Seyda Muhammed Konyevî -KS- Hazretlerinin Hayatı
Sıbgatullah Arvâsî hazretleri buyuruyor ki: “Evliya menkıbelerini okumak, dinlemek Allah sevgisini artırır. Eshab-ı kiramın menkıbeleri, imanı kuvvetlendirir, günahları yok eder.” Bizler de Seyda hazretlerinin hayatını ve üstün ahlakını okumak suretiyle onu tanımak ve muhabbetini kuvvetlendirmek istiyoruz. Rabbim istifade etmeyi nasip eylesin. Amin.
Seyda Muhammed Konyevî kuddise sırruh 1942 yılında Mardin ili merkeze bağlı Konaklı köyünde dünyaya geldi. Doğduğu köy bir dağ yamacında, susuz ve insanların bin bir sıkıntı ile geçimlerini sağlamaya çalıştığı yerdi. Seyda’nın ailesi de bu köyde, bağcılık ve hayvancılıkla geçiniyorlardı.
Seyda Muhammed Konyevî kuddise sırruh hazretlerinin babası çok faziletli, takva ehli bir insandı. Seyda’nın annesi ise, Hz. Ömer radıyallahu anh Efendimizin soyundandı ve meşhur Şeyh Musa-i Zolî’nin torunları olarak biliniyorlardı. Asla yabancılara kızlarını vermeyen Mollazade bir aileydi. Ama Seyda’nın babası Hacı Hasan Efendi erdemiyle, ahlakıyla diğer insanlardan farklı olduğunu hemen hissettiriyordu. Bu sebeple kızlarını Hacı Hasan Efendi’ye verdiler. Seyda hazretleri işte bu ailenin ilk çocuğuydu.
Muhammed Konyevî Hazretlerinin Çocukluğu
Seyda Hazretleri daha beş yaşında iken Kur’an-ı Kerim’i okumayı öğrendi ve hatmetti. Köylerine yakın bir mesafede olan ve Nakşî şeyhi olan Seyda Molla Abdulcelil’den tevbe aldı ve düzenli hatmelere devam etti.
Seyda Hazretleri küçük yaşta olmasına rağmen ibadetlerine azami hassasiyet gösterirdi. Köylerinde kuraklık olduğundan hayvanları otlatmak için götürdüğü yerlerde su bulmak zordu. Bu sebeple gece yola çıkarken, sabah namazını düşünerek suyunu yanında götürürdü.
Herhangi bir sebeple suyu zayi olduğu zaman; “Sabah namazının abdestini nasıl alacağım?” diye endişelenir, namazımı kaçırırım diye uyumaz ve vaktin girmesine yakın, abdest almak için o karanlıkta uzaktaki bir köye giderdi.
Seyda Hazretleri, bunların hepsinin Allah-u Zülcelâl’in bir ikramı, O’nun bir nimeti olduğunu ifade ederdi. Bütün bunları, kendisinin kemâlâtı olduğunu açıklamak için değil, Allah-u Zülcelâl’in kendi üzerindeki bir nimeti olduğunu açıklamak için söylerdi.
Seyda Hazretleri, daha küçük yaşlardayken bile cemaati kaçırmazdı. Köy halkından o yaştakiler arasında camiye gelen de yoktu. Köyün imamlığını yapan dayısı, ona nazar olabileceğinden endişe ederdi. Hiç kimse ona bunları yapmasını emretmediği halde ibadetlerine devam ediyordu. Bu da gösteriyor ki bütün bunlar, Allah-u Zülcelal’in ona bir ikramıydı.
İlim öğrenmeye ve İslami yaşantıya çok meraklıydı. Fakat köylerinde ve yakın bir yerde medrese olmadığı için sistemli bir eğitime başlayamadı. İlkokulu bitirdikten sonra ilim tahsiline başlamadan önce bir süre ailesinin işlerine yardımcı oldu, çobanlık gibi işler yaptı. Bu yıllarda içini ilim hasreti yaktı durdu. Bu onun ileride ilmin kıymetini daha iyi bilmesine vesile olmuştur.
O zaman dahi Seyda Muhammed Konyevî Hazretlerinin keskin zekâsı, yakın çevresinin ve onu tanıyanların dikkatini çekerdi. Akrabaları, onun okuyup o dönemin en revaçta görülen mesleği olarak öğretmen olmasını isterken, köyün imamı olan dayısı onun medreseye yerleşmesini ve İslamî ilimleri tahsil etmesini istiyordu.
Zira daha küçük bir çocuk iken bile kendisinde mahzun ve vakur bir hal vardı. Diğer çocuklara hiç benzemiyordu. Farklıydı. Zira o, yüce bir davanın ağır yükünü taşıyacak bir edebe sahipti. Çok şefkatli ve merhametliydi asla çocuk veya genç arkadaşlarıyla kavga etmedi.
Yaşı büyük birinin hali gibi vakur, ağır başlı dururdu. Küçük yaşına rağmen büyüklerin zor yapabileceği ağır iş ve sorumluluk isteyen birçok işlerde babasına yardım ederdi. Sabahtan akşama kadar ya üzüm bağında babasına yardım ederdi ya da koyunları meraların bulunduğu çok uzak yerlere götürerek, çobanlık yapardı. Bütün bunlar olurken, hayatın deveranı içinde olgunlaşıyor; günlerini tefekkür ve ibadetle geçiriyordu.
Seyda Muhammed Konyevî Hazretlerinin Askerliği
Seyda Hazretleri, 24 ay yani iki sene gibi uzun bir süre askerlik yaptı. 1962 yılında Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde iki aylık acemi eğitiminden sonra, Edremit’te iki ay ihtisas eğitimi aldı. Daha sonra Edirne’nin Keşan ilçesinde yirmi ay askerlik yaptı. 1962’de Yunanlılar tarafından bir uçağımızın düşürülmesinden sonra tam üç ay boyunca ‘Kırmızı Alarm’ ile İpsala sınırı boyunca mevzilerde kaldı. Bu süre boyunca İslami edep ve yaşantısıyla silah arkadaşlarına hep örnek oldu.
İlk Tahsili, Hocaları ve
İlim Yolunda Çektiği Sıkıntılar
Medrese tahsiline ilk olarak Mardin’e bağlı Bilali köyünde başladı. Bu köyde, Seyda Molla Mahmud adında bir âlimden ders aldı. Bu zat, köken olarak Türkiye’den göç edip, Suriye’ye yerleşmiş bir ailedendi.
Türkiye’de medreselerin kapatılması sebebiyle birçok alim ve ilim talebesi o yıllarda Suriye’ye göç etmişti. Hatta Suriye’de Etrak, yani Türkler adıyla anılan mahalleler vardır.
Menderes döneminden itibaren İslamî ilimlere baskılar biraz azalınca medreseler yeniden açılmaya başladı. Seyda Molla Mahmud da Türkiye’ye dönerek, bir medrese açmış ve İslamî ilimlerin tedrisiyle meşgul olarak talebe okutmaya başlamıştı.
Seyda Molla Mahmud, ilim ehli, takva sahibi, bilge bir insandı. Seyda Konyevî Hazretleri, bir süre Seyda Mahmud’un yanında okuduktan sonra öğrenimine devam etmek için Van’ın Navhend ve daha sonra Şifreş köylerinde devam etti. Bu köyde ders veren Seyda Molla Hikmetullah ve Seyda Molla Abdulbari gibi değerli âlimlerin bulunmasına rağmen maalesef medrese binası yoktu.
Seyda Hazretleri doğunun bazı meşhur âlimlerinden de ilim tahsil etmiştir. Muhammed Diyauddin Hazretlerinin torunlarından olan Molla Takyeddin’in Halifesi Molla Abdulbari ve Seyda-i Süleyman Banihi Efendi bunlardandır. Yine bu kıymetli zatlardan başka alimlerden ilim tahsil ettikten sonra, ilmini tamamlamak için son olarak, Nakşibendi yolu sâdâtlarından Gavs-ı Bilvanisi namıyla meşhur Seyyid Abdulhakim el-Hüseynî kuddise sırruh hazretlerinin halifelerinden, Şeyh Seyda Abdussamed-i Ferhendî Hazretleri’nin yanına gelmiştir.
Onun yanında bir yıl kaldıktan sonra, zahiri ilimlerden (medrese ilimlerini bitirerek) icazet almıştır. Şeyh Seyyid Abdussamed-i Ferhendî Hazretleri, güzel ahlakından dolayı onu kerimesiyle (kızı ile) evlendirmiştir.
Tasavvufa Alakasının Başlaması
Seyda Konyevî Hazretlerinin, daha küçük yaşta iken tasavvuf büyüklerine karşı büyük bir sevgi ve alakası vardı. Genç yaşta Seyda Molla Abdulcelil’den tevbe alıp ve düzenli hatmelere devam ettiği gibi, hep tasavvuf ehli olan alimlerden ders aldı. Ama gerçek anlamda bir mürşide intisab ederek, tasavvuf yoluna girmesi ilginç bir rüya ile başladı. Bir tasavvuf şeyhinin damadı olmasına rağmen henüz hiçbir yere intisab etmemişti.
Seyda Konyevî kuddise sirruh, ilmi icazetine iki ay kala bir gün Diyarbakır’ın Silvan ilçesine bağlı Ferhend köyünün camisinde, Kur’an okurken uyuyakalır. Rüyasında cami kapısında bir ilim talebesi belirerek kendisine “Şeyh Alaaddin Haznevî Hazretlerinin kendisini falan köyde beklediğini” söyler. Seyda hazretleri o ilim talebesine sevincinden sarılır ve: “Sana da Şeyh Alaaddin’e de kurban olurum” der. Seyda hazretleri rüyanın devamında Seyda Şeyh Abdussamed hazretlerine bu durumu açıklar ve ziyaret için hazırlıklar yapılırken uyanır.
Seyda uyandığında o köyün yakın olduğunu biliyordu ama Şeyh Alaaddin’in Suriye’de olduğunu ve o köye gelmediğini de biliyordu.
Bu rüya sebebiyle Şeyh Alaaddin Haznevî Hazretlerine karşı derin bir muhabbet hasıl oldu. Fakat o sıralar Suriye’ye gitmek kolay olmadığı için imkân ve fırsat bularak gidemedi. Tâ ki doğduğu köye imam tayin olununcaya kadar…
Mürşidi Şeyh Alaaddin Hazretlerine Gidişi
Bir gün köylüler ticaret için Suriye’ye gidecek atlı bir kervanın hazırlığı içerisindeyken, Seyda Konyevî Hazretleri gelerek onlara, “Ben de sizinle gelsem olur mu?” diye sordu. Köylüler çok şaşırdılar; zira yolculuk çok tehlikeliydi.
“Seyda, sen âlim bir zatsın, senin ne işin olur böyle bir yolculukta?” diye hayretlerini dile getirdiler. Seyda: “Ben de manevi ticaret yapacağım” deyip o kafileye katıldı ve onca tehlikeyi göze alarak Suriye’ye gitti. Zira o gördüğü rüya sebebiyle Şeyh Alaaddin Haznevî Hazretlerine karşı derin bir muhabbet duyuyordu.
Seyda Konyevî Hazretleri, Suriye’nin Kamışlı şehrinden arabayla Telmaruf beldesine giderek Şeyh Alaaddin Hazretlerini ziyaret etti. Vardığında, Şeyh Alaaddin Hazretleri de sanki onu bekliyormuş gibi karşıladı ve özel olarak ilgilendi. Ondan tarikat dersi aldıktan sonra tam bir hafta orada kaldı. Daha sonra yine aynı yöntemle Türkiye’ye döndü.
Seyda Muhammed Konyevî -K.S.-‘nin İmamlığı
Seyda hazretleri ilmini tamamlayıp icazet alarak köyüne döndüğü zaman köyün imamı olan dayısı görevden ayrılmıştı. Köy halkı ona imamlık yapmasını teklif ettiler. Seyda Konyevî Hazretleri kendi köyü olması sebebiyle ilk önce kabul etmek istemedi. Ancak köylüleri çok ısrar edince onlara iki şart koştu. Bu şartlardan;
Birincisi; çalgılı düğünlerin terk edilmesi ve kadınlarla erkeklerin bir arada oynamamaları idi.
İkincisi ise; beraberinde getirdiği talebelerin, bakımının üstlenilmesi idi. Köylüler bu şartları kabul ettiler. Orada küçük bir medrese yaparak üç yıl ikamet etti.
Üç yıl sonra, köylülerden birisi düğününü çalgılı bir şekilde yapınca anlaşma bozuldu. Seyda hazretleri daha önce ilim tahsili için tanıdığı Bilali köyüne gitmek istedi ve köylüler de onun kendi köylerine gelmesi için can atıyorlardı. Seyda hazretleri o köyün imamıyla konuştu. Zira köyün imamı onlarla anlaşamıyordu. Seyda hazretleri Bilali köyü imamıyla müftülüğe gidip “becayiş ” usuluyle tayinini o köye aldırdı. Köye dönünce de muhtarı çağırıp ona köyden gideceğini ve o köy halkına da söz verdiğini söyledi. Muhtar köyün ihtiyar heyetini topladı ve ricada bulundularsa da Seyda bunu kabul etmedi.
Köylüler bu defa müftülüğe gidip müftüden ricada bulundular. Müftü Seyda’nın tayinini iptal edince Seyda köyde kalmaya mecbur kalmıştır.
Bazı geceler hayırlı bir yer ve hayırlı bir nasip dileyerek ağladığı söylenir. Bu duası kabul olmuş olmalı ki, o sıralarda Seyyid Abdulhakim el-Hüseynî Hazretleri vefat etmiş ve halifesi Seyyid Muhammed Raşid Hazretleri, insanlara Allah-u Zülcelal’in emir ve nehiylerini anlatmak suretiyle irşada başlamıştı.
Seyda Konyevî kuddise sirruh, Seyyid Muhammed Raşit Hazretlerinin daveti üzerine, Seyyid Abdulhakim el-Hüseynî Hazretlerinin halifelerinden birisi olarak kayınpederi Abdussamed-i Ferhendi Hazretleriyle ile birlikte Menzil köyüne geldi.
Yirmi yıldan fazla Seyyid Muhammed Raşid Hazretlerinin yanında kaldı ve hizmetinde bulundu. Seyda Hazretleri o günleri anarken; “Keşke bütün ömrümüz onun hizmetinde geçseydi.” buyurmuştu.
Menzilin Müezzini ve Seydası
Seyda Konyevî Hazretleri Menzil’de hem müezzinlik yapıyordu hem de müderristi. Medresesinde nice âlimler yetişti. Şeyhinin akrabaları olan gençlere ve şeyhinin bizzat çocuklarına da Seydalık yaptı; onlara ders verdi. İlm-i Alet diye tanımlanan gramer ilimlerinin yanı sıra Hadis, Tefsir, Hanefî ve Şâfiî fıkhı ve tasavvuf ilimlerini okuttu. Seyda Konyevî Hazretleri, her gün sabah erkenden medreseye gelir, öğrencileriyle akşama kadar ilgilenirdi.
Seyda İle Medresede Bir Gün
Seyda hazretleri her gün şafakla beraber camiye gelirdi. Evden çıkarken son derece dinç ve canlıydı. Az sonra minareden Seyda’nın billur sesiyle ezan semaya yükselecekti. Seyda’nın ezanı hem insana iman coşkusu verir, hem de hüzünlendirirdi. Adeta bir yalvarışla okunurdu bu ezan.
Daha sonra Sultan Muhammed Raşid hazretlerinin camiye teşrifleriyle müezzinlik yapardı. Namaz ve tesbihatın bitiminden sonra Seyda eve gider kahvaltısını yapardı. Kahvaltıdan hemen sonra o zaman henüz çocuk yaşta olan iki evladını yanına alıp medreseye gelirdi.
Seyda hazretleri medreseye varmadan öğrenciler çoktan hazırdılar. Zira öğrenciler seher vaktinde kalkardı. Kendi aralarında cemaatle sabah namazını kılardı. Daha sonra herkes Kur’ân-ı Kerim’den bir hizp okurdu. Akabinde de metin ezberleme saati başlardı. Yaklaşık iki saat süren bu metin ezber bölümünden sonra kahvaltı saati gelirdi. Kahvaltı bitince herkes dersini hazırlardı.
Bütün talebeleri Seyda hazretlerini sever, sayardı. Ona çok saygı duydukları halde ders sırasında ilmi meselelerde rahat konuşurlardı. Edep ölçüleri içinde sorular sorarlardı.
Her bir öğrenci dersini bitirdiğinde sesli bir şekilde Seyda’sına şöyle dua ederdi: “Cezakellahu hayren kesiren” Manası: Allah-u Zülcelal sizi mükafatlandırsın.
Seyda hazretleri de buna şöyle karşılık verirdi: “nefeekellahu nef’en mubinen” Manası: Allah-u Zülcelal seni faydalandırsın.
Bu karşılıklı duadan sonra Seyda ile olan ders bölümü bitmiş demektir. Ders bitince Seyda hazretleri Kur’ân okurdu. O zaman muşahade edildiği kadarıyla, Seyda her gün altı cüz Kur’ân okurdu.
Seyda akşama kadar hep medresede kalırdı. Namaz saatleri dışında ya ders verirdi ya da Kur’ân okurdu.
İlim Sevgisi
Mürşidi Seyda Muhammed Raşid Hazretleri, 12 Eylül darbesinden sonra sürgüne gönderildiğinde köydeki medreseler de mecburi olarak tatil edilmişti. Seyda Konyevî Hazretleri, medresenin kapalı olmasını bir türlü kabullenemiyordu. Sırf, ‘Medrese kapalı kalmasın, az da olsa ilmi bir hareketlilik, faaliyet olsun’ diye, her sabah kalkar zeytin, peynir ve ekmeklerini yanlarına alarak, henüz küçük olmalarına rağmen çocuklarını da yanına alıp medreseye gider, oturup onlarla ders yapardı. Nitekim dönemin en zorlu şartlarına rağmen o medreseyi asla kapatmadı.
Mürşidiyle Muhabbet Bağı
Mürşidi Seyyid Muhammed Raşid Hazretleri onu çok sever, her şeyini onunla istişare ederdi.
Seyda Muhammed Konyevî Hazretlerinin, bazı nedenlerle oradan ayrılacağı söylentisi üzerine, Seyyid Muhammed Raşid Hazretlerinin şöyle söylediği nakledilir; “Ey Molla Muhammed! Senin Menzil’den ayrılman benim yüz ölümüme bedeldir. Ben bulunduğum müddetçe burada olacaksın. Benimle geldin ve benimle gideceksin.”
Mürşidi Seyyid Muhammed Raşid Hazretleri, Seyda Konyevî Hazretlerini çok severdi. Öyle ki bazı insanlar, kendileri söyleyemedikleri meseleleri onun aracılığıyla Seyyid Muhammed Raşid Hazretlerine iletirlerdi. Seyda Konyevî Hazretlerine; “Seyyid Muhammed Raşid Hazretleri sizi çok seviyor. Bunun hikmeti nedir?” dedikleri zaman; “O benim kemalatımdan değil, Seyda (Seyyid Muhammed Raşid) Hazretlerinin şefkat ve merhametindendir” buyururdu.
1990 yılında Mürşidi Muhammed Raşid Hazretleri Seyda Konyevî Hazretlerine, Nakşibendî yolunda irşad izni ve halifelik vermiştir.
Hizmet Edenlere Duası
Seyda Konyevî Hazretleri, Seyyid Muhammed Raşid Hazretleri’nin vefatından sonra bir yıla yakın teberrüken Menzil’de kaldı. Daha sonra Seyyid Muhammed Raşid kuddise sirruhun manevi işareti üzerine Konya’ya hicret etti.
Hicreti sırasında Seyda’nın tüm Türkiye’den sofileri canla başla hizmet ettiler ama özelde Aksaray vilayetimizin sofileri adeta Seyda’nın evlatları gibi hizmet ettiler. Dergâhın fiziki çalışmalarına canlarıyla mallarıyla hep destek oldular. Dergâhın inşası sırasında özellikle medresenin inşaatı yapılırken bazı duygusal hadiseler de yaşandı.
Medrese inşaatını müşahede eden Seyda’nın evlatlarından Hüsameddin Efendi o günü duygulanarak şöyle anlatıyor:
“O gün çok soğuk ve ayaz bir gündü. Sofilerin elleri çamur içinde adeta donuyordu. Herkes ıstırap ve çileyle çalışıyordu ama hizmet aşkı onları durduramıyordu. Derken Seyda hazretleri geldi ve sofileri o ayaz içinde ve ellerinin çamurla beraber donmuş halini görünce ellerini göğe açtı ve “İlahi, bu hizmette bulunan kardeşlerimi cennetine al ve onlara cennette köşkler nasip et” diye tazarru ile dua etti.”
Seyda hazretleri ömrünün sonuna kadar Konya’daki bu köyde insanlara Allah-u Zülcelal’in emir ve nehiylerini anlatmak suretiyle onların dünyada ve ahirette saadete kavuşmalarına vesile oldu.
Seydamızın şefkatli ve samimi daveti, nicelerini gaflet uykusundan uyandırmış ve batıl yollara savrulmaktan kurtarmıştır. Onun özlü ve tesirli hitabı, manevi himmeti ve akılda kalan nasihatleri gönüllerdeki kasveti silkelemiş, ibadetin lezzetini duyurmuştur.
Hiç şüphesiz imandan sonra maneviyat bağları Allah-u Zülcelâl’in bizlere en büyük nimetidir. Bu nimete vesile olanlar da, kendilerini Allah’ın yoluna adamış sadat-ı kiram hazeratıdır. Allah-u Zülcelal onlardan razı olsun. Dünyada onların yolundan ayrılmamayı, ahirette de onun şefaatine kavuşmayı nasip eylesin. Amin.
Seyyid Muhammed Raşid Hazretlerinin tasavvuf yolunda irşad izni verdiği 6 halifesi vardır.
Seyyid Muhammed Raşid Hazretlerinin halifeleri
1-Seyda Muhammed Konyevî Hazretleri
2. Seyda Yahya Abbasî Hazretleri
3. Seyyid Abdulbaki el-Urfa Hazretleri
4. Seyyid Abdulbaki Hazretleri (Menzil)
5. Seyyid Yusuf Arvasî Hazretleri
6. Seyda Ahmed El-Vanî Hazretleri
***
SEYDA MUHAMMED KONYEVİ HAZRETLERİNİN AİLE ŞECERESİ
– Seyda Muhammed Konyevî,
– Molla Ali,
– Molla Abdurrahim,
– Molla Muhammed,
– Hacı Abdullah,
– Hacı Abdulazim,
– Şeyh Ahmed,
– Şeyh Muhammed,
– Şeyh Abdi Esved (Muhammed Dâmıs),
– Şeyh Hawl,
– Şeyh Harfuş,
– Şeyh Ali Mahalmi,
– Şeyh Muhammed Said,
– Sultan Şeyh Musa (Sultan Şeyhmus),
– Şeyh Mehin,
– Şeyh Mehdi,
– Sofi Kasım,
– Şeyh Hacci,
– Abdulhannan,
– Abdulmennan,
– Abdullah İbni Ömer,
– İmam Ömer İbni’l Hattab radıyallahu anhum.
***
SİLSİLE-İ NURİYE
1. Hazret-i Ebu Bekir radıyallahu anh
2. Selman-ı Farisi radıyallahu anh
3. Kasım bin Muhammed (rh.a)
4. Cafer-i Sadık (rh.a)
5. Bayezid-i Bestami kuddise sırruh
6. Ebul Hasan Harkani kuddise sırruh
7. Ebu Ali Farmedi kuddise sırruh
8. Yusuf Hamedani kuddise sırruh
9. Abdulhalık-ı Gücdevânî kuddise sırruh
10. Arif-i Rivegeri kuddise sırruh
11. Mahmud İncir Fağnevi kuddise sırruh
12. Ali Ramiteni kuddise sırruh
13. Muhammed Baba Semmasi kuddise sırruh
14. Seyyid Emir Külal kuddise sırruh
15. Şah-ı Nakşibend Muhammed Bahaeddin kuddise sırruh
16. Aleaddin Attar kuddise sırruh
17. Yakub-i Çerhi kuddise sırruh
18. Ubeydullah Ahrar kuddise sırruh
19. Muhammed Zahid Bedahşi kuddise sırruh
20. Derviş Muhammed kuddise sırruh
21. Hace Emkenegi kuddise sırruh
22. Hace Muhammed Bakibillah kuddise sırruh
23. İmam-ı Rabbani Şeyh Ahmed-i Faruki Serhendi kuddise sırruh
24. Muhammed Masum bin Ahmed Faruk kuddise sırruh
25. Şeyh Seyfuddin bin Muhammed Masum kuddise sırruh
26. Şeyh Seyyid Nur Muhammed Bedvani kuddise sırruh
27. Şeyh Şemsüddin Habibullah Mirza Canan el-Mazhar kuddise sırruh
28. Şeyh Abdullah Dehlevî kuddise sırruh
29. Mevlâna Halid-i Bağdadî kuddise sırruh
30. Şeyh Seyyid Abdullah el-Nehri-l Hakkâri kuddise sırruh
31. Şeyh Seyyid Taha el Nehri-l Hakkâri kuddise sırruh
32. Seyyid Sıbğatullah-i Arvasi (Gavs-i Hizani) kuddise sırruh
33. Şeyh Abdurrahman-i Taği kuddise Sırruh
34. Şeyh Fethullah Verkanisi kuddise sırruh
35. Şeyh Muhammed Diyauddin kuddise sırruh
36. Şeyh Ahmed el-Haznevî kuddise sırruh
37. Şeyh Seyyid Abdulhakim el-Hüseyni (Gavs-i Bilvanisi) kuddise sırruh
38. Şeyh Seyyid Muhammed el-Hüseyni kuddise sırruh
39. Seyda Muhammed Konyevî kuddise sırruh
Bu kutlu yol Seyda M. Feyzullah Konyevî hazretleri ile devam etmektedir.