Üç Aylar Şuuru
Sizlere, 30 Nisan Çarşamba günü itibariyle mübarek Üç Ayların başladığını müjdeliyoruz. “Müjdeliyoruz” dememiz boşuna değil elbette! Allah-u Zülcelal’in rızasına meraklı olan, ölüm gerçeğinin farkında, bir gün her fani gibi öleceğini bilerek ahireti için çalışan ve dünya hayatı için inceden inceye kâr zarar hesabı yaptığı gibi ahiret hayatı için de kâr zârar hesabı yapan akl-ı selim müminler için, dünya ve içindeki her şeyden daha hayırlı bir zaman dilimidir üç aylar! O kadar mühim o kadar büyük fırsatlar barındırır içinde. Elbette gafil gönüller bilmezler, sıradan günlerdir bu aylar onlar için. Ama sadece şimdilik…
Bir gün mutlaka “Keşke” diyecekler, “Keşke bir defa dahi olsaydı da üç ayların kıymetini bilerek değerlendirseydim, ne büyük fırsatlar kaçırmışım fani hayatımda” diyecekler. 50 Sene yaşamışsa, 50 sefer üç ayları kaçırdıkları için pişman olacaklar belki de… Üç ayları 70 sene boyunca değerlendirmiş 80’nini geçkin bir ihtiyar olarak bu fani dünyadan ayrılmışsa yine pişman olacak ama hepten kaçıran gibi değil yine de… O da mazhar oldukları karşısında belki binlerce gözyaşı dökerek “Keşke daha çok ibadet etseydim, daha fazla zikr-i Rahman ile meşgul olsaydım, hiç durmadan Kur’an okusaydım da bir dakika dahi olsa boş durmasaydım” diyecek…
“O kadar mı?” diyeceksiniz belki ama bundan da fazlası olduğunu görürdünüz, şayet Asr-ı saadete baksaydınız ya da Selef-i Salihin dediğimiz Ehlullah’ın hayatlarını okusaydınız.
Üç aylar dediğimiz; Recep, Şaban, Ramazan aylarının faziletleri bir yana, sadece bu ayların içlerinde barındırdıkları öyle kutsi geceler var ki, Regaib, Mi’rac, Berat ve Kadir geceleri mesela, bu gecelerin faziletleri ve kazandırdıkları bile görülse hakikat penceresinden, ciltler dolusu kitaplarla anlatılır belki de…
Faziletlerine dair hadis-i şerifleri ve kaynaklarda geçen haberleri, takdir edersiniz ki bu kısacık bir yazıda zikretmemiz mümkün değil. Ama takvim yapraklarını okuyan bir insanın dahi az çok bilgisi vardır bu mesele hakkında.
Fakat bilmek değil esas olan idrak etmek gerekir. İdrakten de öte; ölmüş de elindeki tüm fırsatları kaçırmış, pişmanlığın derinliğinde boğulup inlerken kendisine tekrar fırsat verilmiş ve dünyaya gelmiş bir insanın şuuru ve yürek yangınıyla bu zamanları değerlendirmek gerekir ki fırsatları tüketen ölüm geldiğinde yanmayalım, diyoruz.
Faziletli Üç Aylar hepimize mübarek olsun ve Allah kıymetini bilenlerden ve hakkıyla amel edenlerden bizleri…