Güzel Ahlak Numunesi Bir Kıssa

Güzel Ahlak Numunesi Bir Kıssa
İbrâhim b. Edhem bir grup arkadaşıyla birlikte idi, gündüzleri çalışıp onlara harcardı. Akşamleyin oruçlu olarak bir yerde toplanırlardı ve İbrâhîm b. Edhem her seferinde işten geç dönerdi. Arkadaşları bir akşam birbirlerine: “Gelin bu akşam da iftarı onsuz yapalım, geldiğinde kendisine yiyecek bir şey kalmadığını görür ve bundan sonra zamanında gelmeye çalışır” dediler.

İbrahim b. Ethem rahmetullahi aleyh dönünce arkadaşlarını uyur vaziyette buldu. Kendi kendine: “Zavallılar, herhalde yiyecek bir şey bulamadılar” dedi. Ve oradaki undan bir miktar alıp yoğurdu. Fırının ateşini yaktı ve yoğurduğu çöreği fırına attı.

İbrâhîm dirseklerini toprağa koymuş ateşi üflerken arkadaşları uyandılar ve ne yaptığını sordular. İbrâhîm arkadaşlarına: “Kendi kendime, ‘bunlar herhalde akşam yemeğini bulamayıp uyudular’ dedim. Çörek hazırlanana kadar da uyandırmak istemedim” dedi.

Arkadaşları mahcûb bir vaziyette birbirlerine; “Bir bizim yaptığımıza bakın, bir de onun yaptığına” dediler.
Bela Gelmeden Evvel Tevbe Et!
İbn-i Abbas radıyallahu anh; “Ey günah işleyen kişi! Sakın ola ki bu yaptığının (günahının) cezasını görmeyeceğini sanma. İşlemekte olduğun bir günahta ısrar etme. Bil ki bir günahı işlemekte ne kadar ısrar edersen, ceza da o nispette büyük olur.”

Gecede İnsanın Manevi Nasibi Vardır
Hazreti Ömer radıyallahu teala anhum Efendimizin uyumak için bir yatağı yoktu. Bazen ayakta iken uyuklar gibi olurdu. Bu durum kendisine sorulunca şöyle dedi; “Nasıl uyuyabilirim ki, gündüz uyusam insanların işi kalır. Gece uyusam Rabbim’den alacağım nasibi kaybederim.”

Allah’a aşık olan kimseler gece ibadetine düşkündürler. Bizlerde onları kendimize örnek alalım. Hazreti Ömer radıyallahu anh adaletiyle meşhurdu biliyorsunuz değil mi? Adil bir devlet başkanının ne kadar yoğun olacağını düşünün. O, gündüz devlet işleriyle meşgul olduğu için yorgun düşüyor ama Rabbimizden alacağı nasibi kazanmak için de gecelerini ibadetle geçiriyordu. Biz onlar gibi sabaha kadar ibadet yapamazsak da hiç değilse iki rekatta olsa uykumuzdan feda ederek teheccüd namazı kılalım.

Kurtuluş Fırkasının En Önemli Vasfı
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem:
– Ümmetim, yetmiş üç fırkaya ayrılacak, bunların içinden bir fırkası kurtulacaktır, buyurdu. Ashâb-ı kirâm sordular:
– Ya Rasulallah! O kurtulan fırka, hangi fırka olacaktır? Efendimiz:
– Benim ve ashabımın takip ettiği yolu izleyenler, karşılığını verdi. (Tirmizî, Îman, 18; İbn-i Mâce, Fiten, 17)

Dolayısıyla ümmet-i Muhammed’in “Ehl-i sünnet ve’l-cemaat” istikametinden saptırılmaya çalışıldığı günümüzde, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin sünnetine azı dişlerimizle sımsıkı sarılmamız elzem ötesi elzemdir.

Öyle Bir Mühürle Ki Azalarını
Ebû’l-Hasan Harakānî rahimehullah Hazretleri buyurur: “Dilini öyle bir mühürle ki Allâh’ın râzı olmadığı şeyleri konuşamasın! Kalbini öyle bir mühürle ki Allah’tan gayrısına meyletmesin! Ağzına öyle bir kilit vur ki helâl olmayan bir şey oradan geçmesin! Diğer âzâlarını da öyle bir mühürle ki ihlâssız bir amel işlemesin!”