SEYDA MUHAMMED KONYEVİ HZ.’NİN MÜSLÜMANLARA NASİHATİ

  • 06 Mart 2016
  • 1.887 kez görüntülendi.
SEYDA MUHAMMED KONYEVİ HZ.’NİN MÜSLÜMANLARA NASİHATİ
REKLAM ALANI

Seyda Muhammed Konyevi Hazretleri bir İslam alimi olarak Müslümanların birlik ve beraberliğine önem verir, bu doğrultuda çalışmalar yapar, kitaplar telif eder ve tabiilerine mümin kardeşliğinin
kural ve kaidelerine uymalarını, bütün müslümanları ve İslami cemaatleri sevmelerini öğütler, tarafgirlikten ve cemaat taassubundan sakınmalarını da şiddetle tavsiye eder. Pek çok kitabında bu konuyu özel olarak işlemiş olmalarının yanında, meselenin etraflıca anlaşılması için üç farklı kitap telif etmişlerdir. Bunlardan ilki “Mü’min kardeşliği” adını taşıyan kitabı olup; müslümanların kardeşliğinin nasıl olması gerektiği konusu teferruatlarıyla anlatılır.

İslam toplumunda, müminler arasında sökün eden kargaşaların en temel sebebinin sevgisizlik olduğuna dikkat çeken Seyda Muhammed Konyevi Hazretlerinin bu sahada kaleme aldıkları ikinci kitabı ise,”Gelin Allah İçin Birbirimizi Sevelim” adını taşımaktadır.

“Fitne ve Tefrika Tehlikesi” adını taşıyan üçüncü kitaplarında ise Müminlere nasihat ederek, birlik olmalarının önemini anlatmaktadırlar. İşte o kitaptan kısa bir bölümü, istifadenize sunuyoruz.

REKLAM ALANI

İslam âleminin parçalanmasının sebebi tefrika

Eğer bizler mü’minler olarak birlik ve beraberlik içerisinde, birbirimize sımsıkı sarılabilirsek hiçbir fitne yada zorluk bizi dağıtıp parçalayamaz.

Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede: “Hepiniz birlikte, Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın, bölünüp parçalanmayın.”(Âl-i İmran, 103) buyuruyor. Bu âyet-i kerîmede, “Hepiniz Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın” emri ile yeryüzündeki bütün müslümanların birlik, beraberlik ve dayanışma içinde hareket etmeleri emrediliyor ve “bölünüp parçalanmayın” emri ile de müslümanlar arasında her çeşit bölücülük hareketleri yasaklanıyor.

Tarihte, büyük küresel sömürgeci olan ülkeler, “böl, parçala ve yut” taktiği ile dünyanın farklı yerlerinde yaşayan pek çok ülkeyi kendi emirleri altına almış ve asırlarca sömürmüşler. En uzun ömürlü devlet olan Osmanlı Devleti’ni de aynı taktiklerle, fitne ile küçük devletlere bölüp parçalamış ve diledikleri gibi yönetmişler.

Bu nedenle Allah-u Zülcelal: “Ey Müslümanlar! Hepiniz Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın, bölünüp parçalanmayın” diye bizi uyarıyor ve aksi halde İslâm düşmanlarının galip olacağını bildiriyor.

Müminler arasında bölünme tefrikanın ne kadar zararlı olduğunu Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede bize beyan ediyor: “Allaha ve Onun Resulüne itaat edin. Birbirinizle çekinmeyin. Sonra korku ile za’fa düşersiniz, rüzgârınız (kesilib) gider. Bir de sabr(-u sebat) edin (katlanın). Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.”(Enfal, 46)

Bu âyet-i kerimede, Allah’ın ve Resulünün emirlerine itaat etmemiz, birbirimizle çekişmememiz ve bölünüp parçalanmamamız emrediliyor. Bölünüp parçalandığımız takdirde, içimize korku düşeceği, iktidar gücümüzün gideceği ve sonuçta İslâm düşmanlarının gâlip olacağı bildiriliyor.

Kim kaybediyor?

Bölünme ve tefrika olduğunda ne yazık ki İslâm alemi kaybediyor; bedelini müslümanlar ödüyor ve sonuçta İslâm ülkelerinde, İslâm düşmanları gâlip ve iktidar oluyor. Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem: “Zandan sakının, çünkü (kötü) zan sözlerin en yalan olanıdır. Başkalarının (gizli) konuşmalarını dinlemeyin ve kusurlarını araştırmayın. Birbirinize karşı böbürlenip üstünlük taslamayın, birbirinizi kıskanmayın, (aranızda) kin tutmayın ve (birbirinize) sırtınızı çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları! Allah’ın size emrettiği gibi kardeş olun” (Müslim) Hazreti Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz, İslâm birliğinin korunması için şefkatle dikkatimizi çekerek bizlere bazı tavsiyelerde bulunuyor ve sonra, “Ey Allah’ın kulları! Allah’ın emrettiği gibi kardeş olun” buyuruyor.

Allah-u Zülcelal, Kur’an-ı Kerîm’de birlik ve beraberliğin vesilesi sayılabilecek ne kadar güzel haslet ve davranış tarzı varsa, onların hepsini emretmiş; birlik ve beraberliği bozacak, bölünme ve tefrikaya sebep olacak bütün davranışları da yasaklamıştır.

Müslümanlar birbirlerini sevmeli, birbirlerine karşı merhametli olmalı ve kardeşlerinin menfaatlerini en az kendi menfaatleri kadar gözetmelidirler.

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz, insanlar arasında bozgunculuğun, fitnenin, fesadın ve düşmanlığın doruk noktaya çıktığı bir asırda dünyaya teşrif etmiş, birbirlerine düşmanlık ve kin besleyen insanların arasında kardeşliği, sükûneti ve huzuru sağlayan İslam ahlakını yaymış ve insanlar arasında birlik, beraberlik ve mümin kardeşliğini oluşturmuştur. Bizlerde İslam dinine sarıldığımızda ve Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem Efendimizin ahlakını kendimize rehber edindiğimizde, bu zamanda da huzur, sükûnet ve birlik beraberlik oluşacak, müminler tek vücut haline gelecektir.

Allah birlik olmamızı emrediyor, şeytan ise tefrika, fitne, fesat istiyor! Biz hangisine uyuyoruz? Kur’an’a uygun davranıyor muyuz? Yoksa ahirete giden yolda, dünya sarhoşluğu ile yolumuzu mu şaşırıyoruz? Bunları kendi nefsimize sorarak muhasebe yapmalıyız.

Müslümanların dikkat etmesi gereken hususlar

Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz, “Müslüman kardeşine tevâzu edeni (alçak gönüllü davrananı) Allah yüceltir ve müslüman kardeşine karşı üstünlük taslayanı da alçaltır.” (Taberânî) buyuruyor…

Niyetimiz gerçekten İslâm’a hizmet etmekse ve tek amacımız Allah’ın dinini gönüllerde gâlip kılmaksa, amacımız doğrultusunda çalışan herkesi kucaklayalım, el ele ve omuz omuza birlikte çalışalım. Kesinlikle hiç kimseyi ve hiçbir grubu küçümsemeyelim ve şeytan gibi “Ben’veya ‘biz’ onlardan daha hayırlıyız (üstünüz)” demeyelim.

Allah’ın bize emrettiği şekilde kardeş olabilmemiz için ırk, renk, dil ve meşreb (gurup) ayırımı yapmaksızın yeryüzündeki ve kabir (Berzah) âlemindeki bütün mü’minleri kapsayan din kardeşliğini, gurupsal kardeşlikle kısıtlamayalım ve grupsal kardeşliği din kardeşliği yerine koymayalım.

Allah için bir şey yapabilmişsek, insanlara bir şey verebilmişsek ve dinimiz İslam’a hizmet edebilmişsek, Allah’a şükür edelim ve bizi bu yolda sabit kılması için dua edelim.

Aşırı övgüden kaçınalım

Özellikle liderlerimizi, mürşitlerimizi ve hoca efendilerimizi aşırı derecede abartarak övmekten ve sürekli meddahlıklarını yaparak (onlarla sürekli ve aşırı bir şekilde övünerek), diğer grupların karşıt tepkilerine ve dolayısıyla bölünmelere neden olmayalım ve din için çalışıyorum derken, din yıkıcılarından olmayalım.

Her şeyin başı ilimdir. İbn Abbas radıyallahu anhu anlatıyor. Resulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdular ki: “Tek bir fakih, şeytana (karşı), bin abiden daha yamandır.” (Tirmizi, İlim, 19) Öncelikle kendimizi ilim konusunda geliştirmemiz lazımdır. Kuran-ı Kerim, Siyer, Hadis, Fıkıh ilimlerinde kendimizi yetiştirir ve çevremizdekilere bu kaynaklar dâhilinde yardımcı olursak, onların İslam’a olan güvenlerini artırmış oluruz.

Yapacağımız ve konuşacağımız her şeyde samimi olalım. Bizim anlattığımız, teşvik ettiğimiz her şeyi, çevremizdekiler, bizim yapıp yapmadığımıza bakarlar. Bizde onlarla beraber; İslam’ın kurallarını, yapılan sohbet ve nasihatleri, hayatımıza uygulamaya çalıştığımız takdirde, bu onları daha çok teşvik eder.

Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede: “Mü’minler ancak kardeştir. O halde kardeşlerinizin arasını ıslah edin (barışçı bir yaklaşımla düzeltin) ve Allah’tan korkun ki rahmete kavuşasınız.” Buyuruyor.(Hucûrat, 10)

Allah-u Zülcelal, kendi razı olacağı şekilde birbirimizi sevmeyi ve İslam kardeşliğini aramızda yaşamayı bizlere nasip etsin. (Amin)

REKLAM ALANI
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 1 YORUM
  1. Mustafa dedi ki:

    Herkese niyetinin karşılığı verilecek. Allah rızası için niyetli olalım.

BİR YORUM YAZ