SÜNNET-İ SENİYYE – Ramazan Bayramı ve Bayram Namazı

  • 12 Nisan 2023
  • 232 kez görüntülendi.
SÜNNET-İ SENİYYE – Ramazan Bayramı ve Bayram Namazı
REKLAM ALANI

SÜNNET-İ SENİYYE
Ramazan Bayramı ve Bayram Namazı
Gülistan Araştırma

21 Nisan günü Allah-u Zülcelâl nasip ederse, Ramazan Bayramı’na kavuşacağız. Bu mübarek günün İslam Alemine hayırlar, bereketler getirmesini Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyoruz.
Zor günlerden geçiyoruz. Depremin yaralarını sarmak için seferber olduk, şimdi de depremzede kardeşlerimizin yüzünü bayram vesilesiyle olsun güldürmek için inşallah yine elimizden geleni yapacağız.
Bayramlar kardeşliktir, paylaşmaktır, kucaklaşmaktır. Bu bayramı İslam kardeşliği, birlik ve beraberlik ruhuyla geçirmemiz için Allah-u Zülcelâl’den yardım diliyoruz.
Allah-u Zülcelâl ülkemizi ve bütün İslam alemini manevi huzur ve sevinçle idrak edeceğimiz bayramlara kavuştursun inşallah.
Müminler Ramazan Bayramı’na günahları affedilmiş, itaatleri neticesinde fıtratları düzelmiş olarak ulaşırlar. Bayram, Allah-u Zülcelal’in kullarına itaat ve ibadetlerinin mükâfatlarını verdiği bağış günüdür.
Gerçekten Ramazan ayı hatalardan uzak kalamayan insanoğlu için büyük bir nimettir. Oruç ibadetiyle kulun Allah’a yaklaşması, tevbe istiğfarının kabul olmasına sebeptir.
Kalpleri Ramazan’da ifa ettikleri amellerin nurlarıyla aydınlanmış, gönülleri arınmış, merhamet ve fedakârlık gibi duyguları coşmuş olan müminler, Allah’ın rızasını kazanmaya layık hale gelirler. Allah-u Zülcelâl’in bu ayda amellere kat kat sevap ve mükafat vaad etmesi karşısında şükredip sevinerek bayram yaparlar.
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
“Ramazan Bayramı gecesine, (hediyelerin dağıtıldığı gece anlamında) ‘Bahşiş Gecesi’ denilmiştir. Bayram sabahı olduğunda Allah-u Teâlâ, melekleri bütün şehirlere gönderir, melekler yeryüzüne inerler ve sokak başlarında dururlar. İnsanlar ve cinler hariç bütün mahlûkatın işiteceği bir sesle şöyle nidâ ederler:
“Ey ümmet-i Muhammed! İhsânı bol olan ve çokça günahları affeden Kerîm Rabbinize çıkın!”
İnsanlar namaz kılacakları yerlere gelince, Allah Teâlâ, meleklere şöyle buyurur:
“Bayram sabahı müslümanlar, namaz için camilerde toplanınca, Allah-u Zülcelâl meleklerine;
“İşini yapıp ikmal edenin karşılığı nedir,” diye sorar. Melekler de:
“Ücretini almaktır,” derler. Allah-u Teâlâ da;
“Siz şahit olun ki, Ramazan’daki oruçların ve namazların karşılığı olarak, kullarıma kendi rızamı ve mağfiretimi verdim. Ey kullarım! Bugün Ben’den isteyin, izzet ve celâlim hakkı için, istediklerinizi veririm,” buyurur.” (Beyheki, Fedailü’l-evkat 104)
Bayram günleri gibi, geceleri de çok kıymetlidir ve ihya eden kişi, büyük sevab alır. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem buyuruyor ki:
“Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez. Regaib gecesi, Berat gecesi, cuma gecesi, Ramazan ve Kurban Bayramı geceleri.” (Beyhaki, Sünenü’l-kübra 6293)
Ramazan Bayramı, bir yerde mübarek Ramazan ayında yaşadığımız manevi güzellikler, kazançlar için sevinip, şükretme manasına geliyor. Aynı zamanda bu ayın manevi iklimini, hayatımızın tamamına yaymamızın da bir vesilesi oluyor.
Rabbim; ifa etmeyi nasip ettiği bütün ibadetlerimizi, hayır ve hasenatlarımızı kabul buyursun. Bir sene sonraki Ramazan Ayına sağlık, sıhhat ve afiyet içerisinde tüm İslam alemini tekrar kavuştursun, inşallah.
Ramazan Bayramı Sünnetleri
Bayramlar, Müslümanlar için bir tatil fırsatı değildir. Bayramlar, anne baba ve akrabaları ziyaret ederek sıla-i rahim sevabı kazanma fırsatıdır.
Kabristanlara gibi geçmişlerimize Fatihalarımızı hediye etme zamanıdır. Onlar her zaman ziyaretçilerini beklerler. Gitme imkânı olmayanlar da ruhlarına hediyelerini gönderebilirler.
Bayram bilhassa İslam kardeşliğini hayata geçirme vaktidir. Yetimleri giydirmek, yoksulları sevindirmek, kimsesizleri ziyaret etmek bayramın güzelliklerindendir.
Bayram namazından önce tatlı yemek, sabah erken kalkmak, mümkünse gusletmek, misvak kullanmak, güzel koku sürünmek, yeni ve temiz elbise giymek, güler yüzlü ve sevinçli olmak sünnettir.
Bayram günü namaz ile başlar. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin bayramlaşma sünnetini yerine getirmekle devam eder. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem:
“Bu günümüzde yapacağımız ilk şey namaz kılmaktır.” (Buhârî, Îdeyn 3) buyurmuştur.
Peygamber Efendimiz aleyhissalâtü vesselam bayram sabahında namazgaha çıkardı. Peygamber hanımlarının da, diğer hanımlar ve kızlarla birlikte namazgaha çıkması istenirdi. Kadınlar cemaatin arka tarafında yer alırlardı. Kılınan bayram namazından sonra Peygamberimiz aleyhissalâtü vesselam cemaate hitaben bir hutbe okurdu.
Bayramda maddi durumu elverişli olanların ikram ve infak ile Müslüman kardeşlerini sevindirmesi çok münasiptir. Bu dünyada Allah’ın kullarını sevindiren, gönüllerini hoşnut eden, ahiret gününde Allah’ın rahmetine nail olur, inşallah.
Bayram günleri, tekbir getirilmesi menduptur, yani sünnettir. Bugünleri zikirle, tesbihatla değerlendirmek güzel olur.
Bayram günlerinde İslâmî ölçüler içinde eğlenilmesi câizdir. En güzel eğlence Müslüman kardeşleri ziyaret etmek, gönüllerini hoşnut etmektir.
Bayram bir sevinç ve neşe günüdür. Yüce duyguların coştuğu, sevgi ve saygı, hislerinin mü’minler arasında alabildiğine canlandığı güzel günlerden biridir. O günde yardımlaşma ve kaynaşma son sınırına varır.
Namaza -mümkünse- yürüyerek gitmek, namazdan dönerken farklı bir yol kullanmak, karşılaşılan müminlere güler yüzle selam vermek, muhtaçlara çok sadaka vermek, tebrikleşmek sünnettir.
Eshab-ı kiram hazeratı: “Allah bizden de sizden de kabul etsin,” manasında; “tekabbelellâhü minnâ ve minküm” şeklinde, tebrikleşirlerdi. (Beyhaki, Sünenü’l-kübra 6294)
Bayram günlerinde aile ve akrabalarla bayramlaşmak, güler yüzle muamele etmek gerekir. Dargın olanları barıştırmak, akrabayı ve din kardeşlerini ziyaret etmek, onlara hediye götürmek de sünnettir. Kabir ziyareti de sünnettir.
Bayram Namazı
Şevval ayının birinci günü yani şükür bayramında, güneş doğduktan ve mekruh vakit çıktıktan sonra, iki rekât bayram namazı kılmak, şafi mezhebine göre sünnet, Hanefi mezhebine göre vacibdir.
Bayram namazlarının şartları, cuma namazının şartları gibidir. Fakat, burada hutbe sünnettir ve bayram namazından sonra okunur.
Bayram namazlarının birinci rek’atında üç, ikinci rek’atında da üç kere olmak üzere fazladan altı tekbir alınır. Bunlara “Zevaid” tekbirleri denir.
Bayram Namazının Kılınışı:
Cemaat imamın arkasında yer alır ve “Niyet ettim Allah rızası için Ramazan Bayramı namazını kılmaya, uydum imama” diye niyet eder.
İmam “Allahu Ekber” deyip ellerini yukarıya kaldırınca cemaat de “Allahu Ekber” diyerek ellerini yukarıya kaldırıp göbeği altına bağlar. Hem imam hem de cemaat gizlice “Sübhaneke”yi okur. Bundan sonra üç kere tekbir alınır. Tekbirlerin alınışı şöyledir:
Birinci Tekbir, imam yüksek sesle, cemaat da onun peşinden gizlice “Allah-u Ekber” diyerek (iftitah tekbirinde olduğu gibi) ellerini yukarıya kaldırıp sonra aşağıya salıverirler. Burada kısa bir süre durulur. İkinci defa “Allah-u Ekber” denilerek eller yukarıya kaldırılıp yine aşağıya salıverilir ve burada da birincide olduğu kadar durulur. Sonra yine “Allah-u Ekber” denilerek eller yukarıya kaldırılır ve aşağıya salıverilmeden bağlanır.
Bundan sonra imam, gizlice Besmele, açıktan Fatiha ve bir sure okur. Cemaat bir şey okumaz, imamı dinler. Rükû ve secdeler yapılarak ayağa (ikinci rekâta) kalkılır ve eller bağlanır.
İmam gizlice Besmele, açıktan da Fatiha ve bir sure okur. Sure bitince imam yüksek sesle, cemaat da içinden (birinci rekâtta olduğu gibi) üç kere daha tekbir alır, üçüncü tekbirden sonra eller bağlanmadan, dördüncü tekbir ile rükua varılır. Sonra da secdeler yapılarak oturulur.
Oturuşta, imam ve cemaat, her namazda olduğu gibi Ettehiyyatü. Allahumme salli, Allahumme barik ve Rabbena atina… duasını okuyarak önce sağa, sonra sola selam verip namazı bitirirler. Namazdan sonra hutbe okunur.
Şevval Orucu
Ramazan Bayramının ilk günü oruç tutulmaz. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem:
“(Kurban Bayramı) arefesi günü, kurban günü ve teşrîk günleri biz müslümanların bayramıdır. Bu günler yeme içme günleridir” (Ebû Dâvûd, “Ṣavm”, 50; Tirmizî, “Ṣavm”, 59; Nesâî, “Menâsik”, 195) buyurmuştur.
Bu sebeple Ramazan Bayramının ilk günü, Kurban Bayramının dört günü oruç tutmak Hanefî mezhebine göre tahrîmen mekruh, Şâfiî ve Hanbelî mezheblerine göre haram kabul edilmiştir.
Şevval ayında ise altı gün oruç tutmak ise müstehap görülmüştür. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem buyuruyor ki:
“Kim oruçla geçirdiği Ramazan ayından sonraki Şevvâl ayında altı gün oruç tutarsa, bütün seneyi oruçla geçirmiş gibi olur!.” (Müslim, Ṣıyam, 204; İbni Mace, Sıyam: 33)
Allah-u Zülcelâl her salih amele on kat sevap verdiği için, otuz gün Ramazan orucundan sonra Şevvâl’de de altı gün ve toplam otuz altı gün oruç tutan bir kişiye bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi sevap vermektedir.

REKLAM ALANI
REKLAM ALANI
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ