PARANTEZ / Ahir Zaman Son Perdedir
PARANTEZ
Ahir Zaman Son Perdedir
Hüseyin Ustaoğlu
İnsanlığın sınava tabi tutulduğu uzun ve sancılı yolculuğunda imkanlar genişledikçe yükümüz de artmaktadır.
Sıradan zamanlara nazaran daha büyük imtihanlara gebe vakitler vardır. Belki de insanlık tarihinin en çalkantılı, en karmaşık, en sancılı dönemini yaşıyoruz. Bir yanda teknolojinin zirvesine ulaşmış, uzaya açılmış, bilgiyi avucunun içine almış bir insanlık; diğer yanda maneviyatın çölleştiği, kalplerin katılaştığı, vicdanların sustuğu bir çağ. İşte ahir zaman, bu tezadın en keskin şekilde yaşandığı bir dönem. Sanki cahiliye devrine eş modern cahilliklere şahit oluyoruz.
Bilgiye, eşyaya ve her türden imkana bu kadar kolay ulaşıldığı halde bunca cehalet neyin eseridir? İnsanın ya inat etmesi lazımdır cahil kalabilmesi için ya da gerçekten niyetinde bir bozukluk vardır ki, Allah ona cahilliğini kaldırmayı nasip etmiyordur. Başka bir izahı var mı bilmiyorum.
Dünyada her şey çeşitlenmiştir. İnançlar, yaşam tarzları, dünya nimetleri… Buna karşılık günah, inançsızlık, isyan ve nimetlere karşı nankörlük de artmıştır. İman ve güzel ahlâk mücadelesi veren insan sayısı azalmıştır. Halbuki zor zamanlarda özenli davranmak bir yiğitlik olmuş, iman, amel ve maneviyat bakımından insanlara daha çok kazanç sağlamıştır.
Ahir zaman! Öyle bir vakit ki, bir gecenin sabaha varmadan önceki en karanlık anı gibi. Peki, bu dönem neden bu kadar önemli? Çünkü, insanlığın son imtihanıdır da ondan. Bu geçit, sadece bireylerin değil, tüm insanlığın kaderini belirleyecek bir sınavdır.
İslam inancında “Ahir Zaman” insanlığın kıyamete yaklaşırken geçireceği en kritik dönemi ifade eder. İlâhî düzenin ve insanlık tarihinin kaçınılmaz finaline işaret eder. Toplumsal ve bireysel çöküşün hızlandığı dönemleri anlatır.
Kur’ân-ı Kerîm’de kıyamet öncesi yaşanacak olaylara ve insanlığın karşılaşacağı büyük imtihanlara dikkat çekilir:
“O saat mutlaka gelecektir. Bunda hiçbir şüphe yoktur. Fakat insanların çoğu buna inanmazlar.” (Mümin, 59)
Bu ayeti kerime, kıyametin kesin bir hakikat olduğunu vurgularken, insanlığın gafletine de dikkat çeker. Ahir Zaman’da, bu gafletin en yüksek noktasına ulaşacağı ve hak ile batılın son büyük mücadelesinin yaşanacağı ifade edilir.
Ahir Zaman Alâmetleri
Evet, zaman ahir zamandır. Bunun en önemli işareti İki cihanın güneşi sevgili Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem’in dünyaya teşrifleridir. Onun üzerinden de bin beş yüz yıla yakın bir zaman geçmiştir.
Zaman kavramını biz hesap edemeyiz elbette. Ancak Âyet-i Kerimeler bu dönemi adeta bir film şeridi gibi gözler önüne serer. Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem de ümmetini bu sürecin fitnelerinden korumak için uyarılarda bulunmuş ve sözleriyle bizlere rehber olmuştur. Ahir Zaman’ın alâmetleri birçok hadiste dile getirilmiştir. Peki nedir bunlar?
“Ahir zamanda yalan yaygınlaşacak, güvenilir insan azalacak, emanete riayet edilmeyecek, cehalet artacak ve insanlar birbirine zulmedecek.” (Buhârî, Fiten, 25; Müslim, İlim,3)
“Cehaletin yayılması ve ilmin azalması.” (Buhârî, İlim, 2; Müslim, İlim,5)
“Zina ve fuhşun açıkça işlenmesi.” (Buhârî, Hacc, 132; Müslim, Fiten, 18)
“Yalancılığın ve sahtekârlığın yaygınlaşması.” (Tirmizî, Fiten, 34)
“Kadınların erkeklere, erkeklerin kadınlara benzemesi.” (Ebû Dâvûd, Libâs, 31)
“Mazlumların sesinin kısılması, zalimlerin egemen olması.” (Tirmizî, Fiten, 59)
“Haksızlıkların adaletin önüne geçmesi.” (İbn Mâce, Fiten, 10) Ahir zamanın özellikleri olarak işaret buyruluyor.
Peki, başka nelerden bahsediliyor? Özetle;
“İnsanların başına bir zaman gelecek ki, onlardan faiz yemeyen kalmayacak, yemese bile tozu onlara bulaşacaktır. Faize alışveriş, rüşvete hediye denilecek, tefecilik artacak, helal-haram unutulacak, para gelsin de nereden gelirse gelsin denilecek. Birçok kişi, az bir dünyalık karşılığında dinini feda edecek. Kazanç, belirli kişiler arasında dolaşacak, dar gelirliler açlık ve sıkıntıya düşecek. Fasıklar söz sahibi olacak ve konuşmasını bilmeyenler halka hitap edecekler. Kabirler süslenecek ve Kur’an, kazanç getiren bir meta haline gelecek. Fitne her eve girecek ve tecrübesiz gençler başa geçecekler. Kur’an dan bir resim, İslam’dan bir isim, Müslüman’dan bir cisim kalacak. Üç şey çok kıymetlenecek; Helal para, kendisiyle amel edilen sünnet ve candan bir dost.”
Hadis-i Şerifler ve yaşanan hadiselerden anlaşılıyor ki Ahir Zaman, insanlığın manevî değerlerini kaybettiği, kalplerin katılaştığı, gözlerin parıltısını yitirdiği bir dönem olacaktır. Görülmektedir ki, bu dönem yalnızca fizikî felaketlerle değil, insanî ve ahlâkî çöküşlerle de tanımlanmaktadır.
O zaman, bu zaman mıdır? Biz bilemeyiz. Ancak o gün geldiğinde hakikati arayanlar için yol puslu, istikamet ise belirsiz haldedir. Demek ki iman, ahlâk ve fitne fırtınası büyük olacak. Öyle ise sığınak aramak da bir şart haline gelecektir. Neler yapalım da iman ve ahlâkımızı muhafaza edelim? Fitnelerden uzak durarak sırat-ı müstakim üzere kalabilelim?
Reçete yine iki cihanın güneşi Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem’den geliyor. Ahir zamanda yapılması gerekenler hakkında bize tavsiyelerde bulunuyor:
“Hakikate sıkı sıkıya sarılmak, sabırlı olmak, iman kardeşliğini korumak, fitnelerden uzak durmak, salihlerle ve sadıklarla beraber olmak, Kur’an-ı Kerim ve sünnetine tabi olmak, sahabenin yoluna tutunmak, ehli beyte ittiba etmek, ilim halkalarında yer almak ve Allah’ın dinine sımsıkı sarılmak” bu öğütlerinden sadece bazılarıdır.
Pusulamız: Sünnet-i Seniyye
Sünnete uygun yaşayanlar, fırtınada yönünü kaybetmeyen gemiciler gibidir. Müslümanların Ahir Zaman’da her zamankinden daha çok birbirine kenetlenmesi gerekiyor. Çünkü yalnız kalmak daha kolay savrulmaya sebeptir.
İnsanlığın büyük sınavlardan geçeceği bu zamanda bazıları hakikati unutacak, bazıları ise her şeye rağmen onu korumaya çalışacaktır. Ancak hatırlamak gerekir ki, karanlığın en yoğun olduğu an, güneşin doğmasına en yakın zamandır. Müslüman için bu süreç, bir korku değil, bir hazırlık olmalıdır. Çünkü Allah-u Teâlâ, iman edenlere şu müjdeyi vermektedir:
“Şüphesiz ki Allah, iman edip sâlih amel işleyenleri asla zayi etmez.” (Tevbe, 120)
Görülmektedir ki Ahir zaman, insanlığın son perdesidir. Bu gerçeği anlayabilmek, o güne uzaktan bakarak değil bugünü daha bilinçli yaşayarak mümkündür. Dünya için zaman daralırken, sorulması gereken soru şöyle olmalıdır; “Biz hangi safta bulunacağız?”
Bu perde, karanlık ve zorlu olsa da müminler için her zaman bir aydınlık ve kurtuluş umudunu da barındırır. Çünkü her geceyi bir sabah, her karanlığı bir aydınlık takip eder. Ahir zamanın fitneleri ne kadar büyük olursa olsun, Allah’ın izniyle müminler, bu zorlu imtihanı sabır ve metanetle aşacak ve ebedi kurtuluşa erecektir.
Allah Celle Celalühü hepimizi bu zorlu dönemde imanını koruyan, sünnete uyan ve O’nun rızasını kazanan kullarından eylesin. Âmin.