İlimde İddialı Olma Tavrı, Ehl-İ İlme Yakışmaz!

  • 18 Aralık 2017
  • 864 kez görüntülendi.
İlimde İddialı Olma Tavrı, Ehl-İ İlme Yakışmaz!
REKLAM ALANI

Ömer b. Hattab radıyallahu anhdan rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: “(Öyle bir zaman gelir ki) İslam galip olur, hatta tüccarlar güven altında korkmadan deniz aşırı ticaret yaparlar ve süvariler Allah yolunda savaşa dalarlar. Sonra bir kavim çıkar, Kur’an okur” ve şöyle derler: “Kim bizden daha iyi okur? Kim, bizden daha iyi alimdir? Kim, bizden daha fazla fıkıh bilgisine sahiptir?” Sonra Hz. Peygamber (sav): “İşte, bunlar sizden, bu ümmettendir ve onlar cehennemin yakıtıdırlar” buyurdu. (Taberani ve Bezzar)
Bu hadisten anlaşıldığına göre, kişi kendi ilmine güvenmemelidir. Çünkü böyle yaptığı zaman kibir ve ucub sahibi olacaktır. Bu hadis böyle yapmaktan kaçınmak için apaçık bir emirdir.
Kişi bildiği ilimle amel yapmazsa ve Kur’an’ı okumanın ve ilmi bilmenin yanında manevi olarak nefsini temizlemezse, Kur’an okuması ve bu ilmi, onu kibre ve ucuba (kendini beğenmeye) itecektir.

 

İlminin ona zarar vermemesi için nefsini kibir ve ucuptan temizlemelidir. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellemin hadisinde belirttiği gibi kıraatine (Kur’anı güzel okumasına) güvenmek ve âlim olmak, kişide kibir ve ucuba yol açıyorsa, bu onun için korkunç bir şeydir. Bu sebeple, kişi kendi nefsini manevi olan kibir ve ucuptan temizlemelidir. Bu, bütün İslam hizmetleri, amel-i salih ve sohbetler için de böyledir. Kişi bunlardan dolayı da kendini kibir ve ucuptan korumalıdır.

REKLAM ALANI

Kişi sohbet yaptığında, ‘Benim gibi sohbet yapan yoktur, ne güzel sohbet yapıyorum’ derse kibir ve ucba düşmüş olur. Bu hastalıktan nefsini temizlemelidir.

 

‘Allah bana akıl vermeseydi, dilimi konuşturmasaydı, ilim vermeseydi, ben nasıl bu sohbeti yapacaktım, bu ilmi öğrenecektim, bu Kur’an-ı böyle güzel bir şekilde okuyacaktım?’ Diye kendi nefsini azarlamalıdır. Kişi kibir ve ucuba düşmemek için böyle düşünmelidir.

 

Bütün bunların Allah’tan olduğunu, onun fazlı, keremi ve inayetiyle olduğunu bilmelidir. “Allah-u Zülcelal zengin bir hazineden sana vermiştir, sen ise fakir bir kimsesin. Allah-u Zülcelal sana fazlından bu ilmi, bu güzel okumayı vermiştir. Bununla kibir ve ucub yapmak akılsızlıktır.”

 

Böyle düşünmek kibir ve ucubu izale eder. Sadaka verdiğinde de ‘Bu sana, Allah’ın sana verdiği mertlik sıfatının bir eseridir’ diye kişi kendi kendine düşünmelidir. Yani bu cömertlik, Allah’ın senin kalbine sadaka verme isteğini koymasıyla oluşmuştur. Bununla kibir ve ucub yapılır mı?

REKLAM ALANI
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ