Halifesi Seyda Feyzullah Konyevî Hazretlerinin Hayatı
HALİFESİ SEYDA FEYZULLAH KONYEVÎ HAZRETLERİNİN HAYATI
Seyda Feyzullah Konyevî Hazretleri, 1981 yılında, Adıyaman, Menzil Köyünde dünyaya geldi. Daha küçük yaşlardayken ilme olan merakı dikkat çekiyordu. İlkokul çağlarındayken okuldan döndükten sonra, kimi zamanlar çantasını eve bırakır, kimi zaman da doğrudan medreseye giderdi. Sultan Hazretleri onun medrese derslerini çok beğendiği için on-on bir yaşlarında olmasına rağmen kendisinden yaşça büyük olan talebelere ders verdirirdi.
Çocukluk döneminden beri hayvanlara merhamet duyar ve onları çok severdi. Hatta Menzil’den Konya’ya taşındıklarında daha on iki yaşında olmasına rağmen yirmi yedi tane bakıp ilgilenmekte olduğu kedisi vardı.
Konya’ya geldikten sonra da Sultan Hazretleri’nin yanında medrese derslerine devam etti. Mugni’t-Tullab kitabını da Sultan Hazretleri’nde tamamladıktan sonra kalan kitaplarını tamamlayarak on yedi yaşında Konya’da icazet aldı.
Askerlik Yıllarında Namaz Hassasiyeti
Askerlik zamanı geldiğinde zamanın büyük meşayıhlarını da ziyaret ederek askerde namazlarını rahat kılabilmek için dua istedi. 28 Şubat’ın etkilerinin devam ettiği bir dönemde askere gitti. Askerliğini Rize’de, şubede yaptı.
Camii şubenin dışında olduğu için komutanından Cuma namazı için izin istemeye gideceği zaman üst devrelerinden uyarı aldı. Komutanının gayr-i İslamî bir yaşamı olduğu için, izin vermeyeceğini hatta ceza alabileceğini söylediler. Ama onu vazgeçiremediler. Komutanından izin isteyince “Olmaz,” cevabını aldı. Kendisi ise beş vakit namaz kıldığını, Cuma namazını da kaçırmak istemediğini söyleyince, komutanı her hafta izin alması şartıyla kabul etti. Hem samimi olarak gönülden istemesi hem de büyük zatların duası bereketiyle isteği kabul edildi.
Koğuşuna döndüğünde asker arkadaşları izin almasına çok şaşırdı. Askerlik boyunca beş vakit namazını ve Cuma namazını sorun yaşamadan kılabildi. Hatta asker arkadaşlarının birçoğunun namaz kılmasına vesile oldu. Seyda Hazretleri namazlarına karışmadıklarından dolayı komutanlarının hidayeti için her zaman dualarında onlara yer vermeye devam ediyor.
El-Ezher’de Talebelik Yılları
Askerliğini tamamladıktan sonra ilim okumak için Mısır’a gitti. Ezher Üniversitesi Usul-i Din bölümünde okumaya başladı. İki buçuk sene Mısır’da eğitim aldı. Sınıfındaki Arap olan arkadaşları, ahlakından, emniyetinden ve başarısından dolayı onunla ders çalışırlardı. Birlikte okuma ve arkadaşlık yapma saadetine nail olan Mısır’lı Molla Ahmed Hoca şöyle anlatıyor;
“Seyda Hazretleri ile Ezher’de tanışma şerefine nail olduğumuz günlerde kendisinde güzel sıfatlar ve büyük hasletleri gördüm. Yirmili yaşlarında bir gencin dindarlığı, ümmet derdiyle yanması, İslam hizmetini her daim düşünmesi, günah işlemekten uzak durması, ilim öğrenmek uğruna binlerce kilometre katetmesi, namazına ve ibadetine değer vermesi beni çok etkiledi. Anladım ki bu bağlamda konuşulacak çok şeyler vardı aslında…
Ders çalışmak için bazen arkadaşımla evine giderdik, bazen de kendisi evimize gelirdi. Bize Seyda Muhammed Konyevi Hazretleri gibi büyük bir Zat’ın evlâdı olduğunu söylemedi. Son derece mütevazı davranırdı. Kendi elleriyle yemek hazırlar, eliyle de ikram ederdi. Üniversite harcı için kısıtlı olan imkanımızı farkedince gururumuza dokunmayacak şekilde bir bahane ile bize destek olurdu.”
Sultan Hazretleri okulunu bırakmasını ve kendisinin yanında kalmasını isteyince okulunu bırakıp Türkiye’ye döndü. Sultan Hazretleri’nin İslam hizmetlerinde ona yardımcı olmaya başladı.
Halifelik Verilmesi
Yirmi yedi yaşına geldiğinde, Ramazan ayının son on gününe girince Sultan Hazretleri onu çağırıp kendisine Halifelik vereceğini söyledi. Kendisi ağlayarak kabul edemeyeceğini, layık olmadığını söyleyip gözyaşı döktü. Buna rağmen Sultan Hazretleri:
“İstihare yaptım işaret aldım, alman gerekiyor. Bu görev sana verildi. Almaz isen vebali boynunadır,” diyerek geri çevirme hakkı bırakmadı. Sultan Hazretleri teveccüh talimatı verip, yazmasını istedi. Seyda Hazretleri ağlayarak yazmaya başladı.
Bu olaya Seyyide olan annesi şahit olup şöyle anlatıyor:
“Ramazan’ın son on günü olduğu için mescidde itikafa girmiştik. Teheccüd namazı vakti eve geldim Sultan Hazretleri ve Seyda Hazretleri birlikte oturuyorlardı. Sultan Hazretleri bir şeyler söylüyor Seyda Hazretleri de yazıyordu. O an, “Acaba Sultan Hazretleri Seyda Hazretleri’ne kızdı mı? O yüzden mi ağlıyor,” diye kalbimden geçirdim. Ama Sultan Hazretleri’nde bir kızgınlık ifadesi göremeyince o zaman Halifelik aldığını anladım.”
Ahlakı ve Faziletleri
Seyda Hazretleri’nin ahlaki faziletlerinden biri şudur; yalan söylemekten ve yalan söylenmesinden nefret eder. Kendi aleyhinde olacağını bilse bile doğruluktan asla taviz vermez.
Çok şefkat ve merhamet sahibidir. Çocuklara her zaman şefkatle, sevgiyle yaklaşır ve onlarla ilgilenir. Şer’i konularda çok titizdir, asla taviz vermediği gibi verenleri de ikaz eder.
Aile içerisinde latife yapmayı sever. Hatta en üzgün anlarında bile Sultan Hazretleri’ni ve Seyyide olan annesini güldürürdü. Herkese karşı çok cömerttir. Kendisinin aleyhinde olan kişilere karşı bile cömertlik yapmayı bırakmaz. Seyda Hazretleri’ne “Onlar senin aleyhindeler,” denildiği zaman, “Allah rızası için yapıyorum” der ve hayır yapmaya devam eder. Sultan Hazretleri onun için “Çok cömerttir,” diye buyururdu.
Kendine her zaman İslam birliğini dert edinir ve bunun için dua eder. Hak yolunda, İslam hizmetine zarar olacağını bilse en yakını bile olsa, görüşmeyi keser ve araya mesafe koyar. İslam hizmetini kendi nefsine tercih eder. Hak ve adaletten asla ayrılmaz, herkese adaletle davranır.
Sultan Hazretleri’nin yanında onun adaletli olduğundan bahsedildiği zaman hoşuna gider, tebessüm eder, “Evet o öyledir” diye tasdik ederdi. Nefsi için kimseye darılmaz, İslam hizmeti yoluna zarar vereni asla affetmez.
İlimle meşgul olmayı çok sever, “İlmin sonu yoktur,” diyerek çoğu zaman ilimle meşgul olur. Dini ve fenni ilimlerin bir arada öğretilmesi onun en büyük arzularındandır.
Akrabalarına her zaman saygıyla, şefkatle, merhametle muamele eder. Aleyhinde bile olsalar onlara yardım etmekten vazgeçmez. Sıla-ı rahime önem verir. Yalnızca İslam hizmetine zarar verenler müstesna. Allah için sevip, Allah için buğz etmenin gereği olarak onlarla ilişkiyi keser.
Feraset sahibidir. Hakkı ve doğruyu söylemekten çekinmez. Sultan Hazretleri birçok konuyu onunla istişare ederdi. Hatta yapmış olduğu İslam Hizmetlerinin sevk ve idaresinin başında yıllardır onu görevlendirmiştir.
Sultan hazretleri Seyda Feyzullah hazretlerinin ağırbaşlılığını ara ara söyler ve takdir ederdi. Zaman zaman “Sofiler sana emanettir,” derdi. Hasta olduğu dönemde de bunu sık sık tekrarladı.
“Konya’ya yerleşsin ve benim görevimi yüklensin,” diye buyurdu. Seyda Hazretleri, hastanede olan Sultan Hazretleri’nin tedavi süreciyle ilgilenirken hafta sonları da Sultan Hazretleri’nin isteği üzere Konya’da Sultan Hazretleri’nin yapmış olduğu haftalık sohbetleri ve hizmetleri devam ettirdi.
Allah-u Zülcelâl onların takvasından, ilim ve irfan pınarından kana kana içmeyi bizlere nasip eylesin. Amin.