Anne babaya ihsan ve hayır ehli olmak…

  • 06 Haziran 2018
  • 904 kez görüntülendi.
Anne babaya ihsan ve hayır ehli olmak…
REKLAM ALANI

Anne ve babaya
bakmanın önemi

Dinimiz İslam’da, anne babaya iyilik ve ihsan, evlât üzerine farzdır, onlara isyan etmek ise haramdır.

 

REKLAM ALANI

Gerek Kur’anı Kerim’de, gerekse hadislerde, çoğunlukla Allah’a kulluk görevinin hemen ardından, anne babaya karşı saygılı olma ve iyi davranmanın bir görev olduğuna dikkat çekilir.

 

Nitekim Bakara Suresi’nin 83. ayetinde İsrailoğullarına yüklenen ve uyacaklarına dair söz (misak) alınan, sekiz konudaki görevler sıralanırken, en başta, yalnızca Allah’a kulluk, ikinci olarak da anne babaya iyilik etme vazifesi zikredilmiştir.

 

Mesela şu ayetlerde anne ve babaya iyiliğe emretmektedir: “Allah’a kulluk edin. O’na bir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya iyilik edin.” (Nisa; 36)

 

“Rabbin, ancak kendisine kulluk etmenizi ve anne babaya iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa sakın onlara ‘öf!’ bile deme, onları azarlama; her zaman onlara güzel, değerli sözler söyle. Acıyarak onlara daima kucak aç ve yumuşak davran ve “Ya Rab! Beni küçükken bakıp büyüttükleri gibi sen de şimdi onlara acı, diyerek dua et!” (İsra; 24)

 

“Biz insana, anne babasına iyilik etmesini tavsiye ettik. Annesi onu zahmetle taşıdı ve zahmetle doğurdu. Taşınması ile sütten kesilmesi otuz ay sürer. Nihayet insan güçlü çağına erip, kırk yaşına varınca der ki: ‘Rabbim! Bana ve anne babama verdiğin nimete şükretmemi ve razı olacağın yararlı iş yapmamı temin et. Benim için de zürriyetim için de iyiliği devam ettir. Ben sana döndüm. Ve elbette ki ben Müslümanlardanım.” (Âhkaf; 15)

 

“Vaktiyle biz İsrailoğullarından, yalnızca Allah’a kulluk edeceksiniz, anne babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz diye, söz almış ve ‘insanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekatı verin’ diye de emretmiştik. Sonunda azınız müstesna, yüz çevirerek dönüp gittiniz…” (Bakara; 83)

 

“De ki, gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım. Ona hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Sizin de onların da rızkını biz veririz. Kötülüklerin açığını da gizlisine de yaklaşmayın ve Allah’ın yasakladığı cana haksız yere kıymayın! İşte bunlar, Allah’ın size emrettikleridir. Umulur ki düşünüp anlarsınız.” (En’am: 151)

 

Bu ayetlerde anne baba hakkının, Allah’a imandan sonra zikredilmesi, tüm diğer insani haller karşısında önceliği olduğunun açık kanıtıdır.

 

“Kime iyilik edeyim?”

“Küleyb b. Menfaa’nın dedesi Rasululah sallallahu aleyhi veselleme gelerek:

– Ya Rasulallah! Kime iyilik edeyim? Diye sordu. Rasulallah sallallahu aleyhi vesellem:

– Annene, babana, kız kardeşine, erkek kardeşine ve onu takip eden yakınına iyilik et. Bunu yapmak, vacip bir hak (vazife) ve yerine getirilmesi gereken bir sıla-ı rahim (akrabalık bağı)dır.” (Ebu Davud)

 

Mikdad b. Ma’kerib’den gelen bir rivayette de Hazreti Peygamber şöyle buyurmuştur: “Allah size, annelerinize iyi davranmanızı tavsiye ediyor. (Bu cümleyi üç kez tekrarladı). Allah size babalarınıza iyi davranmanızı emrediyor. Allah size, en yakın akrabanıza ve sonra yakınlık derecesine göre, diğer akrabalarınıza iyi davranmanızı ve haklarını gözetmenizi tavsiye ediyor.” (Ahmet Bin Hanbel, İbni Mace)

 

Hatta Kütübî Sitte de bu hadisin başka bir rivayetinde de hatta “Anne ve babası kendisine eza vermiş olsa bile iyilik yapılmasını, Peygamberimiz tavsiye etmektedir.”

 

Anne ve babaya iyilik etmek, bazı nafile ibadetlerden üstün sayılmıştır. Bu hususla ilgili örnek olarak önemli ölçülerden bazıları şunlardır:

 

Anne ve babaya iyilik,
cihattan öncedir

Hadisi şeriflerden, anne ve babaya bakacak kimse yoksa onlara iyilik etmenin, onlara yardımcı olmanın, cihattan daha önemli olduğunu anlıyoruz.

 

Cahime radıyallahu anhu, Rasulullah sallallahu aleyhi veselleme gelerek:

– Ya Rasulallah! Savaşa katılmak istedim. Bunu size danışmak için gelmiştim, dedi. Hazreti Rasulullah aleyhissalatu vesselam:

– Anan var mı? Diye sordu. O:

– Evet, cevabını verince Efendimiz aleyhissalatu vesselam:

– O halde ona hizmet et. Çünkü cennet, anaların ayakları altındadır, buyurdu. (Nesai)

 

Yine başka bir rivayette şöyle bir olay gerçekleşir:

Birisi, Hz. Peygamber’e gelmiş ve:

– Ben, Allah’tan sevap kazanmak için hicret ve cihat etmek üzere sana biat etmeye geldim, demişti. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem ona sormuştu:

– Anne veya babandan sağ olan var mıdır?

– Öyle iken sen Allah’tan, başkaca sevap mı istiyorsun? Demişti. Adam:

– Evet, demişti. Hz. Peygamber aleyhissalatu vesselam, o adama şöylece öğüt vermişti:

– Sen, annenin babanın yanına dön, onlarla güzelce geçin, gönüllerini hoş edecek şekilde konuş! (Müslim)

 

Abdullah bin Mes’ud şöyle demiştir: “Rasulullah’a Aziz ve Celil olan Allah’ın en çok sevdiği amel nedir?” diye sordum. Rasulullah: “Vaktinde kılınan namazdır buyurdu” buyurdu. “Sonra hangisidir?” dedim. “Anne ve babana iyiliktir” buyurdu. Sonra hangisidir? dedim. “Allah yolunda cihat etmendir” dedi. (İbni İshak; es-Sahih, Edep 3, VII/69)

 

Nafile namazdan önemli

Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellemin anlattığı, Cüreyc’in hayat hikâyesinde bizlere büyük bir ibret vardır.

 

Cüreyc, ibadet ehli bir insandı. Bir gün nafile namaz kılarken, annesi onu çağırdı. O, “Annem mi namazım mı?” diye tereddüt edip namazına devam etti. Annesi ikinci defa çağırdı. Cüreyc ona cevap vermeyip namaza devam etti. Annesi üçüncü kez çağırdı. Cüreyc cevap vermeyince annesi Allah’a, Cüreyc’e fahişeleri musallat etmeden öldürmemesi için dua etti.

 

Bir zaman sonra, bir fahişe bir çobanla zina etti ve hamile kaldı. Bu durumun açığa çıkmasından korkunca da çoban ona, “Çocuğun babasını sorarlarsa abid kul, Cüreyc’tir de!” dedi. O da öyle söyledi. İnsanlar galeyana gelip evini yıktılar ve hâkim onun meydana getirilmesini emretti. Yoldayken, annesinin bedduasını hatırladı ve gülümsedi.

 

Ceza için meydana getirilince iki rekât namaz kılmak için mühlet istedi. Sonra da çocuğu isteyip kulağına:

– Baban kim? Diye sordu. Çocuk:

– Filan çobandır, dedi. İnsanlar tekbir ve tehlile başladılar ve ona.

– Evini altın ve gümüşten yeniden yapalım, dediler. O:

– Hayır, eskisi gibi topraktan yapın, dedi.

 

Buhari’nin rivayet ettiği bir hadiste, Nebi sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyuruyor: “Cüreyc, fakih olsaydı anasına icabetin (nafile) namaza devamdan daha gerekli olduğunu bilirdi.” (Riyazüs Salihin)

 

Fıkıh üstatları, “Nafile bir namaz kılan bir kimseyi, anne veya babası çağırsa namazını bırakıp ona icabet etmesi gerekir” demişlerdir.

 

Allah yolunda hicret
etmekten de önce gelmesi

Abdullah b. Amr radıyallahu anhu anlatıyor: “Bir adam Peygamber sallallahu aleyhi veselleme gelerek:

– Hicret etmek üzere sana beyat etmek için geldim ve anne babamı ağlar vaziyette, gözleri yaşlı bıraktım, dedi. Hazreti Peygamber sallallahu aleyhi vesellem:

– Sen derhal onların yanına dön! Ağlattığın gibi onları güldür ve sevindir! Buyurdu. (Hâkim)

 

Bu hadisten anlıyoruz ki hizmete muhtaç anne ve babaya yardımcı olmak, hicretten dahi önemlidir.

 

Daha bunun gibi birçok açıdan önemli olan anne ve babaya iyilik meselesi, maalesef çoğu Müslümanın önemini idrak edemediği bir konudur. Allah bizleri ana ve babasının hakkını yerine getiren müminlerden eylesin.

REKLAM ALANI
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ