Oy Kullanmak Şirk midir?
Bu sistemde oy kullanmak şirk midir?
Cevap: Şirk, Allah’tan başkasını ilah kabul etmektir. Oy vermenin, bir partiyi ilah kabul etmek gibi bir manası yoktur.
Bu soruda kastedilen şudur: mevcut yönetim biçimi İslam’ın emir ve yasaklarını tatbik etmek üzere kurulmuş bir yönetim biçimi değildir. Bu rejimde kurulan mevcut partiler de bu sistemin kurallarını uygulamaktadırlar. Bunlardan birine oy vermek, İslam’ın emrettiği devlet düzeni dışında başka bir düzene oy vermek oluyor.
Evet, I. Dünya savaşının sonunda Osmanlı devleti dağılıp yıkıldıktan sonra bugünkü devletler kuruldu. Türkiye Cumhuriyeti ilan edildikten sonra hilafet ilga edildi. Bugün mevcut kanunlar Avrupa’dan tercüme edilmiştir veya Avrupa Birliğine uyum adı altında çıkarılmaktadır. Elbette müslümanlar bu sistemin İslam’a uygun olduğunu söyleyemezler.
Bununla beraber İslam’da “def-i mazarrat celb-i menafiden evladır” diye bir prensip vardır. Yani bir ülkede “şeriat isteriz,” diye ayaklanma ve iç karışıklık çıkarmak dış düşmanların istila etmesine zemin hazırlayacaksa, mevcut hale sabretmek tercih edilir. Mevcut halde de, iki partiden biri İslami çalışmalara biraz olsun nefes aldırıyorsa, diğeri ise açıkça düşmanlık ediyorsa o zaman mevcut serbestlik rejiminin devamı desteklenir. Her ne kadar bu düzen tamamen hayırlı değilse de daha şerli olana nazaran tercih edilmesinde maslahat vardır.
Bugün Suriye’nin hali ortadadır. Arap baharı adı altında çıkarılan iç karışıklıklarda yüz binlerce masum müslüman can verdi, milyonlarca kadın, çocuk, yaşlı yollara döküldü, perişan oldu. Belki kaç kadının başına en kötü haller geldi, çocuklar misyonerlerin eline düştü. Bu hal ortadayken iç karışıklık çıkmasına zemin hazırlayan sözlerden kaçınmak lazımdır. Müslüman içinde yaşadığı ülkede hayırlı ve emin olunan insandır. Ülkemiz bugün İslam dünyasının son sığınağıdır. Bunları düşünmek lazımdır.
Bir işte din adına fayda varsa orada maslahata göre hareket edilir. Mevcut nizamın ani bir şekilde değiştirilmesi mümkün değilse, o halde mevcut nizamın içinde İslam’a uygun yaşamanın çareleri araştırılır. İslam’ı öğretmek, halka tebliğ ve irşad faaliyetleri yapmak için en uygun ortamı sağlamak için hangi yol ehven ise o tercih edilir.
Bugün açıkça görülüyor ki müslümanlar oy kullanmadıkları zaman sadece kendilerini etkisiz hale getirmiş oluyorlar. Oy vermemekle İslam’a açıkça düşmanlık eden bir partiye de, İslami çalışmalara rahatlık sağlayan bir partiye de eşit durmuş olacaklardır. Bu durum İslami çalışmaların devam etmesine fayda vermeyecek, zarar verecektir. Bütün müslümanlar oy vermese de, bunun rejimi değiştirmesi mümkün değildir.
Öyleyse müslümanlar boş durmamalı, halkın irşadı için çalışmalı, mevcut serbestlikten İslama hizmet yolunda istifade etmelidir.
Şeriatla yönetilmeyen bir ülkede devletten maaş alan imamın arkasında namaz kılınır mı?
Cevap: Kılınır. İslam’da cemaate namaz kıldıracak imamda bulunması gereken vasıflar vardır. Bunlar:
Namaz kıldıracak kimsenin en başta itikadı düzgün Müslüman, âkıl-bâliğ olmuş erkek olması şarttır. Akli dengesi yerinde olmayanın, bülûğa ermemiş çocuğun, kadının imam olması sahih değildir. İmamın, namaz sahih olacak kadar Kur’an’dan ezberi olması lâzımdır. İlim ve takva bakımından faziletli ve cemaatin gönül hoşluğuyla uyduğu bir kişi olması da efdaldir.
Müslümanların namazlarını cemaatle kılması, mescidleri ihya etmesi, birlik beraberlik içinde olmaları çok mühimdir. Bir zamanlar bu ülkede din düşmanı rejimler camilerin bir kısmını yıkmış, bir kısmını ahıra dönüştürmüşlerdi. Memlekette cenazeleri yıkayıp defnedecek kadar dini bilgisi olan imam bulunmaz hale gelmişti.
Elbette dinin sadece seccade üstünde yaşanması, hayata yön vermemesi İslam’ın ruhuna uygun değildir. İslam dini hayatın her sahasına dair kurallar koymuştur. Müslümanlar bunları öğrenip, öğretip, hayata geçirmenin derdinde olmalıdır. Ancak bunun için de yine camileri ihya etmeli, dinini kuvvetli bir şekilde yaşamalıdır. İslam’ı hakim kılmak için camiyi terk etmenin savunulabilir bir tarafı yoktur.
Namaz İslam’ın beş şartından biridir. Hangi rejimle yönetiliyor olursa olsun her yerde müslümanlar namazlarını kılmalıdır. Müslümanların zayıf olduğu zamanlarda namazları imkan dahilince cemaatle kılarak birlik beraberliği kuvvetlendirmek daha da ehemmiyetlidir.
Eğer bir camii imamının bozuk akidesi veya açıkça işlediği bir fısk-ı fücuru varsa bunu şikayet etmek mümkündür. Mevcut rejim vatandaşlara şikayet hakkı tanımaktadır. İstikamet ehli, faziletli ve takvalı imamlar talep edilebilir. En güzeli, her bakımdan İslam’a hizmet edecek alimler yetiştirmek vazifesi üzerimizde farz-ı kifayedir.
Eğer zeki ve kabiliyetli evlatlarımızı ilme teşvik eder, ilim imkanları sağlarsak ve onları muttaki ve şahsiyetli alimler olarak yetiştirirsek inşallah bu sorulara gerek bile kalmayacaktır. Allah dostu Rabbani alimlerin medreseler kurarak yapmaya çalıştığı da budur.