ÇOCUK EĞİTİMİ / Kardeş Kavgaları ve Kıskançlıkları
ÇOCUK EĞİTİMİ
Kardeş Kavgaları ve Kıskançlıkları
Gülistan Araştırma
Annelerin en büyük sıkıntılarından biri çocuklar arası kavgalar ve geçimsizliklerdir. Bazen aileye yeni bir bebeğin katılması ile büyük kardeşte olumsuz duygular ve davranışlar görülür. Hatalı ebeveyn tutumları da bu duyguyu perçinler. Bazen kardeş kıskançlığı veya geçimsizliği küçük kardeşte de görülebilir.
Sadece kardeşler arasında değil sıkı ilişki içerisinde olunan kuzenler arasında da kavga ve kıskançlık olabilmektedir. Çocuk ebeveynlerinin sevgisi gibi büyükanne ve büyükbabanın, teyze, hala, amca ve dayıların sevgilerini paylaşmakta da güçlük yaşayabilir.
Her çocuk aile büyükleri için biricik olmayı, onlar tarafından çok sevilmeyi, çok ilgi görmeyi ister. Dolayısıyla hangi sırada olursa olsun her çocuğun arzusu en öncelikli olabilmektir.
Özellikle evin ilk çocuğu için kardeşle her şeyini paylaşmayı kabul etmek kolay değildir. İlk çocuklar anne ve babanın bütün ilgisini üzerinde toplar. Anne babalar büyük bir hevesle maddi ve manevi tüm imkanlarını, ilgi ve sevgilerini ilk bebeklerine verir.
Hele bir de bu çocuk büyükanne büyükbabanın ilk torunu ise geniş ailenin bütün ilgisin bu çocuğa verilir. Bazen abartılı bir şekilde her istediği yapılan, her yaptığı aşırı şekilde ilgi çeken, bu çocuk yeni bir kardeşin gelip bütün ilgiyi üzerine toplamasını kabul etmekte zorlanır.
Elbette annenin yeni bir kardeş dünyaya getirmesiyle birlikte yeni bir dönem başlar. Bakıma muhtaç olduğu için annenin bebeğe ayırdığı zaman ve gösterdiği ilgi ister istemez daha fazla olacaktır.
Bebeğin zor uyuyan, beslenmesi zor bir bebek olması da daha fazla ilgi görmesine sebep olur. İlk yıllarda bebeğin bakım ve beslenme ihtiyacını karşılayan anne, bu sırada ilk çocuğu ihmal edebilir. Baba da annenin yükünü almak için ona destek olmuyorsa diğer kardeş ihtiyaç duyduğu ilgiyi göremez. Halbuki o da henüz bir çocuktur. İhtiyacı olan sevgiyi alamadığı zaman haklı olarak öfkelenir.
Bazı anne baba veya yakınların yanlış söz ve davranışları da çocuğun hissettiği duyguların kötüleşmesine sebep olur. Mesela çocuğun ilgi çekmek istemesi normaldir. Ama bu durum kötü bir davranış gibi görülür. Çocuk acı veren duygularını içe atsa da bu onun duygu gelişiminin ve davranışlarının bozulmasına sebep olabilir.
Bazı çocuklar hissettiği acı verici duygularını doğrudan kardeşine yansıtır. Kardeşini reddetme, istememe, kötü davranma, oyuncaklarını elinden alma gibi. Bazı çocuklar ise bebeği sevdiğini bebeğe ve aileye gösterir, sözleriyle sevgisini belli eder. Ancak kendi davranışlarında gerilemeler görülür. Mesela kardeşinin gördüğü ilgiyi kıskanan bir çocuğun kazandığı becerileri kaybettiği ve bebeksi davranışlar gösterdiği görülebilir.
Normal konuşabildiği halde bebekmiş gibi konuşabilir. Yürüyebildiği halde bunu reddedebilir ve kucakta taşınmak isteyebilir. İhtiyaçlarını ve isteklerini ağlayarak dile getirmek gibi, katı gıdayı reddetmek gibi davranışlar gösterebilir. Emzik, biberon, meme isteyebilir. Tuvalet eğitimi kazandığı halde tekrar altına kaçırma, bezlenmeyi isteme davranışı görülebilir. Kendi başına yemek yiyebilen çocuk ebeveyninin yedirmesini bekleyebilir. Parmak emme gerileme davranışları gösterebilir.
Bazı çocuklar ise ebeveynlerine soğuk, mesafeli davranabilir. Ebeveyn yakınlık gösterdiğinde ilgiyi reddedebilir. Öfke nöbetleri, tutturma ve ağlamalar görülebilir. Ailenin ilgisini çekmek için abartılı davranışlarda ısrarcı davranışlarda bulunabilir.
Ailenin yakınlığını bir yandan talep ederken diğer bir yandan reddedebilir. Kendine ya da eşyalara yönelik saldırgan davranışlarda bulunabilir. Önceden sevdiği ve ilgilendiği şeylere artık ilgi göstermeyebilir. Anne- babadan ayrılmayı, evden ayrılmayı, okula gitmeyi reddedebilir. Mide bulantısı, baş ağrısı, halsizlik gibi psikosomatik belirtiler gözlenebilir.
Hayali arkadaş çağına geldiyse arkadaşı üzerinden kardeşine yönelik duygularını ifade edebilir. Oyuncaklarını oynatırken kardeşine yönelik duygularını oyun içerisinde ifade edebilir.
Kendi yatağında uyuyan bir çocuk kardeşin gelmesiyle anne ve babayla uyumak isteyebilir. Kabus, korkunç bir ses gibi bahanelerle anne babanın yanına koşup yatağa dönmeyi reddedebilir. Aslında çocuk bu davranışlarla ebeveyninin sevgisini, sabrını ve ilgisini test etmektedir. Çocukta kardeşe kötü davranma, zarar verme, ondan kötü sözlerle bahsetme, istemeyip reddetme gibi davranışlar görülebilir.
Kıskançlık hissi çoğu zaman büyük kardeşten küçük kardeşe yönelik olsa da bazen küçüğün büyüğü kıskandığı durumlar da olabilir. Büyük kardeşin becerileri, sahip olduğu oyuncakları, ailenin gözdesi olması küçük kardeşte rekabet hissine sebep olabilir.
Büyük çocuk kaybettiği ilgiyi geri kazanabilmek için gerileme davranışları gösterirken küçük kardeş büyüğünü kışkırtacak hareketler yapabilir.
Kıskançlığı besleyen asıl duygu ihtiyaç duyduğu sevgiyi görmüyor olmak, geride kalmak, fark edilmiyor olmaktır.
Unutulmamalıdır ki çocuğun kıskançlık duygusu kardeşinden çok aileye yöneliktir. Çocuk ailenin sevgisini, ilgisini, zamanını kaybetmekten korkar. Ya da alıştığı biricik olma ayrıcalığını kaybedip kardeşiyle ailesini paylaşmakta zorlanır. Kendini kırılmış, unutulmuş, terk edilmiş hissedebilir. Güvensizlik ve değersizlik duyguları perçinlenebilir. Ailenin söz ve davranışları bu olumsuz duyguları pekiştirdiğinde çocuk için kıskançlıkla baş etmek zorlaşmaktadır.
Çocukların duygusal gelişimini bozmadığı, ailesiyle ilişkilerine gölge düşürmediği sürece kardeşler arası rekabet normaldir. Bu duyguyu ortadan kaldırmak yerine nasıl başa çıkılabileceğini öğrenmek ve öğretmek gerekir. Aileler kardeş kıskançlığının şiddetlenmesinde ve/veya bu duyguyla baş edilmesinde önemli bir role sahiptir.
Büyük çocuk henüz bir kardeşi yokken de normal sınırlar içerisinde sevilmelidir. Aile çocuğa önem vermeli, ilgi, sevgi gösterip zaman ayırmalıdır. Ancak çocuk tüm dünyanın merkezi haline getirilmemelidir. Her istediği yapılan, kural, sınır tanımayan bir çocuğa kardeşten sonra daha az zaman ayırmak kaçınılmaz olacaktır. Bu da çocuğun kendisini sevgiden mahrum kalmış hissetmesine neden olacaktır.
Büyük çocuk doğum öncesinde dünyaya gelecek kardeşe duygusal olarak hazırlanmalıdır. Çocuğa hamilelik, doğum ve doğum sonrası bebek bakımı hakkında yaşına uygun şekilde bilgi verilmelidir.
Doğum sonrası bebeğin ihtiyaçlarının anne-baba tarafından karşılanacağı da çocuğa anlatılmalıdır. Bunun zaman alacağı dolayısıyla da bir süre bebekle daha çok ilgilenmek gerekeceği söylenmelidir.
Kardeşe karşı hissedilen rekabetin kıskançlığa dönüşmesinde en büyük sebeplerden biri annenin hissettiği kaygıdır. Anne çocuğa karşı önyargılı olup kötü davranmasından korktukça çocuk da bunu fark edip, daha çok kaygı duyar.
Bazen annelerin söylediği şeyler çocukları daha çok kaygılandırır. Özellikle 5 yaşından küçük çocuklar annenin bütün hislerini, kaygılarını yüz ifadesinden ve davranışlarından anlar. Eğer anne, büyük çocuğun kardeşine zarar vereceğinden endişelenirse bu duygu çocuğa sirayet eder ve suçluluk duygusu oluşturur. Bu da kıskançlık duygusunu pekiştirir. Bu nedenle annenin önyargılı olmaması ve olumlu beklentiler içinde olması daha uygundur.
Çocuk kimi zaman sevmek kimi zaman incelemek için bebeğe yaklaşabilir. Bazen hiç istemeden bebeğe sıkıntı verebilir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda aile yine abartılı tepkilerden kaçınmalıdır. Çocuğun bebeğe yaklaşması, dokunması yasaklanmamalı, korkutucu tepkiler verilmemelidir. Çocuğa bebeği nerelerinden ve nasıl sevebileceği gösterilmelidir.
“Sessiz ol, dokunma, oynama, elleme” gibi sert, emir içeren komutlar yerine izah eden açıklamalar yapılmalıdır. O da hala küçük bir çocuktur ve yetişkinler kadar düşünceli olmaması, tehlikeleri hesap edememesi normaldir.
Çocuk gürültü yapıyor ve bebeği uyandırıyorsa aile kızmak yerine çocuğa gürültünün sonucunda kardeşinin uyandığını açıklamalıdır. Çocuğun oyun oynaması kısıtlanmamalı, kardeşi uyurken oynayabileceği daha sakin oyunlar birlikte bulunmalıdır.
Evde bebekle ilgilenildiğinde mutlaka büyük kardeşle de ilgilenenler olmalıdır. Özellikle okula giden çocuk varsa çocuk okuldan geldiğinde onunla ilgilenilmelidir. Çocuğun da hala ilgiye, sevgiye, onaya ve anlayışa ihtiyaç duyduğu unutulmamalıdır.
“Sen artık abi /abla oldun” gibi sözler söylenmemelidir. Çocuğa büyük sorumluluk yüklememelidir. Çocuğun hatalı davranışlarında abartılı tepkiler verilmemelidir. Aksi halde çocuğun kardeş kıskançlığı beslenmiş olacaktır.
Bebeğin uyurken ebeveyn veya diğer aile bireyleri çocukla ilgilenirse çocuğun da ailenin taleplerine uyumu kolaylaşacaktır.
Ebeveynler veya diğerleri çocuğu hiçbir sebeple kardeşle kıyaslamamalıdır. Rekabete sevk eden, yücelten veya eleştiren söylemlerden kaçınılmalıdır.
Kardeşten sonra okula başlatma, yatağı ayırma, tuvalet eğitimi gibi çocuğun dünyasını iyiden iyiye değiştirecek yeniliklere gidilmemelidir. Çocuk tüm bu farklılıkların nedeni olarak kardeşini görebilir, tepkilerini artırabilir.
3-4 yaşından itibaren çocukların kreş gibi kendi akranlarıyla birlikte olacağı ortamlara katılması uygun olur. Ancak bunun yeni bebeğin doğumundan hemen sonraya denk getirilmesi uygun olmaz. Eğer böyle yapılırsa çocuk kendinin evden gönderildiğini düşünür.
Çocuk oyunlarında, konuşmalarında kardeşiyle ilgili olumsuz duygularını ifade ediyorsa susturulmamalı, cezalandırılmamalı, eleştirilmemelidir. Çocuğun kendini ifade etmesine fırsat verilmelidir.
Kardeş kıskançlığı yaşayan çocuğun bu duyguyla baş başa kalmasına fırsat verilmemeli, çocuk yalnızlığa terk edilmemelidir. Yeni bebek geldi diye eski rutinlerin bozulmaması çok önemlidir. Örneğin uyku öncesinde birlikte kitap okunuyorsa, bundan vazgeçilmesi çocuğun kötü hislerini pekiştirir.
Çocuğa bebeğin bakımıyla ilgili ebeveyne destek olabileceği küçük işler verilerek bakım işine o da dahil edilebilir. Bu sırada çocuğa; “Sen de küçükken böyleydin. Bak sen büyüdün, kendi yemeğini kendi başına yiyebiliyorsun. O da büyüyecek senin gibi yapabilecek” demek uygun olur.
Zaman zaman birlikte albüme, küçüklük fotoğraflarına bakmak, bir zamanlar aynı şeyleri kendisinin de yaşadığı anlatmak faydalı olacaktır. Bu gibi paylaşımlarla, çocuğa kaliteli zaman ayırmak ona kendini iyi hissettirecektir.
Bebek büyüyüp birlikte oyunlar oynamaya başladıkları zaman bazı durumlarda geçimsizlik yaşayabilirler. Ebeveynlerin çocukların aralarındaki sorunları, tartışarak çözmelerine izin vermeleri daha uygundur. Çocuklar, gerçek hayatta da bu ve benzer sorunları yaşayacak. Aileler, ufak kavga ve geçimsizlikleri kendi çabalarıyla çözmeyi öğrenmelidir. Ancak sorun çözülmeyecek noktaya vardığında yetişkinler müdahale etmelidir.
Oyuncakları paylaşamama konusu, kardeş kavgasının en büyük nedenlerinden biridir. Ebeveynlerin çocuklara paylaşmayı öğretmesi gerekir. Çocuklara kardeşlerin her şeyi paylaşması gerektiğini, eşyaları birlikte kullanmalarının hiçbir zararı olmadığını anlatmaları faydalı olur. Eğer sorun çözülmüyorsa oyuncağı bir süre ortadan kaldırmak, “Ne zaman kardeş kardeş oynarsanız o zaman vereceğim,” demek çözüm olabilir. Elbette bunları anlamaları için biraz zaman vermek gerekir.