açıklamaya göre, Çin yönetimi Doğu Türkistan’da bir kez daha katliam yapmaya başladı. Açıklamada, Çin polisinin şiddetini protesto etmek isteyen Uygurların üzerine ateş açıldı. Üç farklı noktada polis tarafından uygulanan şiddette, şu ana kadar 7 kişi hayatını kaybetti. Gösterilere katılanlar ve katılmak isteyenler Çin polisi tarafından gözaltına alındı.
Dünya Bülteni.com