İRFAN SOHBETİ / Ameller Niyetlere Göredir

  • 07 Ağustos 2023
  • 224 kez görüntülendi.
İRFAN SOHBETİ / Ameller Niyetlere Göredir
REKLAM ALANI

İRFAN SOHBETİ
Ameller Niyetlere Göredir
Seyda Feyzullah Konyevi ks-

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur:
“Muhakkak ameller niyetlere göredir. (Eline geçecek ancak odur.) Kimin hicreti Allah’a ve Resulüne ise onun hicreti Allah’a ve Resulüne sayılır. Kimin hicreti kazanmak istediği dünyalığa yahut nikahlamayı düşündüğü bir kadınaysa, onun hicreti niyet ettiği bu şeylere olmuştur.” (Buhari, Bedü’l-Vahy, 1; Müslim, İmare, 155)
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bu hadis-i şerifi şu hadise üzerine söylemiştir:
Mekke’den Medine’ye hicret edilirken, bir sahabi, sevdiği Ümmü Kays adındaki bir kadın için hicret etmişti. O da bir muhacirdi ama, Ümmü Kays’ın muhaciriydi. Ancak Allah için katlanılabilecek bunca meşakkate o, bir kadın için katlanmıştı.
Bu hadis-i şerif’in hükmü, sadece o sahabeye bağlı bir hüküm değildir. Umumidir ve her zaman geçerlidir. Bu hadis-i şeriften anlıyoruz ki, insanların yapmış olduğu ameller, niyetlerine göredir.
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem başka bir hadis-i şerifte şöyle buyuruyor:
“Samimi olarak Allah’tan şehitlik dileyen kimse, yatağında da ölse Allah azze ve celle onu şehitlerin mertebesine ulaştırır.” (Müslim, İmare 157)
Halis niyet böyledir. İnsan Allah için cihad etmek istiyor fakat eline fırsat geçmiyor. İşte bu kimse halis niyetinden dolayı şehitler mertebesine yükseliyor. Şöyle bir örnek verelim:
Bir sahabe, cihada iştirak etmek için Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemden izin ister. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem; “Annen baban sağ mı?” diye sorar. Adam: “Evet” deyince, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: ‘Onlara hizmet etmek de cihad sayılır, sen onlara hizmet ederek cihad yap!” (Buharî, Cihad 138, Edeb 3; Müslim, Birr, 5, 2539)
Aslında bu sahabe iki cihad sevabı alıyor. Birincisi cihada niyet ettiği halde cihada gidemediği için, ikincisi; anne babasına hizmet ettiği için. Gidip savaşmadı ama niyetinden dolayı o savaşanların da sevabını kazanıyor. Ayrıca bu hadis-i şeriften anlıyoruz ki, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, anne ve babaya hizmet etmeye, cihaddan daha çok önem vermiştir.
İhlaslı Amel Fayda Verir
Bazı kimseler vardır ki, amelleri çoktur ama niyetleri onları cehenneme sürükler. Yine öyle kimseler vardır ki, çok amelleri yoktur ama niyetleri halis olduğu için cennetlik olmuşlardır.
Bu kimseler daha çok imkana sahip olsalardı, daha çok amel yapacaklardı. Bu niyetle yaşadıkları için cennetlik olmuşlardır.
Ebu Hureyre radıyallahu anh şöyle anlatmıştır:
“Bana Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu;
“Kıyamet gününde Allah-u Teala kulları arasında hüküm vermek için tecelli eder. Bütün ümmetler dizleri üzerinde oturmuşlardır. İlk sorguya çekilecekler; Allah yolunda şehit düşen, Kur’an okumayı öğrenen ve çok malı olan zengin kişilerdir.
Kıyamet günü halktan ilk hüküm verilecek şehit olmuş kimsedir ki huzura getirilir. Allah-u Teala ona nimetlerini bildirir. O da onları bilir. Allah-u Teala:
“Bu nimetlere karşılık ne yaptın?” buyurur. O kimse;
“Sen’in yolunda savaştım. Ve şehid düştüm.” der. Allah-u Teala:
“Yalan söyledin. Çünkü sana cesur desinler diye savaştın ve sana da bu söz söylenmişti.” buyurur. Sonra emredilir. Ve yüzü üzerine sürüklenerek cehenneme atılır.
İlim öğrenip, öğreten ve Kur’an okuyan kimse getirilir. Allah-u Teala ona iyilik nimetlerini bildirir, o da nimetleri ikrar eder. Allah-u Teala:
“Bu nimetlere karşılık ne yaptın?” buyurur. O kimse:
“Ya Rabb ilim öğrendim. Kur’an okudum.” cevabını verince, Allah-u Teala:
“Hayır, yalan söylüyorsun. İlmi sana âlim desinler diye öğrendin. Kur’an’ı sana ne güzel okuyor desinler diye okudun ve sana da böyle denildi.” buyurur. Sonra emredilir. Bu kimse yüzü üstüne sürüklenerek cehenneme atılır.
Allah-u Teala’nın kendisine zenginlik verdiği ve her türlü servetten ihsan buyurduğu kimse ki, huzura getirilir. Allah-u Teala ona ihsan buyurduğu nimetleri sayar. O da itiraf eder. Allah-u Teala:
“Bu nimetlere karşılık ne yaptın?” buyurur. O kimse:
“Ya Rab! Servetimi sadece Sen’in uğrunda, sevdiğin yollarda harcadım.” deyince, Allah-u Teala:
“Hayır! Yalan söylüyorsun, bunları sana cömert desinler diye yaptın.” buyurur. Sonra emrolunur. O kimse yüzü üstüne sürüklenerek cehenneme atılır.
Ey Ebu Hureyre! Bu üç sınıf kimse Allah-u Teala’nın kulları içerisinde kıyamet gününde cehennemi tutuşturan ilk odun olacaklardır.” (Müslim, İmâre 152)
Onun için niyet çok önemlidir. İnsan amelinin güzel ve kabul olması için niyetini güzel ve halis yapmalıdır.
İnsanın kalbinde hayır niyeti bulunması, bütün azalara da yansır ve bu azalar da bir müddet sonra hayır işlere yönelirler. Nitekim Hasan-ı Basri rahmetullahi aleyh şöyle demiştir:
“Cennet ehlinin ebedi cennette ve cehennem halkının da ebedi cehennemde kalmaları, niyetleri sebebiyledir.”
Eviyalardan bir zat şöyle demiştir:
“Nice küçük ameller vardır ki; niyetler onları büyütür. Nice büyük görünen ameller vardır ki, niyetler onları küçültür.”
Halis niyet, insanın amellerini ihlasa çevirir ve sahibini riyadan da muhafaza eder. Halis niyet, insanın kalbinde ancak sevapların peşinde koşması ve gayret göstermesi oranında yer eder.
Bir insanın, devamlı ibadet ve zikir yapma imkanı olmasa, bunları yapmak için kalbinde halis niyet olsa, o insan devamlı ibadet ve zikir yapmış gibi sevap kazanır.
Ebu Derda radıyallahu anh’tan rivayet edilen bir hadis-i şerifte Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Bir kimse ‘gece kalkar namaz kılarım’ deyip yatağına yatsa, şayet kalkamayıp sabaha kadar uyusa amel defterine niyet ettiği namazın sevabı yazılır. Uykusu da kendisine Rabbi tarafından bir sadaka olur.” (Nesai, Sünen 3, 258; İbn-i Mace, Sünen, No:1344)
İhlaslı Kul Yardıma Mazhar Olur
Rivayete göre İsrailoğulları döneminde bir abid, kendi kulübesinde ibadetle meşgul iken, bir topluluğun bir ağaca taptıklarını görmüş. Bunların yaptıkları bu yanlış işe kızmış ve baltasını alıp ağacı kesmeye gitmiş. Giderken iblis yaşlı bir adam suretine girip karşısına çıkmış ve bu teşebbüsünden vazgeçmesini istemiş. Abid vazgeçmeyeceğini söyleyince kavga etmişler ve abid onu yere yıkıp göğsüne oturmuş. İblis:
“Beni bırak sana güzel bir teklifim vardır.” demiş. Abid onu bırakmış ve teklifinin ne olduğunu sormuş. İblis:
“Sen bu ağacı kesmekle bir sonuç alamazsın. Çünkü onun yerine yenisini dikerler. Fakat sen bu işten vazgeçersen, her akşam sana iki altın getiririm. Bunlarla hem kendin geçinirsin hem de fakir ve muhtaçları beslersin. Bu sana daha çok sevap kazandırır.” demiş.
Teklif Abid’in hoşuna gitmiş ve onu kabul etmiş. İblis iki gece altınları getirmiş ve ondan sonra getirmemiş. Altınların gelmediğini gören Abid kızmış ve tekrar baltasını alıp ağacı kesmeye gitmiş. Yolda İblis yine o yaşlı adam suretinde görünmüş ve fikrinden vazgeçmesini istemiş. Abid İblisin yakasını tutmuş ve yere yıkmaya çalışmış, fakat bu sefer İblis onu yere yatırmış. Abid buna hayret etmiş ve sebebini sormuş. İblis:
“İlk önce sen Allah için benimle kapıştın, Allah da sana yardım edip güç ve kuvvet verdi. Bu sefer ise sen altınlar için kapıştın. Onun için kendi gücünle kaldın.” demiş.
Abid ilk seferde Allah için ihlaslı bir şekilde gittiğinden dolayı şeytana galip geldi. İkinci seferde ihlasını değiştirip altın gelmiyor niyetiyle gittiği için bu sefer şeytan ona galip geldi. Bu bizim için çok büyük bir ibrettir. Onun için amelimiz daima Allah rızası için olmalıdır.
Bu dünyada her zaman niyetimize karşılık, şeytan bir şeyleri önümüze koyabilir. Bir şeyi Allah için yapmaya çalıştığımız zaman, niyetimizi bozmaya çalışabilir. Bu yüzden amellerimizde çok dikkatli olmamız gerekiyor. İnsan ne kadar samimi olursa, şeytan o kişiye musallat olamaz ve zarar veremez. Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede bu durumu bizlere şöyle açıklıyor:
قَالَ رَبِّ بِمَٓا اَغْوَيْتَن۪ي لَاُزَيِّنَنَّ لَهُمْ فِي الْاَرْضِ وَلَاُغْوِيَنَّهُمْ اَجْمَع۪ينَۙ
اِلَّا عِبَادَكَ مِنْهُمُ الْمُخْلَص۪ينَ
“(İblis) dedi ki; “Rabbim! Beni azdırmana karşılık, andolsun ki yeryüzünde kötülükleri onlara güzel göstereceğim, içlerinde ihlasa erdirilmiş kulların hariç, onların hepsini azdıracağım!”. (Hicr; 39-40)
Allah azze ve celle hepimizi ihlaslı kullarından eylesin. Bizleri sırat-ı müstakimden ayırmasın. Dünya ve ahirette hepimizi bahtiyar kılsın inşallah.

REKLAM ALANI
REKLAM ALANI
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ