Bir Güzel Âlim: Seyda Yahya El-Abbasi
1940 yılında Batman ilinin Kozluk ilçesine bağlı Ulaşlı köyünde dünyaya gelmiştir. İlk tahsilini âlim olan muhterem babası Molla Abdurrahman Efendi’nin yanında yapmıştır.
Çevresindeki birçok âlimden ders almak suretiyle ilmini ilerletmiş, nihayet Gavs-ı Bilvanisi (Kasrevi) namıyla meşhur üstadı Şeyh Seyyid Abdulhakîm el-Hüseyni (ksa) hazretlerine hem zahiren hem de batınen talebe olmuştur.
1957 yılında ilmi icazetini almış ve Gavs hazretlerinin dergâhında müderrislik yapmıştır. 1960-61 yıllarında önce Manisa, sonra Edirne’de askerlik vazifesini yapan Şeyh Yahya el-Abbasi Efendi, yurdun çeşitli bölgelerinde imam-hatiplik yapmış, son olarak 1987 yılında görevli olduğu Şanlıufa Merkez Hüseyniye Camii’nden emekli olmuştur.
Muhterem üstadı Seyyid Abdulhakîm el-Hüseyni hazretlerinin, 1972 yılında Rahmet-i Rahman’a kavuşmasıyla, O’nun halifesi olan Şeyh Seyyid Muhammed Raşid (ksa) hazretlerine intisab etmiştir.
1987 yılında manevi diploması olan halifelik icazetini de alan kıymetli âlim, şeyhinin talimatıyla İstanbul’a hicret etmiş ve oraya yerleşmiştir.
Üstadı Seyyid Muhammed Raşid hazretlerinin 1993 yılında aniden Refik-i A’la’ya ulaşmasıyla, bir kez daha yüreği yanan Yahya el-Abbasi, Nakşibendi yolunun adabı gereğince artık manevi irşad vazifesine de başlamıştır.
Hayatını ilim ve irşada adamıştı. Yahya el-Abbasi Efendi, yıllarca ilim talebelerine ders verdi, kurulmasına öncülük ettiği Buhara İlim ve Hizmet Vakfı’nda irşad ve tebliğ görevine fasılasız devam etti, yüzlerce âlim yetiştirdi. İlimden nasibi olan herkes onu tanıyordu. Ulema ve meşayihin takdirini kazanmış, müşkil meselelerde parmakla gösterilen ilmi bir merci olarak bilinmiştir. İlmi hakkında, hocası ve mürşidi Seyydi Abdulhakîm Hüseyni Hazretlerinin şu sözü yeterlidir: “Eğer ilim yeryüzünden çekilip alınsaydı, Molla Yahya onu göğsünden tekrar çıkarırdı.”
Yaşantısı ve sohbetleri Kur’an ve Sünnet çizgisinde olup hayatı boyunca dünyevi ve siyasi konulardan uzak kalmaya özellikle dikkat etmişti. O, bütün Müslümanları kucaklayabiliyordu.
20 Ocak 2008 tarihinde, Rahmet-i Rahman’a kavuştu… Allah-u Teâla makamını âli, bizleri şefaatinden nasibdar eylesin. (Amin)
Birçok eseri Arapça’dan Türkçe’ye çevirerek insanların istifadesine sunmuştu. Ataullah İskender’i Hz. nin ‘Hikem’i, Sühreverdi Hz. nin ‘Avariful Mearif’i, İmam-ı Şarani Hz. nin ‘Kudsi Nurlar’ı bunlardan bazılarıdır.