HZ. MEVLÂNA MUHAMMED CELÂLEDDĪN RÛMÎ KUDDİSE SİRRUHU

  • 15 Ağustos 2016
  • 1.014 kez görüntülendi.
HZ. MEVLÂNA MUHAMMED CELÂLEDDĪN RÛMÎ KUDDİSE SİRRUHU
REKLAM ALANI

Mevlana ve Rûmî, kendisine sonradan verilen isimlerdendir. “İlim öğrenip istifade ettiğimiz efendimiz” anlamında Mevlana ismi O’na pek genç yaşlarında Konya’da ders okutmaya başladığı tarihlerde verilmiştir. Hazret-i Pîr, Hüdâvendigâr ve Mollâ-yı Rûm lâkaplarıyla; Belhî (Belhli), Rûmî (Anadolulu) ve az da olsa Konevî (Konyalı) sıfatlarıyla anılan Mevlana Celâleddîn Muhammed Hazretleri, 30 Eylül 1207 tarihinde bugün Afganistan’ın kuzeyinde yer alan eski büyük Türk kültür merkezi Belh şehrinde dünyaya gelmiştir.

“Hamdım, piştim, yandım” gibi kısacık bir cümle ile özetler mübarek hayatını…

Hazreti Mevlana mana eri, asırları aşan faziletin sahibi bir büyük, hem kâmil hem mükemmil bir mürşid…

REKLAM ALANI

Her türlü kemale erişi aşkta görmesinden olsa gerektir Hazreti Mevlana’nın bütün eserleri aşka dairdir. Zira aşk hayatın aslıdır, özüdür. Kainatın yaratılış sebebi aşktır. Varlık alemlerinin yaratılmasındaki yegane maksadın, Cenab-ı Hakk’ın Hazreti Peygamber sallallahu aleyhi vesellem Efendimize duyduğu sevgi olduğu belirtilir. Mademki varlığın mayası aşktır, aşkın en ileri noktası olan Allah aşkı ve muhabbeti her şeyin üzerinde kıymete sahiptir. Mevlana bu düşünceden hareketle, binlerce beyitte ilahi aşkı söylemiştir. Onun aşka dair düşüncelerini dört grupta toplamak mümkündür. “Akıl ve aşk kıyaslaması, aşkın kıymeti, faziletleri ve üstünlükleri, fani aşkların kıymetsizliği ve aşktan nasibi olmayanların zavallılığı …

Prof.Dr. Adnan Karaismailoğlu Mevlana hazretlerinin eserleri hakkında şu değerlendirmeyi yapar; “Mevlana Hazretleri, eserlerinin hemen tamamı gazel ve rubaîlerden oluşan Dîvân-ı Kebîr’de özellikle ilâhî aşkını, gönül derdini, mazmun ve remizlerle şiirin imkânlarını kullanarak anlatmıştır. Mesnevî’sinde ise bilgilendirici ve öğretici bir yol izlemiş, yaşadığı yıllara kadar hayata geçen anlayış ve tavırları konu edinmiştir. Bu nedenle yirmi altı bin kadar beyti içeren Mesnevî’si dünyada daha çok ilgi toplamış ve asırlar boyu çok geniş bir sahada, üzerinde şerh (açıklama), tercüme, seçme, konulara göre derleme ve sözlük çalışmaları yapılmıştır. Mesnevî’nin başta Konya Mevlana Müzesi Kütüphanesi’nde ve İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi’nde olmak üzere yüzlerce belki de bini aşkın el yazması örneği ve İstanbul, Tahran, Bulak, Bombay, Tebriz, Loknov, Ganpur, Münih, Londra gibi şehirlerde yapılmış yüze yakın baskısı mevcuttur. Bu eserin daha çok Türkçe ve Farsça olmak üzere çeşitli dillerde yazılmış kırkı aşkın şerhi/açıklaması vardır.”

Mevlana Celaleddini Rumi Hazretleri, sayıları binleri geçen beyitleriyle; öğüt ve tavsiyelerde bulunarak büyük bir kararlılık içerisinde insanın dünyadaki sıkıntılarına, dertlerine çözüm sunar, gerçeklerle zihnini ve yolunu açmaya çalışır. Bu nedenle eserleri, aradığını bilenler için büyük bir kaynaktır ve insanı hakikate ulaştırır. Mevlana Celaleddin Hazretlerinin eserlerini okuyan binlerce gayrimüslim, onun vesilesiyle Müslüman olmuşlardır.

Asrımızın büyük mürşidlerinden Osman Nuri Topbaş rahmetullahi aleyh Hazreti Mevlana’yı şöyle tarif etmektedirler; “Mevlana Hazretleri, hâl lisânına ilâveten, bir de sözlü beyâna memur kılınmıştır. Bu yüzden o Hak âşığı, kalemi, kelâmı, gönül eserleri ve feyizli sohbetleriyle; hakîkati arayan, Hakk’a teşne gönülleri asırlardan beri irşâd etmeye devam etmektedir.

Mevlana Hazretleri, Cenâb-ı Hakk’ın lûtfettiği ilim, irfan, sır ve hikmetleri, kendisine verilen müstesnâ bir beyan ve îzah salâhiyetiyle kelimelere aksettirmiştir. Bu bakımdan o, âdeta bütün Hak dostlarındaki gönül feyzinin tercümânı mevkiindedir.”

Hz. Mevlana’yı tanımaya çalışırken, göz önüne almamız gereken en önemli hususlardan birisi: O’nun “Kur’anın sadık bir talebesi ve hizmetkarı, Hz. Peygamberin sallallahu aleyhi vesellemin varisi ve talebesi” olduğu gerçeği dikkate alınarak anlamaya çalışılması gerektiğidir. O bu hakikati şu beyitleriyle tüm aleme ilan etmiştir:

Men bende-i kur’anem eger can darem
Men hâk-i reh-i muhammed muhtarem
Eger nakl kuned cüz in kes ez güftarem
Bizarem ez u vez an suhen bizarem

Yani;
Ben yaşadıkça Kur’an’ın bendesiyim
Ben, Hz. Muhammed Mustafa’nın yolunun tozuyum
Biri benden bundan başkasını naklederse
Ondan da şikayetçiyim, o sözden de şikayetçiyim

Ahirete irtihali

Hazreti Mevlâna 17 Aralık 1273 Pazar günü Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Mevlâna’nın cenaze namazını Mevlâna’nın vasiyeti üzerine Sadreddin Konevî Hazretleri kıldıracaktır. Ancak Sadreddin Konevî rahmetullahi aleyh çok sevdiği Mevlâna’yı kaybetmeye dayanamayıp cenazede bayılır. Bunun üzerine, Mevlâna Hazretlerinin cenaze namazını Kadı Sıraceddin kıldırır.

Hazret, “Gel” derken,
hidayete çağırıyordu

Yeri gelmişken izah edilmesi gereken bir konu olarak şunu da açıklayalım. Mevlana hazretleri bir rubaisinde şöyle buyuruyor; “Yine gel, yine gel, her ne isen olduğun gibi yine gel.. Hakkı tanımıyorsan, ateşe tapıyorsan, puta tapıyorsan yine gel. Bu bizim dergahınız, evimiz ümidsizlik evi değildir. Yüz kere tevbeyi bozmuşsan yine gel..”

Günümüzde Mevlana’dan bahsedilen her yerde, her toplantıda sanki bu büyük velînin başka güzel şiirleri yokmuş gibi bozuk plak misali hep bu rubaî tekrar edilip durulur. Bu rubaî “Allah’ın rahmetinden ümid kesmeyiniz. Allah bütün günahları bağışlar. Çünkü O çok bağışlayan çok esirgeyendir.” (39/53) ayet-i kerimesinin îzahından ibarettir. Hoşumuza giden “yüz kere tevbeni bozmuşsan yine gel” sözü ümidsizliğe kapılma, Allah’ın rahmetinden ümîdi kesme manasına gelmektedir. Yoksa Hazret-i Peygamberin yolundan kıl kadar ayrılmayan Hazret-i Mevlana, tevbeyi sıksık bozmanın Hakk’a karşı küstahlık olduğunu elbette bilmektedir. Ve rubaisinde ise samimi olarak tevbe etmeye çağırmaktadır.

Mevlana Hazretlerinin vasiyeti

“Ben size, gizli ve aleni, Allah’dan korkmanızı, az yemenizi, az uyumanızı, az söylemenizi, günahlardan çekinmenizi, oruç tutmaya ve namaz kılmaya devam etmenizi, daima şehvetten kaçınmanızı, halkın eziyet ve cefasına dayanmanızı avam ve sefihlerle düşüp kalkmaktan uzak bulunmanızı, kerem sahibi olan salih kimselerle beraber olmanızı vasiyet ederim. (İnsanların) Hayırlısı, insanlara faydası dokunandır. Sözün hayırlısı da az ve öz olanıdır. Hamd, yalnız tek olan Allah’a mahsustur. Tevhid ehline selam olsun.”

Hazretin Oğluna Vasiyetidir

Mevlana Hazretleri Oğlu Sultan Veled rahmetullahi aleyhe şöyle vasiyet etmiştir:

“Ey oğlum! Sana vasiyet ediyorum ki, her halde ilim, edep ve takvâ üzerine bulun. Her zaman geçmiş din büyüklerinin eserlerini inceleyerek, Ehl-i sünnet vel-cemâat yolundan ayrılmamayı vazîfe edin.

Fıkıh (İslâm hukûku) ve hadîs-i şerîf öğren, câhil sofulardan olma.

Namazı her zaman cemaatle kıl, fakat imam ve müezzin olma. Şöhret isteme, zîrâ şöhret afettir. Makama bağlı olma. Yazdığın şeylerde adını yazma.

Mahkemede hâkim huzûruna çıkma. Kimseye kefil olma. Halkın işlediği işlere karışma. Devlet büyüklerinin çocuklarıyla arkadaşlık etme. Uzlete çekilme, yalnız kalma.

Çok söz söyleme. Çok söz işitmek kalbe nifak verir. Sözü inkâr etme. Onun söyleyenleri ve sahipleri çoktur. Az söyle ve halkın kötülük ve eğrilerinden arslandan kaçar gibi kaç, bir kenarda dur.

Kadınlardan ve dinde eğri yollara girenlerden sakın (Onlardan uzak dur!) Herkesle ve zenginlerle sohbet etme (oturup kalkma).

Helal ye ve şüphelilerden kaçın. Dünya malına kapılma. Dünya arzusu dinin zayi olmasına sebep olur.

Çok gülme ve kahkaha atma. Zira fazla gülmek kalbin ölümüdür.

Herkese şefkatle bak. Hainlikle bakma. Dışını süsleme. Zîrâ dışın süsü; için, kalbin, rûhun harâb olduğunu gösterir.

Başkalarıyla mücâdele etme ve hiç kimseden bir şey isteme. Kimseye hizmet buyurma.

Âlimlere, evliyâya, mal, can ve tenle hizmet et. Din büyüklerinin hâllerini inkâr etme. Zîrâ inkâr edenler rahat ve kurtuluş yüzünü göremezler…”

Dostlarınızı sık ziyaret ediniz

Hemen hemen her konuda hikmetli bir sözle kişiyi en güzele yönlendirmeye çalışan Mevlana Hazretleri dostluğun üzerinden önemle durarak şu tavsiyelerde bulunur: “Dostlarınızı sıkça ziyaret ediniz. Çünkü üzerinde yürünmeyen yollar, diken ve çalılarla kaplanır.” der…

“İnsanlarla dost ol. Çünkü kervan ne kadar kalabalık ve halkı çok olursa, yol kesenlerin beli o kadar kırılır.”


Nasihatlerinden bazıları

Mevlana Hazretleri buyurur: “Ey kardeş! Sen, tefekkür ile hayat bulmalısın… Eğer tefekkürün gül ise, sen gül bahçesindesin. Tefekkürün diken ise, külhan kütüğüsün!”

Mevlana Hazretleri buyurur: “Dünya nimetlerle dolu olsa, fareyle yılan yine toprak yerler. Tahtanın içindeki kurt; «Kimin böyle güzel helvası var!» der.” “Eşek müşteri olup bir şey alacak olsa, elbette ham kavunu alırdı.” “İnsana, aradığı şeye bakılarak değer verilir.”

“Dünya hayatı bir rüyâdan ibârettir. Dünyada servet sahibi olmak ise rüyâda define bulmak gibidir. Dünya malı, muayyen bir zaman dilimi içinde nesilden nesile aktarılarak yine dünyada kalır.”

Mevlana Hazretleri buyurur: “İnsaf et; aşk güzel (bir âb-ı hayat)tır. Onu zedeleyen (ona zehir serpen) ise senin (nefsânî ve) kötü huylarındır. Sen, şehvete aşk adını koymuşsun. Âh bir bilsen, şehvetle aşk arasında ne uzun bir mesâfe var!”

Bu fânî âlemde azıcık
uykuyu azalt da…

Mevlana Hazretleri buyurur: “Cenâb-ı Hakk’ı dost edinmek istersen, şunu iyi bil ki, dostların yanına eli boş gidilmez. Dostların yanına eli boş gitmek, değirmene buğdaysız gitmeye benzer. Cenâb-ı Hak mahşer gününde kullarına: «Kıyamet günü için ne hediye getirdiniz?» diye soracak ve ardından şöyle buyuracak: «Sizi ilk yarattığımızda olduğu gibi, eli boş, azıksız olarak, tek başınıza ve muhtaç bir hâlde geldiniz. Haydi söyleyin, kıyamet günü için ne hediye getirdiniz? Yoksa sizde dünyadan ahirete dönmek ve Allah’ın huzuruna çıkmak ümidi yok muydu? Kur’ân’ın kıyamet hakkındaki haberleri, size boş mu görünmüştü?”

“Ey ahsen-i takvîm, yani en güzel vasıfta yaratılan insan! Hakk’ın kapısına böyle boş bir gönülle nasıl ayak atıyorsun? Bu fânî âlemde azıcık olsun uykuyu, yemeyi-içmeyi azalt da Cenâb-ı Hak ile buluşacağın zaman için bir hediye hazırla!”

Allahu Zülcelal, gönül âlemlerimizi, Hazreti Mevlana gibi Peygamber vârisi Hak dostlarının ilim menbağından süzülen feyzle aydınlatsın ve bizleri onlardan istifade edenlerden eylesin. (Âmin)

REKLAM ALANI
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ