MANEVİ GÜNDEM / Leyali-i Aşerenin ve Arefe Gününün Fazileti
MANEVİ GÜNDEM
Leyali-i Aşerenin ve Arefe Gününün Fazileti
Gülistan Araştırma
Zilhicce ayı, hac ibadetinin yerine getirildiği mübarek aylardandır. Bu ay içinde Allah-u Zülcelâl’in umumi af ve rahmetinin tecelli ettiği günler vardır.
Bu mübarek ayın birinden onuna kadar olan zaman dilimine “leyâli-i aşere”, yani on mübarek gece denir. Ayın girişinden Kurban Bayramı’nın ilk gününe kadar sürer.
Bazı alimlere göre Leyâli-i aşere, Fecr suresinde işaret edilen ve üzerine yemin edilen mübarek gecelerdir.
“Fecre yemin olsun ve o on geceye de yemin olsun ki…”(Fecr, 1-2) ayetinde işaret edilen gecelerin Zilhicce ayının ilk on gecesi olduğu bildirilmiştir.
Zilhicce ayının ilk on günü ve gecesini oruç ve namazla ihya etmek hakkında Peygamberimiz sallallâhu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:
“Allah’a ibadet edilecek günler içinde Zilhicce’nin ilk on gününden daha sevimli günler yoktur. O günlerde tutulan her günün orucu bir senelik oruca, her gecesinde kılınan namazlar da Kadir Gecesine denktir.” (Tirmizi; Savm, 52; İbn Mace, Sıyam, 39)
Abdullah ibni Abbas radıyallahu anh rivayet ettiğine göre, Resulullah aleyhissalâtü vesselam şöyle buyurdu:
“Allah katında içinde bulunduğumuz şu günler (Zilhicce’nin ilk on günün) deki salih amelden daha sevimli (salih amelin bulunacağı) başka günler yoktur.”
Sahabeler, sordular:
“Ya Rasulallah, Allah yolunda cihat da mı?”
Resulullah (s.a.v.) cevap verdi:
“Evet, Allah yolunda cihat da. Meğer ki bir adam canıyla ve malıyla cihada çıkıp da kendisine ait mal ve candan hiçbir şeyi geri getiremez olursa, o başka.” (İbni Mâce, Sıyam: 39)
Bugünlerde Allah’a en sevimli ibadet hakkında şöyle buyurulmuştur:
“Allah indinde Zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha kıymetlisi yoktur. Bugünlerde tesbihi, tahmidi, tehlili ve tekbiri çok söyleyin!” (Abd b. Humeyd, Müsned, 1/257)
Arefe Gününü Gafletle Geçirmeyelim
Bu on günün en faziletli günü arefe günüdür. Arefe gününden bir önceki güne de terviye günü denir. Terviye hac menâsikinin ifasına başlanılan ilk gün olması bakımından önem taşır. Hacılar için terviye günü Mekke’de sabah namazını kılıp güneş doğduktan sonra Mina’ya gitmek, geceyi orada geçirmek, arefe günü güneş doğduktan sonraki zamana kadar Mina’da kalmak sünnettir. (Müslim, “Ḥac”, 147; İbn Mâce, “Menâsik”, 84; Dârimî, “Menâsik”, 34)
Arefe günü Haccın iki rüknünden biri olan vakfe yapılır. Arefe günü, Arafat’ta hacılar, vakitlerini dua, namaz, zikir, tesbih, va’z dinleme, Kur’ân okuma vb. ibadetlerle geçirirler. Hacıların ibadetle geçirdikleri bu günleri müslümanların da dua ve ibadetlerle geçirmesi güzel olur.
Peygamberimiz arefe gününün faziletine ilişkin olarak “Arefe gününden daha çok Allah’ın cehennem ateşinden insanları âzat ettiği bir gün yoktur” buyurmuş, yine “Arefe günü tutulan orucun bundan önce ve sonra birer yıllık günahları örteceği Allah’tan umulur” dediği (Müslim, “Sıyâm”, 196-197) nakledilmiştir.
Enes ibnu Mâlik radıyallâhu anh’ın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: ‘’On günlerin her birinde (fazilet bakımından) ameller bin katıyla katlanır, Arefe gününde ise on bin kat katlanır.” (Beyhakî, eş-Şu’ab, 2/16)
Arefe günü hacılar dışındaki müslümanlar için oruç tutmak müstehaptır. Ebû Katâde radıyallâhu anh’dan rivayet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlullâh aleyhisselatu vesselam şöyle buyurmuştur:
“Arefe günü orucu geçen sene(nin günahları) için de gelecek sene için de kefarettir.” (Müslim, Sıyâm; 36)
Arafat vakfesinde duracak olan hacılar eğer oruç sebebiyle halsiz düşüp dua ve ibadet edemeyeceklerinden endişe ederlerse tutmamaları daha uygundur.
Teşrik tekbirleri de Arefe günü sabah namazından başlar. İster cemaatle ister yalnız başına namaz kılan, kurban kesen veya kesmeyen yolcu olan veya olmayan kadın-erkeğin; farz olan her namazın peşinde Teşrik tekbirlerini getirmesi gerekir.
Arafat vakfesinde edilen dualar kabul edilmesi en çok ümit edilen dualardır. Âişe radıyallâhu anhâdan rivayet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlullâh aleyhisselatu vesselam şöyle buyurmuştur:
“Allah-u Teâlâ’nın, Arefe gününden daha ziyade kulunu cehennemden âzâd ettiği hiçbir gün yoktur. Şüphesiz Allah azze ve celle o gün kullarına rahmetiyle tecelli ederek yaklaşır da sonra onlarla meleklere karşı iftihar eder. Ve: “Bunlar ne istiyorlar? (onlar ki emrime itaat edip nice yollardan gelmişler, Ben de onlara isteklerini vereceğim.)” buyurur.” (Müslim, Hac; 79)
Rabbimizin hacılara rahmetiyle tecelli ettiği o saatlerde sair yerlerde dua edenler de bu rahmetten hisselerini alırlar.
İbn-u Ömer radıyallâhu anhumâ’dan rivayet edilen hadîs-i şerifte Rasûlullâh aleyhisselatu vesselam: “Kalbinde zerre kadar iman bulunan kimse yoktur ki Arefe günü (af dilemiş olsun da) Allah-u Zülcelâl onu affetmiş olmasın,” buyurunca bir adam: “Yâ Rasûlallâh! Bu sadece Arafat ehli için midir, yoksa tüm insanlar için umumi midir?’’ diye sordu. Rasûlullâh sallallahu aleyhi vesellem: ‘’Bütün insanlar için umumidir,” buyurdu. (İbnu Humeyd, el-Müsned, No. 840)
Resulullah aleyhisselatu vesselam şöyle buyuruyor:
“Günlerin en faziletlisi arefe günüdür. Faziletçe cumaya benzer. Arefe günü cuma günü dışında yapılan yetmiş hacdan daha faziletlidir (Hacda iken). Duaların en faziletlisi de arefe günü yapılan duadır. Benim ve benden önceki peygamberlerin söylediği en faziletli söz de,
“Lailahe illallahu vahdehü la şerike lehu.”
(Allah birdir, O’ndan başka ilah yoktur. O`nun ortağı da yoktur.) sözüdür.” (Muvatta, Hacc 246)