İSLAM ALEMİ / İman Kardeşliğimiz

  • 10 Aralık 2024
  • 30 kez görüntülendi.
İSLAM ALEMİ / İman Kardeşliğimiz
REKLAM ALANI

İSLAM ALEMİ
İman Kardeşliğimiz
Hüseyin Ustaoğlu

İnanç ve moral değerlerimiz “Mü’minler kardeştirler.” diye ihtar ederek hep kardeş olmayı tavsiye ediyor. Toplumu iman birliği temeline dayalı bir kardeşlik eksenine oturtuyor. Köklü medeniyetimizin tarihinde böylesi kardeşlik ortamları en zirve şekliyle tesis edilmiştir. Ancak daha sonralarda insanlık, o seviyeye bir daha ulaşamamıştır. Sevgili Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem de;
“Bir mümin bir diğer mümin için, bir kısmı diğer kısımlarını kuvvetlendiren bir bina gibidir.” (Buhârî, Edeb; 36) buyurmuyor mu? İşte Asrı Saadet döneminde de Selçuklu’ da ya da Osmanlı devrinde de bu buyruklar harfiyen uygulandığından tüm tebaa mutlu yaşamıştır.
Fedakârlığın sınırlarını zorlayan, aklın baş edemeyeceği duygusal bir bütünlük ve yardımlaşma söz konusudur, onların hayatlarında. Tarihin örneğine bir daha rastlayamayacağı numune bir kardeşliktir, onların birliktelikleri. Evs ve Hazreç kabileleri arasındaki düşmanlığın, İslam’ın gönüllere girmesiyle nasıl kardeşliğe dönüştüğüne tarih, imrenerek şahitlik etmektedir.
Kâinatın Efendisi sallallahu aleyhi vesellem, inşa etmişse bir toplumu, elbette “Asr-ı saadet” olmalıdır, o devrin adı. O sistem içindeki insanlar birbirlerine azılı düşmanlık ederken;
“Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin tutturma!” (Haşr; 10) diye dua etmelidir, birbirlerine.
“Sizden biriniz kendisi için sevdiğini mümin kardeşi için de sevmedikçe gerçekten iman etmiş sayılmaz” (Tirmîzî, Sıfat’ül Kıyame; 59) diye emredilmelidir, O’nun inşa ettiği numune toplumun insanlarına. Ancak bu emre karşılık verip, düşmanlıkları terk ederek dostluk kapısını aralayanlar başarabilirdi, bu güzellik ve başarıları. Ve hayatlarında büyük devrim yapabilenler birer “ashab ve yıldız” olup, aydınlatabilirdi yolumuzu…
Bizler de ancak bu hassasiyetle Efendimizin sahabelerine hitaben; “Sizler benim ashabım, arkadaşlarımsınız. Benim kardeşlerim, beni görmeden bana iman edenlerdir. Ben Rabbimden, sizlerle ve beni görmeden bana iman edenlerle gözlerimi aydınlatmasını ve içimi ferahlatmasını istedim.” (Ramuz’ul- Ehadis; 446; Ebu Nuaym’dan) müjdesinin muhatabı olabiliriz.
Peki, günümüzde durum nasıldır? Bu müjdenin muhatabı olmaya layık mıyız? Diğer milletlere kıyasla birkaç adım önde olsak da her geçen gün erozyon etkisinde ve bir aşınmayla karşı karşıya olduğumuz da hakikat değil midir?
Neden Kardeşliğimizi Kaybettik?
Evet, ahir zamanın zorlukları ortadadır. İslamî yaşantı için zorluklarımız da bir o kadar karşımızda dimdik duruyor. Her şey, bizi bizden çalmak noktasında yaldızlı parıltılarıyla cilve yapıyor. Bizler de dünyanın bu aldatıcı cilvesine göz kırpıyor olmalıyız ki, kardeşliğimiz ideal seviyede değil. Peki, neden böyle olduk? Neden içler acısı bir bencillikteyiz?
Gerek aynı dine mensup ülkelerle gerek aynı vatanı paylaştığımız Müslüman kardeşlerimizle, gerekse ferdi olarak bir arada yaşadığımız kimselerle iyi ilişkiler içerisinde olunmalı ve İslam kardeşliğine uygun bir hayat tarzı benimsenmelidir. Kardeşi kardeşe kırdırmak, fitne, fesat, bölücülük ve ayrımcılığı körüklemek isteyenlere, Gönüllerin Efendisi aleyhisselatu vesselamın kardeşliğe sunduğu açılım ve güzel reçetelerle cevap verilmelidir.
Müslümanların birbirlerini sevmeleri ve dayanışma içinde olmaları İslam kardeşliğini pekiştirecek en etkili yoldur. Bu nedenle tüm dünyadaki mü’min kardeşlerimizle daha samimi ilişkiler içinde olunmalıdır. Kin, garaz, birbirimize karşı olan kötü düşünce ve niyetlerden uzaklaşarak kalplerimizi sevgi ikliminde buluşturmalıyız. İslam kardeşlik hukukunun temelinde öncelikli olarak sevgi, saygı ve yardımlaşmanın yattığını unutmadan hareket etmeliyiz. İkili ilişkilerimizde yaşadığımız tatsızlıkları düşmanlığa dönüştürmeden telafi etmeli, özür dilemeli ve affedici olmalıyız…
Mü’minlerin kardeşliği böyle olmalı, birbirlerini sevip, saymalı. Birbirlerinde kusur aramamalı. Buğuz, kin ve düşmanlık etmemelidir. Çünkü bu kötü haller insanın maneviyatını yok eder. Bu gibi hastalıklı ve illetli davranışlar hep nefsi davranmaktan dolayıdır. İnsanın nefsi ise hep kendini temize çıkarmaya çalışır ki, böylesi insanın Allah-u Zülcelâl nazarındaki değerini düşürür.
Mü’min kardeşler olarak birbirine kızmadan, buğzetmeden, kin duymadan, hep iyi ve yumuşak bir şekilde davranmalıyız. Dünyanın neresinde olursa olsun bütün mü’min kardeşimizin kederinde ve sevincinde hep yanında olmaya gayret etmeliyiz. Çünkü herkes bu anlayış ve ahlak üzere birbirine davranırsa, bütün insanlar İslam kardeşliğini yaşamaya başlar. Sosyal yapıda huzur olur, rahatlık olur, en önemlisi de Allah rızası kazanılmış olur.
Kurtuluş Reçetemiz
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in hadis-i şeriflerini kendimize kılavuz yapalım. Veliyullahın arkadaşlık hukukuna riayet etmelerindeki hassasiyetlerini kendimize rehber edinelim. Birbirimizi düzeltmeye, birbirimize güzel huylar edinmede ve salih amel işlemede yardımcı olmaya gayret gösterelim.
Kendimiz için istemediğimizi, mü’min kardeşimiz için de istememek ve kendimiz için istediğimizi mü’min kardeşimiz için de istemek gibi bir güzel ahlaka ulaşalım. Hatta bunlarında ötesine geçerek daha güzel olanını, yani onlardan gelecek sıkıntılara katlanıp kusurlarını görmemeyi şiar edinelim. Bakalım işte o zaman toplum nasıl oluyor, kardeşlik paylaşımları hangi düzeyde gerçekleşiyor.
Artık karar vermek lazım; imtihan gerçeğiyle yüzleşmek mi istiyoruz yoksa kendimizi kandırarak yaşamak mı? Salih mi olmak istiyoruz, zalim mi? Kul hakkına girmek mi istiyoruz yoksa Allah’ı razı etmek, Peygamberimizi mutlu etmek mi?
Kendimize manevi bir ayar yapmanın neresi kötüdür? Katılaşmış kalplerimizi yumuşatmak için geldiğimiz yeri hatırlayalım. Gideceğimiz yeri düşünelim. Biraz yalvaralım Yaratanımıza.
Biraz gözyaşı dökelim, kaybolan vicdanımıza. Mazlum coğrafyalardaki din kardeşlerimize. Zulme uğrayan tüm gönül coğrafyamızın dindaşlarına karşı daha duyarlı ve samimi olalım. Filistin’deki Arakan’daki, Doğu Türkistan’daki mazlum kardeşlerimize yardım edelim. Elimizle, dilimizle, gönlümüzle, maddi ve manevi her halimizle destek olalım. Acılarını hissedelim ki gerçek manada kardeşliğimizi tüm benliğimizle ve ruhumuzla hissedelim…
Körelen kalp gözümüzün görmezliğine üzülelim. Aldanışlarımıza tevbe edelim. Gelin kardeş olalım, gelin kardeş kalalım. Hep birlikte el ele vererek merhametin Yüce Sahibine teslim olalım. O’ndan başka sığınağımız ve tutunacak dalımız yoktur sonuçta. O’nun rahmeti kuşatıcı ve niyetimiz karşılığında da istediğimizi verendir. Ancak bu suretle Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin müjdelediği kardeşlik seviyesine ulaşabiliriz.
Kalplerimizi birleştirerek kardeşlik teslimiyetiyle sevgi tohumları ekebilmeyi diliyorum. Fahri Kâinat Efendimiz aleyhisselatu vesselama kardeş olabilmek ve iman sahiplerine karşı kardeşliğin hakkını vererek her daim kardeşçe kalabilmek ümidi, duası ve niyazı ile. Allah’a emanet olun.

REKLAM ALANI
REKLAM ALANI
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ