“İşittik ve İtaat Ettik”
Allah-u Zülcelâl bir ayet-i kerimede buyuyor
ki:
“Kim Allah’a ve Resûl’üne itaat ederse,
işte onlar, Allah’ın kendilerine lûtuflarda bulunduğu
peygamberler, sıddîklar, şehîdler ve
sâlihlerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır!”
(Nisâ, 69)
İslam’da bir insanı Allah-u Zülcelâl’in katında
yükseltecek en büyük hususiyet, imandan
sonra itaattir. İtaat meleklerin, sıfatıdır; isyan
ise şeytanın sıfatıdır. Müminlerin vasfı da
itaattir. Kafirler açıkça baş kaldırır, münafıklar
ise sinsice ihanette bulunur. Müminler ise
Allah’ın emir ve yasaklarına gönülden itaat
ederler. Allah-u Zülcelâl müminleri bir ayette
şöyle metheder:
“Aralarında hükmetmesi için Allah’a ve
Rasûlü’ne çağırıldıkları vakit, mü’minlerin
sözü, sadece ‘işittik ve itaat ettik’ demeleridir.
İşte kurtuluşa erenler onlardır.”(Nûr; 51)
Allah’ın emirlerine samimi itaat etmek iki
cihanda saadet vesilesidir. İtaatkâr müminlere
dünyada da ahirette de kolaylık ve başarı nasip
edilir. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi
vesellem buyuruyor ki:
“Rabbiniz azze ve celle buyuruyor ki: ‘Eğer
kullarım Bana gereği gibi itaat etseler, Ben onlara
yağmuru (dahî) gece yağdırırım, gündüz de
üzerlerine Güneş’i doğdururum. Onlara ayrıca
gök gürleme sesini de duyurmam!’…” (Ahmed
bin Hanbel, Müsned; II, 359;)