Kaygı (Anksiyete) Bozukluğu

Covid 19 salgın hastalığı, kolay bulaşabilen bir
salgın hastalık olduğu için uzun süre evlerde
kapalı kalmayı ve çeşitli tedbirleri gerektirdi.
Bu durum bazı psikiyatri rahatsızlıklarda artışa
sebep oldu.
200’den fazla ülkenin verileri üzerine yapılan
bir araştırmaya göre anksiyete yani kaygı bozukluğu
yüzde 25 oranında artış gösterdi.
Anksiyete bozukluğu, endişe hissinin, gereksiz
yere aşırı ve sürekli olmasıdır. Endişe hissi
normal bir duygudur. Aslında kaygı, makul
ölçüde olduğu zaman bizim sorunlara karşı
hazırlıklı olmamızı, tehlikeli bir hal almadan
tedbir alıp doğru tavırlar sergilememizi sağlar.
Her insan karşı karşıya kaldığı veya kalabileceği
durumlar hakkında endişelenebilir. Halk
arasında “evhamlı” denilen bazı kişiler ise hep
kötü bir şeyler olacağını düşünmeye ve endi-
Covid 19 salgın hastalığı bazı
psikiyatri rahatsızlıklarda artışa
sebep oldu. Anksiyete yani kaygı
bozukluğu yüzde 25 oranında artış
gösterdi.
şelenmeye daha eğilimlidir. Bu durum zihin ve
beden sağlığını bozup, günlük hayatı olumsuz
etkilemeye başlıyorsa artık hastalık halini almış
demektir.
Normal seviyede olan kaygı hissi kontrol edilebilir
seviyededir. Ancak anksiyete bozukluğu
olan kişiler bu hissi günlük hayatlarını olumsuz
etkileyecek kadar yüksek seviyede yaşarlar.
Bazı kişilerde panik atak krizleri de görülebilir.Hastalar yorgunluk, gerginlik, kas ağrısı ve başağrısı
gibi bedensel belirtiler nedeniyle çoğu zaman
psikiyatri dışı branş hekimlerine başvururlar.
Bu yüzden doğru teşhis konması ve uygun
biçimde tedavi edilmesi gecikebilir.
Anksiyete bozukluğunun birkaç çeşidi vardır.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu (YAB) olan kişilerde
ise “sürekli, aşırı ve durumla uygun olmayan
bir endişe durumu” söz konusudur. Bu kişiler her
durumda en kötü ihtimali düşünürler. Sakinleştirilemeyen
endişe hissi en az altı ay boyunca
hemen her gün vardır ve gün boyunca sürer.
Çoğu zaman kişi endişelerinin aşırı olduğunun
farkındadır, ancak endişelenmelerini denetleyemezler
ve bir türlü sakinleşemezler. Yorgunluk,
dikkat bozukluğu ve konsantrasyon güçlüğü, en
ufak sesle kolayca irkilme, uykuya dalamama ve
gece sık sık uyanma diğer önemli belirtilerdir.
Hastalığın oluşmasında “genetik etkenler, beyin
nörokimyasındaki farklılıklar, kişilik özellikleri ve
stres verici yaşam olayları” etkilidir.