NEFSİN TERBİYESİ VE EMMARE NEFSİN MANEVİ SURETLERİ
Terbiyei nefs ne demektir?
Dünya hayatı kendisine süslendirilen nefs-i emmâre (insan nefsinin en aşağı mertebesi, kötülüğü emreden nefs), hizb-i şeytandan (şeytanın askerinden/gurubundan) sayıldı. İşte bu nefsi terbiye etmek, onu Allah Azze ve Celle’nin zikriyle itaatkâr kılmak, farz olan bir vecibedir. Ve bu vecibeye, terbiye-i nefs denilmektedir.
Zavallı insan ruhu, sersemleşip dünya hayatının lezzetlerini ön plâna alınca, artık şeytan onu nefsin istek ve arzularına taptırır. İbnu Kesîr rahmetullahi aleyh diyor ki: “Nefs, her ne vakit bir şeyi görüp ona meylederse, onu sever. Artık sevdiği şey yani nefsin istek ve arzusu, kendisine din ve mezhep oluverir.”
Emmare nefsin silahları
Nefs-i emmârenin tabiatı, Allah ve O’nun Rasûlü’nün hükmüne karşı gelmektir. Nefs-i emmârenin hevâsı yani istek ve arzusu yani silahı, zekât ve sadakayla temizlenmeyen kötü mal, mâlâyâni konuşmak, vakti öldürecek derecede uyumak, cins-i münasebette fazla bulunmak için yemek ve içmek olmak üzere dört şeydir.
Nefsi büsbütün istek ve arzularından alıkoymak ve her türlü nimetlerden mahrum etmek, sofîlik değildir. Bilakis sofîlik, nefsi mer’âsında mübah şeylerle gütmek. Allah’ın yasak ettiği şeylerden alıkoymaktır.
Nefs ancak takva ile edeblenir
Nefsin olgunlaşması, hedefe ulaşması, ruhla birlikte Allah Azze ve Celle’nin Âlî Huzuru’na ulaşması, takvâdan başkasıyla olmaz.
Nefsi ruha mağlub kılmak ve kalble arkadaş etmenin, hülâsa edeblendirmenin başlangıcı, zahirde ve bâtında bunların şeriat dairesinde takvayla çalıştırılmasıdır.
Nefsin terbiyesinden maksad, kalbin temizlenmesidir.
İnsan, amacının kölesidir; onun için çalışır; amacı ne ise ona tapmış olur. İşte bu arınan amaç üzere kul, kendini Allah Azze ve Celle’nin kontrolü altında bulundurmalıdır ki Tevhîdi sahih olsun.
Emmare nefsin galip sureti
(İnsanın nefsinin ahvaline göre aldığı manevi suretler)
- Mana âlemi itibariyle nefs-i emmarenin tagutu, ahlak ve tabiatıyla yaşadığı hayvanın suretine dönüşür; maddi bedenin suretinin hakikatinden uzaklaşır.
- Beyincik içerisindeki kirpi, suretinde nefsin istek ve arzularının/azimlerinin okları fiile geçireceği azanın sinir sistemi içerisinde hükümran olmasıyla derhal kalp, kendisine has suretinden çıkar=lekelenir.
Azanın işlemesiyle de ruh mesh olup, işlediği işi kendisine galip olan hayvanın suretine dönüşür; gazap itibarıyla köpek/tazılaşır, şehvet itibarıyla domuzlaşır.
- İsteğine kavuşması için nifak ve riya/gösteriş vasıfları yüzünden bukalemun veyahud da maymunlaşır yahud da tilkileşir.
- Bütün bunlarda galip gelmesi için helal, haram demeksizin mideye celbettiği gıdalar sebebiyle diliyle otları karıştırıp yiyen inek suretine girer.
- Şeytaniyye nefsi itibarıyla her bir an başka başka hayvan suretine girer. Bütün bunlarda maksadına ulaşamadığı zaman sırtlan/kaplanlaşır.
Hırs hased ve ihtirasından dolayı kurt olur. Faaliyetinde başarısız olursa akrepleşir; kendi kendini sokar/intihar eder.
Başarılı olduğu takdirde bir taraftan karga ve papağan gibi kendini temize çeker; kırkayak gibi onunla göründüğü güzel ahlakla kamuflaj yapar ve zehirli yılan gibi sokar.
Şeriatın= İslam dininin aleyhine döndüğü için kırkayak gibi onunla göründüğü güzel ahlakla kamuflaj yapar; inkarını gizlemekte timsah suretine dönüşür ve ahtapot gibi gayrın kanını emmek için ona yapışır.
Ve artık ‘Ene/Ben’ der; kendi kendine tapar yahud en çok korktuğu yahud en çok sevdiği gayrına tapar.