İBRET-İ ALEM / Dünya Bir Hayal

  • 08 Kasım 2024
  • 136 kez görüntülendi.
İBRET-İ ALEM / Dünya Bir Hayal
REKLAM ALANI

İBRET-İ ALEM
Dünya Bir Hayal
Ahmed Özkan

تَأَمَّلْ فِي الْوُجُودِ بِعَيْنِ فِكْرٍ
تَرَى الدُّنْيَا الدَّنِيئَةِ كَالْخَيَالِ
وَمَنْ فِيهَا جَمِيعًا سَوْفَ يَفْنىَ
وَيَبْقَى وَجْهُ رَبِّكَ ذوُالْجَلَالِ
Teemmel fil vucûdi biayni fikrin,
Teraddünyeddenîete kel hayâli,
Ve men fîhê cemîen sevfe yefnê,
Ve yabkâ vechü Rabbike zül celâli.
Bu dünya hayatına ibretli bir göz ile bak ve iyice düşün. Düşününce göreceksin ki bu denî (aşağılık ve kıymetsiz) dünya hayatı bir hayal gibidir.
Dünyanın içinde olan her şey er-geç yok olacak, sadece celal sahibi Rabbimiz olan Yüce Allah bâki kalacaktır.
Bir mümin dünyayı yaşanır hale getirmek için gayret edecektir, zira görevlerinden biri de budur. Yüce Allah bir Ayet-i kerime’de bu hususta şöyle buyuruyor:
“O sizi yerden var etti ve size orayı ma’mur hale getirme görevi verdi.” (Hûd; 61)
Mümin dünyayı mamur hale getirmeye çalışırken, yakasını dünyaya kaptırmadan, dünya sevgisini kalbine yerleştirmeden dünyanın bir konaklama yeri değil, geçiş yeri olduğunun şuurunda olacak.
Halife olan insanoğlu kendini de inşa edecek, dünyayı da inşa edecek, bu hilafeti sürdürmek için asli görevi olan ibadeti de asla aksatmayacaktır.
Mü’min denge insanıdır, her hususta dengeli ve ölçülü davranır. Ahiretin tarlası mesabesinde olan dünyayı ve içindeki bütün dünyalıkları ahirete azık olarak değerlendirir.
Allah’ım bizleri ve bütün mümin kardeşlerimizi dünyanın geçici olan ziynetine, şatafatına, rengarenk aldatıcı ve oyalayıcı haramlarına aldanmadan hayat sürenlerden eyle. Âmîn.

AZIK
تَزَوَّدَ مِنْ حَيَاتِكَ لِلْمَعَادِ
وَقُمْ لِلَّهِ وَاجْمَعْ خَيْرَ زَادٍ
وَلاَ تَرْكَنْ إِلَى الدُّنْيَا كَثِيرًا
فَإِنَّ المَالَ يُجْمَعُ لِلنَّفَادِ
أَتَرْضَى أَنْ تَكُونَ رَفِيقَ قَوْمٍ
لَهُمْ زَادٌ وَأَنْتَ بِغَيْرِ زَادِ

REKLAM ALANI

Tezevved min hayâtike lilmeâdi,
Ve kum lillehi vecme’ hayra zêdin.
Vekê terken ileddünyê kesîren
Feinnel mêle yucmeu linnefêdi.
Eterda en tekûne rafîka kavmin,
Lehüm zâdün ve ente biğeyri zêdin.
Yaşadığın ve meâş günlerin devem ettiği müddetçe, ahirete ve o meâd ve Allah’a dönüş günü için azık topla. Allah için gayret et de en hayırlı azık (olan takva azığın)ı biriktir.
Dünyaya fazla dalma, zira dünya (ve içindeki) mal yok olacak. (Eğer dünyaya dalıp azık toplamazsan) böyle azıksız bir şekilde azığı (bol) olanlarla (ahirette) beraber olmaya razı olur musun?
Ahirette sermayesi ve azığı bol olanlar en yüksek derecelerde ve makamlarda bulunurken, onları görüp imrenenler olacaktır. Belki yutkunarak bakacaklar ve: “Ah keşke biz de dünyada iken daha fazla gayret etseydik de bugün biz de bu makamlarda olsaydık,” diyeceklerdir.
Bu hususta rivayet edilen bir Hadis-i Şerif şöyledir:
“Her vefat eden kişi bir çeşit nedamet ve pişmanlık duyar. İyi ise keşke daha fazla iyilik yapsaydım diyecek. Yok iyi değilse pişman olacak ve: Keşke daha önce tevbe etseydim de günahlardan vazgeçseydim diyecektir.” (Tirmîzî; Hadis no: 2403)
Ahiret günü her manada pişmanlık duymamak için Yüce Allah’ın bizlere verdiği imkanları seferber ederek o güne hazırlıklı olmak, Peygamberler, Sıddıklar, şehitler ve salihlerle beraber olmak için gayret göstermeliyiz.
Yüce Allah bizleri ve bütün mümin kardeşlerimizi bu anlamda muvaffak eylesin bu yoldaki zorlukları, engelleri bertaraf eylesin. Âmîn.
ZAMANI HEBÂ ETMEK
مِنْ عَلَامَةِ الْمَقْتِ تَضْيِيعُ الْوَقْتِ
Min alamet il mekti, tadyî’ul vakti.
Yüce Allah’ın bir kula gazab ettiğinin delili, kulun kendisine verilen vakit (zaman/ömür) nimetini boşa, boş şeylere harcaması ve mâ lâ ya’nî şeylerle tüketmesidir. (Nevevi; Müslim şerhi: 17/197)
Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem efendimiz de bu konuda bir hadis-i şerifte şöyle buyuruyor:
نِعْمَتانِ مَغْبُونٌ فِيهِمَا كَثِيرٌ مِنَ النَّاسِ اَلصِّحَّةُ وَالْفَرَاغُ
“İki nimet vardır ki bu iki nimeti değerlendirme konusunda insanların çoğu zarar ve ziyandadır sıhhat ve boş vakit.” (Buhârî; Hadis no: 6412)
Bazıları sağlık içinde yaşıyor ama geçimini temin etmek için çok zaman harcamak zorunda kalıyor. Bazıları varlıklıdır ama hastadır.
Bir insan düşünelim ki hem sağlığı yerinde hem fazla zaman harcamadan geçimini iyice temin edebiliyor. Bu iki nimeti elinde tutan bir insan hâlâ sağlığının ve müsait olan boş vaktinin kıymetini bilmiyorsa, buna mukabil boş şeylere, daha kötüsü de zamanını haram ve günahlara sarf ediyorsa bu kişi elbette zarar ve ziyandadır.
O’na salât ve selâm olsun Rasulullah efendimiz bir başka hadis-i şerifte şöyle buyurdular:
مِنْ حُسْنِ إِسْلامِ الْمَرْءِ تَرْكُهُ مَا لاَ يَعْنِيْهِ
“Bir kişinin güzel müslüman olduğunun delillerinden biri, kendisini ilgilendirmeyen işlerle uğraşmamasıdır.” (Ahmed, Müsned, Hâdis no: 1737)
Her şeyin telafisi mümkün olabilir, fakat kaybolan zamanın telafisi mümkün değildir. Geçtiğimiz yılı kimse geri getiremez. Getiremez ama geçen yılda yapılan günah, masiyet varsa, işlenen haram varsa kişi bunlardan tevbe edebilir. Geçen yılda boşa geçirdiği vakitleri bu yıl zamanını dolu dolu geçirerek bu anlamda telafi edebilir ama geçen yıl bir daha geri gelmez.
Geri gelmeyecek şeylerden biri de zaman olunca birisi mezar taşına şu beytin yazılmasını tavsiye etmiştir:
فَيَا حَسَرَاتٍ مَا إِلَى رَدِّ مِثْلِهَا
سَبِيلٌ وَلَوْ رُدَّتْ لَهَانَ التَّحَسُّرُ
Feyâ hasarâtin mê ile raddi mislihê
Sebîlün ve lev ruddet lehêne ttahassürü.
Ah! Dünyada iken zamanımı, ömrümü boşa geçirdiğimden dolayı kabirde çekeceğim o hasretler (var ya, ne kadar acı bir durum) boşa geçirdiğim zamanlar geri gelseydi de (dolu dolu geçirseydim) ne iyi olurdu, o zaman pişmanlık, hasret ve nedamet azalırdı, ama heyhât…
Allahım! Bizleri ve bütün mümin kardeşlerimizi ölümle uyanmadan önce uyandır. Razı olacağın işlerle, şeylerle meşgul olmayı nasip eyle. Dünyada da, ahirette de pişmanlık duymaktan, âh, keşke demekten bizleri sen koru. Âmîn.

TOPRAĞIN ALTINDAKİ HASRETLER
كَمْ مِنْ حَسْرَةٍ تَحْتَ التُّرَابِ
Kem min hasretin tahtetturâbi.
Toprağın altında (mezarda, kabristanda ve Berzah aleminde) nice hasretler bulunmaktadır.
Kıyamet gününün hasretleri elbette daha çetin ve daha devamlıdır. İnananların ve inanmayanların hasretleri de bir değildir. Hatta inanan ama günahkâr insanların hasreti -yüce Allah affetmezse- yine ayrı ayrıdır. Ahiret gününün bir adının da “Hasret günü” (Meryem; 39) olduğu unutulmamalıdır.
Keşke hiçbir mü’min ne öldükten sonra ne berzah aleminde ne de ahirette hiçbir nedamet ve hasret çekmese ama ne çare ki toprağın altında nice hasretler, pişmanlıklar ve ah ü vahlar vardır ve var olmaya da devam edecektir.
Bu hasretleri kim çeker?
Dünyada gaflet içinde yaşayan, yüce Allah’a ve âhirete inanmayanlara, inandığı halde farzları ihmal eden, haramları işleyen, kul hakkını ihlal ve ihmal edenler çeker. Kulluk görevini aksatan ve bunu tevbe ile ve meşru imkanlarla telafi etmeyen “cek” ve “cak” ekini çok kullanan, yani “yapacağım, kılacağım, ödeyeceğim, şu yanlışı terk edeceğim,” deyip gereğini yapmayan kimseler çeker.
Senedi zayıf bir hadiste, “Sevfeciler (sonra yapacağım diyenler) helak oldu” buyurulmuştur.
“Yap,” “yapacağım,” “borcunu öde” “ödeyeceğim” “günahı bırak,” “bırakacağım” “eksiğini gider,” “gidereceğim” dediği halde hiçbirini yerine getirmeyenlerdir. Hasreti, “Namazı kıl” “Sonra kılacağım,” “İlerde bu yanlışı terkederim,” “Maddî durumum iyi olunca bunu yapacağım,” deyip sözünde durmayan ve verdikleri sözleri, vaatleri yapamadan ömürleri tükenen, ecel şerbetini içenler çeker.
Bunlar İslam’ı ya yaşamadılar ya da kırık dökük yaşadılar ve düzeltme fırsatını yakalayamadılar.
Bunlar “İslam’ı müsvedde yaşamayın, temize çekmeye vaktiniz olmaz” nasihatini ve hakikatini göz ardı edenlerdir.
“Kör kötürüm ve topal olarak hedefe yürüyün. İyileşmeyi beklemeyin, iyileşmeyi beklemek tembelliktir,” gerçeğini unutanlardır.
Ebu Muhammed Cafer diye bir muhaddis “Mezar taşıma şu cümleleri yazın,” diye vasiyet etmiştir:
“Bitiremediğim nice işler, yitirdiğim nice umutlar hasretle biten tükenen ve boşa geçen nefesler.”
Allah’ım! Bizi ve bütün mü’min kardeşlerimizi bizleri kuşatan sayısız nimetlerin kadr-ü kıymetini bilen kullarından eyle, berzahta ve kıyamet gününde pişman olmayacak ve hasret çekmeyecek olanlardan eyle. Âmîn.

REKLAM ALANI
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ