Hazreti Peygamber ve Birlikte Yaşama Ahlakı
Dava belli, sahibimiz belli…
Yay, okunu arayalı beri hedef belli.
Alınlarına beyazlık düşen süvarilerin cenkleri,
Çocukların dilinde,
Ve her çocuk rüyasında kendi renginin, kıtasının, milletinin kahramanı…
Bu yüzden ki Aynı coğrafyanın, aynı kıtanın, dahi aynı evrenin çocuklarıyız.
Bu yüzden ezelde bir yazılanlarız.
Yüzümüze dökülen aynı yağmurun suyu, üzerimize düşen aynı ağacın gölgesi ve aynı güneşin ışığı, aydınlatan bizi…
Biz ki göbek bağı kader yazgısında birleşen hemşehrileriz.
Bu dünyanın sahipleri, sahibeleri…
Az biraz da şuracıkta ki ağacın altında gölgelenen misafirleriz.
Aynı topraktan gelip aynı toprağa gidecek olanlarız.
İnançlar ve meşrepler farklı olsa da birlikte yaşama ahlakını ondan öğrendik.
Görüp kolladığın Muhacirin yoksa eğer;
İnsan gönlünün kuraklaşmış bir topraktan farksız olmadığını o bize öğretti.
Biz ki, insanlık çatısının bir zamandır sendeleşmiş ruhlarıyız.
Haydi, ayıltalım birbirimizi. Açalım gönül dünyamızı birbirimize.
Şu dünya yurdunda sevinç ve acılarımızla beraber ıslatalım toprağı.
Zulum, baskı ve zorbalığa beraberce set duralım.
Gelin hatırlayalım; tüm düşmanlıkların bilmemekten kaynaklandığını,
Ancak el ele vererek bu dünyayı kolay kılabileceğimizi hatırlayalım
Acizliğimizi, fakrımızı, olurlarımızı olmazlarımızı,
Ancak paylaşarak hafifletebileceğimizi; hatırlayalım.
Hatırlayalım; bizi biz yapan, insan yapan, nas yapan, bir ve bütün yapan değerlerimizi.
Bizler Hz. Âdem’in insanlık sancağı altında, Hz. Nuh’un gemisinde,
Hz. Musa’nın yardığı denizin ortasında, Hz. Yunus’un selamete çıktığı balığın karnında,
Hz. Eyüp’ün imtihan verdiği bedenin altında, Hz. İsa’ya sadakatleri ile imtihan olan havarileriz.
Biz Muhammedi ümmetiz; her çağda bir Rıdvan ağacının altında geçer, ellerimizi ellerimizin üstüne koyup, sadakat, bağlılık yemini eden adanmışlarız.
Birimiz Süphan’da donsa, diğerimiz çölde o soğuğu hissederiz.
Biz, baba bir Âdem’in çocuklarıyız. .
Bu toprağın fidanları, bu sema çatısının fertleriyiz.
Renk, ırk, soy, nefes alıp verdiğimiz coğrafya; bunlar bizi öteki yapmaz. ,
Hem Allah’ın karşısında hepimiz tek bir insanlık milleti değil miyiz?
Ey dünya girdabında yuvarlanan cenabı mahlûk
Unutma sen bir Gül’sün; güzelsin.
Hasensin, Ahsen’sin. En güzel surettesin.
Bekletme bu yüzden içinde saklı duran samimiyet pınarlarını, yol ver.
Henüz yol verenler kurtuluşa eriyor iken…
Yıkma hiçbir kimsenin kalp evini, zira düşmesin kimse sebebinle dara
Etrafına duyarsız kalıp ta olma iyiliğin katili.
Ey Allah’ın kulları;
Yaratan sizi bir birinize emanetçi kıldı ki: İncitmeyesiniz birbirinizi.
Sizi sizle imtihan etti ki: Kendiniz için istemediğinizi, bir başkası için de istemeyesiniz.
Sadece sizi size mirasçı kılmadı ki mal sevdasına düşüp birlikteliğinizi zedelemeyesiniz.
İçinizden peygamberler gönderdi ki, sizlerde birer numune-i imtisal olasınız.
Sizi size üstün kılmadı ki, biriniz birinize üstün gelip de uhuvvetinizi bozmayasınız.
Ey Allah’ın kulları: Bir olan, sizi bir kıldı; beraber kıldı. Kendini size vekil, sizi kendisine halife kıldı. Size suret verip varlık sahasına koydu.
Varsınız. Hak kadar haksınız. Hakkın kulları, bu sahada birlikte el ele olduğunuz müddetçe haktansınız…