Çocukları Yılbaşında Kimin Kuşu Yapıyoruz?
Her yıl Aralık ayında, Hıristiyan batı toplumlarında olduğu gibi Müslüman olan toplumumuzda da ister istemez, gündeme yılbaşı oturmaktadır. Müslümanlarla uzaktan yakından alakası olmayan yılbaşı kutlamalarının, eskiye nazaran daha belirgin olarak kutlandığı gözlenmektedir. Çoğu Müslüman tarafından bilinçsizce yapılan bu kutlamaların, zamanla tahmin dahi edilemeyecek sonuçlar doğuracağı açıktır.
Teknolojinin ve iletişimin gelişmesiyle birlikte, Avrupa ile iç içe olan toplumumuz, son yüz yılda, değerlerinden daha da uzak kalmaya başlamıştır. Eskiden, televizyonlarda yılbaşı programlarını seyretmeyi dahi uygun bulmayan toplumumuzda, sazlı, dansözlü Yılbaşı programları, artık vazgeçilmezler arasına girmeye başlamıştır.
“Müslüman’ın Ramazan ve Kurban Bayramı’ndan başka bayramı yoktur” inanç ve düşüncesi içinde iken; bugün Hıristiyanlar tarafından bayram olarak kabul edilen yılbaşılar/Noeller, bizim toplumuzda da kabullenmeye ve benimsenmeye başlanmıştır.
Eskiden bırakın kutlamayı, televizyonda seyredeni dahi kınayan toplumumuzda, artık azımsanmayacak kadar büyük bir kısım, “yılbaşını kutlamayacağını/kutlanmasının İslam’a aykırı olduğunu” söyleyen kimseleri yadırgamakta, her yılbaşı geldiğinde, Noel kutlamalarında sanki Müslümanlara ait bir bayrammış gibi insanların Noel’ini, Yılbaşı’nı kutlamaktadırlar.
Bir hadis-i şeriflerinde, Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem, “Kim bir kavme benzerse, onlardandır.” (Ebu Davud) buyurarak, bir Müslüman’ın Müslüman olmayan kavim ve toplumlara benzeyemeyeceğini ve bir Müslüman’ın taklit eden olmayacağını, çok güzel ifade buyurmuşlardır.
Çocuklarımızı kimin kuşu yapıyoruz?
Bilinen meşhur mesellerdendir; Kuşun biri, her gün kilisenin çanına konar ve orayı pislermiş. Her gün kuşun pisliğini temizlemekten bıkan papazın, aklına bir gün bir fikir gelir ve uygulamaya karar verir. Sabah kuş gelmeden, her gün konup pislettiği çanın yanına bir tas şarap koyar. Papaz bu işlemleri yaptıktan sonra, kuşu gözetlemeye başlar.
Kuş, her günkü gibi gelir, çana konar ve pisliğini yapar. Sonra etrafına bakarken, birden tası görür ve tastaki içkiyi su niyetine içer. Hikâye bu ya, kuş içkiyi içince sarhoş olur ve yere düşer.
Kuşun düştüğünü gören papaz hemen yanına gider ve kuşu eline alır. Yarı ayık, yarı sarhoş halde olan kuşa bakan papaz, şöyle seslenir: “Ey kuş; söyle bakalım bana sen kimin kuşusun? “Bir Hırıstiyan’ın kuşuyum” desen, neden kilisenin çanına pislersin? Yok, “Bir Müslüman’ın kuşuyum” desen, neden tasa koyduğum içkiyi içersin? Söyler misin sen kimin kuşusun?” der.
Aralık ayının son günü yılbaşı gecelerinde TV ekranlarına kilitlenerek yılbaşı kutlama programlarını çoluk çocuğu ile oturup ailecek izleyenler, yetmezmiş gibi Hindi kesen, hediyeleşen, Noel ağacı dikenler, birbirlerine tebrik edenler, isterlerse papazın kuşa sorduğu soruyu kendilerine sorabilirler.
Aynı soruyu, kendisi kutlamasa bile okul öncesi öğretim programlarına dâhil olduğu için Noel ve Yılbaşı kutlayan, kutlatılan çocukları için de aileler kendilerine aynı soruyu sorabilirler. Zira devlet televizyonlarından tutun da ulusal kanallara kadar, yayınlanan pek çok çizgi filmde Noel ve Yılbaşı kutlama kültürü, ilmek ilmek çocuk dimağlarına nakşedilip işleniliyor.
Ayet-i kerimede buyurulur: “Ey iman edenler; kendinizi ve çoluk çocuğunuzu, yakacağı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun üzerinde iri gövdeli, haşin tabiatlı melekler vardır. Ki onlar; Allah’ın kendilerine emrettiğine katiyen isyan etmezler. Ve emrolunduklarını yaparlar.” (Tahrim; 66)
Çocukları etkileniyor
İslam toplumuyla uzaktan yakından ilişkisi olmayan Yılbaşı ve Yılbaşı kutlamaları, büyükleri olduğu kadar, çocukları da ister istemez olumsuz etkilemektedir. Çocuklarına Yılbaşını sadece tatil, eğlence veya yeni bir yılın kutlaması olarak gösterip kutlamaya çalışan, televizyondaki Yılbaşı kutlamalarını seyretmekte sakınca görmeyen anne babalar, aslında kendilerinin olduğu kadar çocuklarının da maneviyatlarına zarar verdiklerinin farkına varmalıdırlar.
Yılbaşı kutlamaları büyüklerin olduğu kadar okuldaki çocukların da gündemini meşgul etmektedir. Eskiden çocuklar, Yılbaşını sadece tatil olarak algılayıp konuşurlarken, son zamanlarda, kutlamalar şeklindeki davranışlara dönüştüğü görülmektedir.
“Biz, bu yıl Yılbaşı’nı falan yerde kutlayacağız.” “Biz, yılbaşı için şunu aldık.” “Yılbaşı’nda şunu yapacağız, bunu yapacağız….” diye başlayan cümleler, çocukların en çok kurdukları cümlelerin başında gelmektedir.
Çocukların bu konuşmalarından anlaşılacağı üzere Yılbaşı kutlamaları, aileler tarafından da normal karşılanmakta ve çocuklara o şekilde ifade edilmektedir. Bunun sonucunda da çocuk başkasına benzeme ve onların değerlerini benimseme adına yapılan Yılbaşı kutlamalarını, Müslümanların da yapabileceği normal bir faaliyet olarak algılamaktadır.
Bu durum, ileri yaşlarda, çocukların bunu biraz daha abartarak, dinin diğer değerlerine de genelleyerek, farklı yaşam tarzlarına girmesine neden olmaktadır. Bu da kişi için telafisi mümkün olmayan maneviyat tahriplerine sebep olmaktadır.
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuşlardır: “Hepiniz, bir sürünün çobanı gibisiniz. Çoban sürüsünü koruduğu gibi, siz de evinizde ve emriniz altında olanları Cehennemden korumalısınız! Onlara Müslümanlığı öğretmezseniz mesul olursunuz.” (Buhârî ) buyuruyor.