ERGENİN PSİKOLOJİSİ
Herkes yaşıyor diye
sıradan düşünülebilir ama…
Ergenliğe geçişle birlikte hem vücutta hem de düşünce sisteminde oluşan değişiklikler sonucunda çocuk ruh hali de başkalaşır. Buluğ çağında yoğunlaşan hormonlar sebebiyle davranışlar hayatı zorlaştıracak şekilde iniş çıkışlar gösterir. Genç sadece vücudunda ortaya çıkan fiziksel değişikliklere uyum sağlamak zorunda kalmaz, aynı zamanda hayatında meydana gelen ürkütücü değişikliklerle de başa çıkmak zorunda kalır.
Çocukluk döneminden gençlik evresine geçildiği bu dönemde çocuk, bedeni üzerinde fazla durur. Herhangi bir “şekil bozukluğu” veya “normalden uzun veya kısa” oluş onun için büyük dert olabilir. Kimi sivilcelere takar, kimi de burnuna veya kulağına. Psikolojik olarak kendini aşağılar, dışlanmış hisseder ve toplumdan kaçar.
Suskunluklarına anlayışla
yaklaşmalı
Bazen çocuk, içe kapanır, suskunlaşır. Odasına girip kapısını kapatır. Bu durumda bir fincan çay veya kahveyle odasına girip işlerin yolunda olup olmadığını sormakta fayda vardır. Belki de ne hissediyor olursa olsun “Evet, yolunda” diyecektir ama hal ve hatırı sormamız sebebiyle daima yanında olduğumuzu hissedecektir.
Bazı ebeveynler çocuğu o ruh halinden kurtarmak için bağırır, yataktan kaldırmaya zorlar, yararlı işler yaptıklarını zannederler. Bu ise onda küskünlük ve kırgınlık meydana getirmek dışında işe yaramaz. Zorlayarak değil sevecenlikle yaklaşmak gerekir.
Bazen içe kapanma, depresyon şiddetine varabilir, o zaman çocuğu uzmana götürüp yardım istenmelidir.
Anne-babaya başkaldırma
Gençler anne babalarına kötü davranabilir ve neden böyle yaptıklarını da bazen bilmezler. Onlara sanki bütün dünya aleyhlerine çalışıyormuş gibi gelir ve hiç kimsenin kendilerini anlamadığına inanırlar. Böyle zamanlarda uygun birinin müdahalesi işe yarayabilir. Uzun yürüyüşler yapmasıyla, arkadaşıyla buluşması iyi gelebilir.
Yine bu devrede gençler yetişkinlerin kusurlarını görmeye, onları eleştirmeye başlarlar. Bu yüzden çocukken ana babasına duyulan hayranlık tenkide dönüşebilir. Gençlik devresinin bir özelliği olan bu durumla sık karşılaşılır.
Ebeveyne karşı böyleyken diğer yanda sevecekleri, saygı duyacakları, hatta sözünü dinleyecekleri bir yetişkin bulurlar. Aslında yetişkin yakınlığına ve yol göstericiliğine ihtiyaç da duyarlar. Ancak bu ana babaları değil öğretmenleri, danışmanı, arkadaşlarının ana babası olabilir.
Anne ve babayı bu durum biraz kıskandırabilir. “Ben gözünde büyüttüğü kişiyi tanıyorum. Ondan daha kültürlü, akıllı ve anlayışlıyım” diyebilir. Ancak genç, kendini ana babadan ayrı özgür bir fert olarak görmeye başladığı için onların yakınlığını ve rehberliğini bir noktaya kadar ister.
Nasıl beceri kazandırırız?
Ebeveynler, çocuklarının karşılaşacakları problemleri çözmelerine yardımcı olacak beceriler kazanmalarına yardım edebilirler. Bunu ergeni kontrol etmeden, eleştirmeden ve onu rahatsız etmeden yapmalıdırlar. Bu durum için:
* Arkadaşça davranmalı ve bu tavrı korumalıdır. Çocuğa inanmalıdır, ilgi alanlarını bilmelidir.
* Ders değil bilgi vermeli, bunu çocuktan izin alarak yapmalıdır.
* Talimat vermek yerine çocukla birlikte çalışmalıdır.
* Hata yapmasına hoşgörü göstermeli ve hataların değerini bilmelidir. Şöyle ki hatalar onlara tecrübe yolu açacaktır ve hata yaparak tekrar hata yapmamayı öğreneceklerdir.
Ruhsal özelliklerinin
bir de arkaplanı vardır!
Genç herhangi bir yetişkinin kendisini anlamadığını hissettiği ve kendi iç dünyasının karmaşık duygularını dışa vurmaktan korktuğu zaman içe kapanıktır (Çünkü gülünç olmaktan çekinir.)
Aşırı hassastır (Çünkü kendisini gerçekten anlayamayanların müdahalesine içerler.)
Hüzünlüdür (Çünkü çoğu defa hiçbir şey yolunda değilmiş gibi gözükür.)
Asi ruhludur (Çünkü anne-babanın yaşantısına karıştığını veya geçerli görmediği kuralları olduğunu düşünür.)
Küstahtır (Çünkü ancak bu yolla anne ve babasının onu kendi başına bırakacağı fikrindedir) ve hatta kaçak güreşir (Çünkü doğrudan doğruya yüzleşmenin çok tatsız olduğuna ve bunun acıya yol açabileceğine inanır.)
Ergenlikte normal ne,
anormal ne?
Ergenin davranışlarının sürekli iniş çıkışlar göstermesi bazen ebeveyn için korkutucu olabilir. Acaba bir rahatsızlık mı geçiriyordur?
Veya Hayriye Hanımın dediği gibi; “Bunu ben doğurdum, zorlukla büyüttüm, altını değiştirdim, aksiliklerine göğüs gerdim, iyi bir anne olmaya çalıştım. Şimdi ne olduysa ona? Kahvaltı sofrasında selam vermeyi bile esirgiyor bizden. Karşılığını böyle mi almalıydım? Hayırsız bu çocuk!”
Aslında Hayriye Hanımın kızı, ergenliğe ait davranış sergiliyordu ve normaldi. Peki, o zaman anormal olan ne? Bunun için normal ergen davranışlarını sıralamamız ve hangi halleri anormal kabul edeceğimizi belirtmemiz gerekir.
Okumaya ilgili olmalıdır. Okul için yapması gerekenlerin sorumluluğunu üzerine alıyorsa normal, ana-babasına bırakıyorsa anormaldir.
Cinsiyetine uygun davranması gerekir. Erkek çocuklar babaya, kız çocuklar anneye benzemek isterler. Ama tersi söz konusuysa cinsel kimlik karmaşası var demektir.
Hatalardan ders almalıdır. Tecrübe hatalar yaparak gelişir. İnsanlar değişik problemlerle karşılaştıkça bunları çözmeye çalışır ve sonra benzeri sorunlar karşısında strateji geliştirir. Çocuklarının hatalarından ders almasına imkân tanımayan ana babalar onlara olgunlaşma fırsatı vermemektedirler.
Mantıksız kurallara kızmaları normaldir. Anormal olan ise her kurala karşı olmaları veya aşırı sessiz davranmalarıdır.
Ergenin çevresindekilere, özellikle kardeşlerine karşı bazen çok özensiz ve kaba, bazen de dikkatli ve hassas olması normaldir. Hiç kimseyi önemsememesi, hiç kimseye değer vermemesi normal değildir.
Aile bağlarının gevşeyip arkadaşlarına ilgisinin artması normaldir. Bu yüzden ebeveynin çocuğun kendilerinden koptuğunu düşünmesi doğru olmaz. Aksine arkadaş ilişkileri kuramıyorsa normal değildir.
Yanlış davranışlarının sonucunda samimi bir pişmanlık duyması normal, suçu başkalarına atması anormaldir. Yaptığı yanlıştan ders alarak kendini geliştirir, böylelikle tecrübe ve olgunluk kazanır.
Biraz dağınık, biraz derli toplu olması normal sayılır. Aşırı derecede düzenli, dakik ve adetlere uyması anormaldir. Bu ona sıkıntı verir ve performansını düşürür.
Görüntü ve davranışlarının, ergene has olması normaldir. Her konuda ebeveynin isteklerine tamamen uyuyorsa normal sayılmaz. Çünkü artık o ayrı bir kişiliktir ve bunu davranışlarıyla göstermesi gerekir.
Anne ve babasının onu sevdiğine ve beğendiğine inanıyorsa normaldir. Benlik saygısı yüksektir. Sevilmediğini ve kendisinin değersiz olduğunu düşünüyorsa bir anormallik var demektir.
Genç, büyüklerini endişelendiriyorsa normal de olabilir, anormal de… Aslında bütün devirler boyunca yaşlılar genç nesilden şikâyetçi olmuşlardır. Bu yüzden büyükler açısından tam bir değerlendirme yapmak zordur.