Kendime Yazdım Üzerine Alınabilirsin
Hedef Müslümanlardı, istikamet üzere olan cemaatlerdi
Yemek yerken lokma boğazında kalmış ve boğularak ölmüş birini göstererek bir daha yemek yemeyin diyorlar…
Yediği yemekten zehirlenmiş birini gösterip bizleri yemekten uzak tutmak istiyordu, canımızı hiçe sayanlar…
İlaçla intihar etmiş birini göstererek, “Hastalanırsanız, sakın bir daha ilaç kullanmayın, çünkü öldürüyor” diyordu hasta ve güçsüz kalmamızı isteyenler…
İslam elbisesini giyip hem İslam’a hem de Müslümanlara hainlik yapan bir örgütü göstererek: “Bunlar teröristtir, öyleyse hiç bir Cemaat’e katılmayın onlarda böyle olabilir” diyordu İslam’a ve Müslümanlara düşman olanlar…
Güvercin estetiğinde olan kargaların var olduğunu biliyoruz ama güvercinlere karga diyecek kadar kör olmamalı gözlerimiz…
Zira şöyle buyuruyordu Rabbimiz:
“Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın.” (Hucurât Suresi; 6)
Oysa o örgütler ve onların üzerinden İslam’a ve Müslümanlara saldıranlar, kafirlerin ve münafıkların ürettiği birer mermiydi, hedef ise gerçek Müslümanlardı ve Müslümanları bir arada tutmaya çalışan istikamet üzere olan cemaatlerdi…
Oysa onlar aşırıya gitmiş, hadlerini aşmışlardı…
Oysa onlar, Müslümanlara sunulmak üzere içine zehir katılmış ballardı. Kafirlerin altın tepsisine esir olmuşlardı ve mü’minlere ihanet etmişlerdi…
Onlar kafirlerin fabrikalarında üretilmiş, ambalajı yaldızlarla süslenmiş mikroplardı…
Onlar, kafirlerin matbaalarında basılmış, dışı Kur’an-ı Kerim’in kılıfıyla kaplanmış, içinde zehirli fikirlerin yazıldığı kitaplardı…
Onlar zirveye çıkmak için Allah’ın haram kıldığını helal fetva vererek Allah’a ihanet etmişlerdi, sana mı ihanet etmeyeceklerdi?!…
****
Sağlam yapıların sakinlerine taş atarlar
Eskimiş hikayelerin gölgesinde sarhoşça yaşayan körler var.
Bir de eskimeyen Kur’anî kıssaların aydınlığında yaşanan
bir diyar…
Dışı süslü olsa da temeli atılmamış harabe binaların sakinleri,
Birbirine sımsıkı sarılmış sağlam yapıların sakinlerine
taş atarlar.
Şımardıkça yıpranan karakterlerin üstünde,
Vakarla büyüyüp, gelişen şahsiyetler var.
***
Kalbinin hastalıklarından nasıl kurtulursun?
Gönlün nabzını, seni iman ferasetiyle seyreden bir mürşidi kâmile tuttur. Doğru teşhis edilmiş olan kalbindeki manevi hastalıklardan o zaman kurtulabilirsin.