Müminin Dört Özelliği
Fudayl bin Iyaz rahmetullahi aleyh
buyuruyor ki:
“Müminin konuşması hikmet, susması
tefekkür, bakışı ibret, ameli iyiliktir.
Böyle olduğunda devamlı ibadettesin.”
Bazı kaynaklarda Fudayl bin Iyaz
rahmetullahi aleyhin bu özlü sözüne
benzer haberler hadis-i şerif olarak
da nakledilmektedir.
Müminin konuşması hikmet olmalı
demek, mümin boş, faydasız konuşmamalı;
her sözü doğru ve faydalı
olmalı demektir.
Konuşması Hikmet Olmalı
Hikmet çok manaları kapsayan bir
kelimedir. Kur’ân-ı Kerîm’de, on bir
âyette “kitap” ile birlikte kullanılarak
hikmet kelimesinin Peygamber Efendimiz
sallallahu aleyhi vesellemin
sünnetini yani tatbik edilen, faydalanılan
ilmi ifade ettiği bildirilmiştir.
Hz. Peygamber Efendimiz aleyhisselatu
vesselam:
“Faydası olmayan ilimden Allah’a
sığınırım.” (Müslim, Zikir, 73) buyurarak
ilmin ancak amel etmekle fayda getireceğine
işaret etmiştir.
İslâm dininin emir ve yasakları bir
hikmete mebnidir. O hikmetleri anlamak
ve bunlara uygun yaşamak, şu
dünyada geçirdiğimiz hayat imtihanından
yüz akıyla geçmek demektir.
Peygamber Efendimiz sallallahu
aleyhi vesellemin salih amelleri, üstün
ahlakı ve hayat tarzı, Müslümanlar
için hidayet vesilesidir. Kuran-ı
Kerim’i ve sünneti iyice anlayıp hayata
tatbik etmek hikmetin ta kendisidir.
Bunun yanında insanlara dünya ve ahiret
işlerinde fayda veren bilgiler de hikmet kapsamına
girer. Nitekim Peygamber Efendimiz
aleyhisselatu vesselam:
“Bilgi, hikmet müminin yitik malıdır. Onu nerede
bulursa alır. Bilgiye en layık olan kimse
de mümindir.” (Tirmizi, İlim, 19) buyurmuştur.
Allah-u Zülcelâl hikmetin çok hayır getireceğini
bildirmektedir:
“O, dilediğine hikmeti verir ve kime hikmet
verilirse o kimse birçok hayra nâil olmuş demektir.
Bunu ise ancak derin kavrayış sahibi
olanlar düşünüp anlarlar.” (Bakara, 269)
Peygamber Efendimiz aleyhisselatu vesselam
da:
“Hikmete sarıl. Çünkü hayır hikmettedir.”
(Dârimî, “Mukaddime”, 34) buyurmuştur.
İlâhî rızayı gözeterek ilim ve hikmet arayışına
giren mümin, aynı zamanda cennet yoluna
girmiştir. Çünkü İslam’ın inceliklerinin fehmedilmesi,
Allah’ın marifeti, ibadetlerin hakkıyla
ifa edilmesi hep ilim ve hikmet sahibi olmayı
gerektirir. Öyleyse mümin daima hikmeti
dinlemeli, hikmeti konuşmalı, hikmetle amel
etmelidir.