İBRET-İ ALEM / Hayat Her Yaşta Güzeldir

  • 05 Aralık 2025
  • 8 kez görüntülendi.
İBRET-İ ALEM / Hayat Her Yaşta Güzeldir
REKLAM ALANI

İBRET-İ ALEM
Hayat Her Yaşta Güzeldir
Ahmed Özkan

بَقِيَّةُ الْعُمْرِ مَا عِنْدِي لَهَا ثَمَنٌ
وَإِنْ غَدَا خَيْرَ مَحْبوُبٍ بِلَا الثَّمَنِ
سَيُدْرِكُ الْمَرْءُ فِيهَا مَا فَاتَ
وَيُحْيِى مَا أَمَاتَ ويَمْحُو السُّؤَ بِالْحَسَنِ
Bakiyyet ül umri indî mâ lehê semenün,
Ve in ğede hayra mahbûbin bilâ semenin.
Seyudrikulmar’u fiyha mâ fâte
Ve yuhyi mâ emâte ve yemhussûe bilhaseni.
Ömrümden elimde kalan günler paha biçilmez ve çok kıymetli günlerdir. Eğer bir miktar ömrüm kalmışsa, bu, hiçbir bedel ödemeden (bana tanınan bu fırsat) benim için en sevdiğim ve en hayırlı bir sevgilidir. Zira insan elinde kalan ömür ile (boş) geçen günlerini telafi eder, katlettiği (boşa geçirdiği ve belki günahlarla doldurduğu) zamanları ihya eder (dolu dolu geçirir) daha önce yaptığı günahları sildirecek güzel ameller işler.
Süleyman b. Abdulmelik Şam’da bir camide sürünerek yürüyen birini görür ve ona sorar:
“Ey yaşlı ihtiyar! (Çektiğin bu sıkıntı ve yaşlılık sebebiyle) ölmeyi ister misin?” İhtiyar:
“Hayır,” dedi. Süleyman:
“Ama yaşlandın ve sürünüyorsun,” deyince ihtiyar şöyle cevap verdi:
“Gençlik ve gençliğin şerri gitti, şimdi ise ihtiyarlık ve ihtiyarlığın bereketi kaldı. Kalkamayıp yerde oturursam Allah’ı zikrederim, ayağa kalkar (yürüyebilir) isem Allah’a hamd ederim. Bu iki hasletle (zikir, hamd) ömrümü geçirmek isterim.”
Rasulullah Efendimiz aleyhisselatu vesselam bir Hadis-i şerifte şöyle buyuruyor:
“Hiçbiriniz ölümü temenni etmesin, iyiyse, belki iyiliğini artırır. İyi değilse, belki Allah’ı razı edecek ameller işler.” (İbni Hibban: Hadis 3000)
Allah’ım! Bizler ve bütün mümin kardeşlerimiz açısından ömrümüzün en sonunu en hayırlı eyle. Sana kavuşacağımız günü de en hayırlı gün eyle. Âmin.
Hidayet Kalbe Yerleşince
إِذَا حَلَّتِ الْهِدَايَةُ قَلْبًا
نَشِطَتْ لِلْعِبَادَةِ الْاَعْضَاءُ
İza hallet il hidêyetu kalben,
Neşitat lilibâdetil a’zâu.
“Hidâyet kalbe girip tam yerleşince, organlar ibâdete karşı dinç olur.”
“Bedendeki organların salâhı kalbin salâhına, fesadı da kalbin fesadına bağlıdır.” (Buhârî; Hadis no: 52)
Kalbin ıslahı için en önemli şeylerin başında helâl lokma gelir. Bu konuda birisi şöyle der:
“Yüzde yüz helâl lokma bulsam yemem. Onu kurutur, öğütürüm ve maddi- manevi hasta olanlara bir çay kaşığı veririm. Bu en faydalı ilaçtır.”
Eczaneler ilaç dolu ama bu ilacı orada bulmak mümkün değildir. Bu ilaç imkân dahilinde helâl lokmada mevcuttur.
Kalbin ıslahı için helâl lokma gibi, Kur’an’ı Kerim’i tedebbür ederek tilâvet etmek, mideyi tıka basa yemekle doldurmamak, gece namazı kılmak, seherde duâ etmek ve salihlerle beraber olmak gibi ilaçlar da vardır.
Kalbe hidayet yerleşirse bu ilaçlar ve çareler kolay bulunur. Bu ilaçlar ve çareler olunca da kalb, yüce Allah’ın izniyle hidâyete kapılarını ve pencerelerini açar.
Eğer birisi “Kalbim temiz ve sâlih. Kalbim hidâyetle dopdolu,” derse onun bu sözünü ve iddiasını organlar ya doğrular veya yalanlar. Çünkü hidayet kalbe girince bütün organlar ibadete karşı dinç olur, her organ görevini yapar.
Bu hususta şöyle derler:
اَلدَّنُّ يَتَرَشّحُ بِمَا فِيهِ
Ed dennü yeteraşşahu bi mâ fîhi.
Kulp, testi içinde ne varsa dışarıya onu sızdırır.
Allah’ım! Bizlerin ve bütün mü’min kardeşlerimizin kalbini ıslah edip iman, ihlâs, takvâ ve hidâyetle doldur. Özü sözüne, sözü de özüne mutabık, kalbi ve tüm organları uyum içinde, Kur’an ve sünnetin emrinde eyle. Âmin.
İtlâf ve Telafi
مَنْ كَانَ لِلَّهِ تَلَفُهُ
كَانَ عَلَى اللَّهِ خَلَفُهُ
Men kêne lillehi telefuhu,
Kêne alallah’i halefuhu.
İtlafı Allah için olanın telafisi Allah’tan olur.
“Neyi infak ederseniz Allah onun yerine yenisini verir.” (Sebe’; 39)
O’na salât ve selâm olsun Rasulullah efendimiz de şöyle buyuruyor:
“İnsanların sabahladığı her gün iki Melek iner. Biri:
‘Ey Allah’ım! İnfak edene karşılığını ver,’ diğeri:
‘Ey Allah’ım! Tutan (cimrilik yapan)a da itlafını ver,’ diye nida ederler.” (Buhari Hadis no: 1442)
Bir mü’min farz olsun, vâcib olsun, nâfile olsun Kur’an ve sünnete göre infâk ettiğinin karşılığını (Allah’ın dilediği kadar fazlasını) ya dünyada mal olarak ya da tükenmeyen bir hazine olan kanaat olarak ya da sıhhat ve bereketli ömür olarak ya da duâsının kabulü olarak veyahut da âhirette sevap olarak alacaktır.
Yüce Allah istediği zaman istediğine istediği bir iyilik için bire bir, bire on, bire yetmiş, bire yedi yüz, bire bin, bire yüz bin, bire hesapsız verir ve bütün bunlara delalet eden ayet-i kerimeler ve Hadis-i şerifler vardır.
“Kendilerine verdiklerimizden hayra harcarlar.” (Bakara; 3)
Bu ayet-i kerimeden anlaşılan kişinin elindeki mal mülk ve servet emanettir ve Allah’tandır. Kişi ölçülü bir şekilde bundan infâk edecektir. İnfâk muttakîlerin bir vasfıdır. Zira muttakî olan kimse;
“Gayba iman eden, namaz kılan ve Allah’ın rızık olarak kendilerine verdiklerinden infâk edenlerdir.” (Bakara; 3)
Ey Âlemlerin Rabbi olan yüce Allah! Bizlerin ve bütün mümin kardeşlerimizin çok olan günahlarını az eyle, yok eyle, az olan iyiliklerini çok ve makbul eyle.
İstenmeden veren ve verdiğini geri almayan ey Kerîm! İkram ettiğin ve rızık olarak verdiğinden rızan için infâka muvaffak eyle. Âmin.

REKLAM ALANI
REKLAM ALANI
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ