TEFEKKÜR UFKU / Dijital Hapishane

  • 02 Nisan 2024
  • 723 kez görüntülendi.
TEFEKKÜR UFKU / Dijital Hapishane
REKLAM ALANI

TEFEKKÜR UFKU
Dijital Hapishane
Dr. Cengiz Karagöz

Dijital dünyanın sunduğu kolaylıklar vesilesiyle dünyanın diğer ucundaki gelişmeleri anlık bilgi akışıyla takip edebiliyoruz. Sosyal medya aracılığıyla hem görsel hem de işitsel olarak güncel gelişmelerden bağımsız değiliz. Bu imkanlar içinde insan kendisini özgür hissedebiliyor çünkü bir tıkla neredeyse her istediği mecra karşısındaki ekranda beliriyor. İnsanlar hem dünyayı izliyor hem de moda olan tüketim ürünlerinden hemen haberdar olup alışveriş yapabiliyor. Aslen Güney Kore doğumlu olan ve Batı’da yaşayan filozof Byung-Chul Han bu düşüncelere katılmıyor. Ona göre dijital hapishanede yaşıyoruz ve kendimizi özgür hissediyoruz.
Han, yazılarında modern hapishane kavramına vurgu yaparak hapsedilme kavramının günümüz dünyasında nasıl değiştiğinden bahsediyor. Modern hapishane düşüncesini liberal düşünce insanı Jeremy Bentham çizmiştir. Bu hapishanenin özelliği mahkumların birbirinden tecrit edilmesi ve iletişimden yoksun bırakılmalarıdır. Bu hücreler bir gözetim kulesinin çevresine inşa edildi. Gözetim kulesinden bütün hücreler gözlenebiliyordu. Mahkumlar her an izlendiklerini düşünüyorlardı. Bütünü gözetleyebilen bu bakış modeline panoptikon adı verildi. Bu gözetim türünün en önemli özelliklerinden birisi de mahkumların ne zaman izlendiklerini bilmeden her an gözetimde oldukları zannına kapılıp diken üstünde olmalarıydı.
Byung-Chul Han güncellenmiş hapishane modelinin artık değişerek doğrudan baskı ve tahakküm kurmadan ziyade insanların kendilerini özgür hissettikleri bir ortamda gerçekleştiği kanaatinde. Dijital ağlarda insanlar kendilerini dünyanın merkezinde varsayarak her şeyi özgürce gözlemledikleri hissiyatına kapılıyorlar. Ancak Batılı küresel şirketlerin ve teknoloji merkezlerinin kendileriyle ilgili verileri toplayarak bazı sonuçlara vardığını ve bu bulgular ışığında insanlığı sömürmek için yeni stratejiler geliştirdiğini hesaba katmıyorlar. Yeni panoptikon modelinde insanlar tecrit edilip iletişimden yoksun bırakılmak yerine sosyal medya ortamında birbirleriyle iletişime teşvik edilerek kendileriyle ilgili bilgileri ifşa ediyorlar.
Kendi tüketim alışkanlarıyla ve gündelik hayatlarıyla ilgili sık sık paylaşım yapanlar bir bakıma gönüllü bir şekilde itiraflarda bulunmuş oluyor. Bu veriler havuzlarda toplandıktan sonra kapitalist sistemin işlemesi amacıyla gelecekte belirlenecek tüketim davranışlarına dair aydınlatıcı oluyor.
Bu sistemde kişiler arasında iletişim kopukluğundan ziyade aşırı iletişim var. Ama bu aşırı iletişim, derinliği olan bir iletişimden ziyade yüzeysel bir özelliğe sahip.
İnsanlar birbirlerine sadece beğenide bulunarak daha fazla beğeni alma yarışına giriyorlar. Bunun için kendi bedenlerini kıyasıya sergilerken sömürü sistemine gönüllü olarak kölelik ediyorlar. Bedenlerin buradaki işlevi ise en son modanın ve tüketim ürünlerinin vitrini haline gelmesidir.
Han’a göre neoliberal sömürü modelinde klasik hapishanenin aksine insanların bedenleri kısıtlanıp baskı altında tutulmuyor, şiddet uygulanmıyor ve korku duygusu yaşanmıyor.
Önceki mahkûmiyet modelinde insanların bedenleri baskı altındayken akıllarından geçenlere müdahale edilemiyordu ve bunlar bilinmiyordu. Yeni hapishane türünde ise insanlar haz duygularının esiri olurken bütün iç dünyalarını da istekli bir biçimde sergiliyorlar.
Teşhir ve tüketim yoluyla sadece bedenlerini sunmuyorlar aynı zamanda ruhlarını da bu düzene esir ediyorlar. Narkoz yiyen hastalar gibi kendilerine uygulanan yeni şiddet türüne vakıf olamıyorlar. Bu yolla sisteme herhangi bir tehdit oluşturmadan ve bunun farkında olmadan kendi gönüllü köleliklerini yaşıyorlar.

REKLAM ALANI
REKLAM ALANI
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ