İSLAM DİNİ – Fıtır Sadakası (Fitre)
İSLAM DİNİ
Fıtır Sadakası (Fitre)
Gülistan Araştırma
Hz. Peygamber aleyhisselatu vesselam Efendimize: “Hangi sadaka daha faziletlidir?” diye sorulduğunda, “Ramazan ayında verilen sadakadır.” cevabını vermiştir. (Tirmizi, Zekat, 28)
Ramazan ayında her amele kat kat sevap verildiği için bütün amellerin işlenmesi için büyük bir fırsattır. Ramazan ayı boyunca oruçluları iftar ettirmek, yoksulların sofralarını zenginleştirmek çok büyük sevaptır.
Bu ayda verilmesi gereken sadakaya da sadaka-ı fıtır denir. Sadaka-i fıtır Ramazan ayının sonuna yetişen ve aslî ihtiyaçlarından başka en az nisab miktarı bir mala sâhip bulunan her müslümanın vermesi gereken vâcib bir sadakadır. Halk arasında fitre de denir.
İbn Abbas radıyallahu anhuma’nın naklettiği bir hadiste şöyle buyurulur:
“Rasûlullah aleyhisselatu vesselam oruçluları gereksiz ve çirkin sözlerden arındırmak ve yoksullara yiyecek sağlamak için fitreyi farz kılmıştır. Fitreyi kim namazdan önce öderse, bu makbul bir zekât, kim de namazdan sonra öderse, herhangi bir sadaka olur.” (Buhârî, Zekât, 70, 71, 77; Müslim, Zekât, 12, 13, 16)
Fitre, orucun kabûlüne, ölüm sekeratından ve kabir azâbından kurtuluşa bir vesiledir. Yoksulların ihtiyaçlarını gidermeye, bayram gününün neş’esinden onların da istifade etmelerine bir yardımdır.
Zekâtın farz olması için nisab miktarı tutarında bir mal, bir yıl elde bulunmalıdır. Fitrede ise, bu şart yoktur. Fitrenin verileceği en son gün bile, nisab miktarı mal eline geçse, kendisine derhal fitre vâcib olur.
Yaşlılıktan veya hastalıktan dolayı Ramazan orucunu tutamayan kimseden fitre düşmez. Onların da bu vâcibi yerine getirmeleri icabeder.
Fitre Ne Zaman Ödenmelidir?
Fitre, Ramazan Bayramının birinci günü sabahı, fecrin doğuşundan itibaren vâcib olur. Fakat fitrenin bayramdan birkaç gün önce, hatta daha önceden verilmesinde de bir beis yoktur. Böylece fakirlerin bayram ihtiyaçlarını önceden karşılamaları, noksanlarını telâfi etmeleri sağlanmış olur.
Kimler Fitre Verir?
Nisab miktarı malı olan bir müslüman, hem kendisi için, hem fakir olan çocukları için, hem de hizmetçisi için fitre verir. Hanefi mezhebine göre kocası malı olan hanımının yerine ve babalar malı olan çocuklarının yerine fitre verebilir ama onların kendi fitrelerini kendi malından ödemeleri daha uygundur.
İmam-ı Şâfiî’ye göre kadının fitresini kadın zengin bile olsa kocası öder. Fitre için de zekatta olduğu gibi veren tarafından niyet edilmelidir. Ve fakirlere temlik suretiyle verilip fakirin mülkiyetine geçirilmelidir. Fitre verirken verilen şey’in fitre olduğunu belirtmek şart değildir.
İslam alimlerinin genel kabulüne göre, fitre verecek kimselerin zekatta olduğu gibi öncelikle bulundukları yerdeki fakirlerden ve fitre verilmesi câiz olan akrabalarından başlamaları daha uygundur. Fitre verilecek kişilerden dindar ve güzel ahlâklı olanlarının tercih edilmesi mümkün olduğu gibi bu konuda yoksulluk derecesi de ölçü alınabilir. Fitre bir kişiye de verilebilir, birkaç kişi arasında da bölüştürülebilir. Bununla birlikte fitrenin bir ihtiyacı karşılayacak miktarda olmasına da özen gösterilmelidir.
Fitrenin Miktarı Ne Kadardır?
Fitre başlıca 4 madde üzerinden verilir: Buğday, arpa, kuru üzüm, kuru hurmadan.
Bu 4 gıda maddesinden herhangi birine göre fitre verilebilir. Bu fitreler aynen hurma, buğday, üzüm olarak verilebileceği gibi, kıymetleri para olarak da verilebilir.
Kişinin fitresini verirken kendi malî imkânını ve zenginliğini göz önünde bulundurarak, fitresini ödemesi gerekir. Her yıl Ramazan ayında, müftülükler bu 4 gıda maddesine düşen fitre bedellerini ilân ederler. O bedellere göre fitreyi ödemek mümkündür.
Abdullah İbn Ömer radıyallahu anh’den şöyle dediği nakledilmiştir: “Hz. Peygamber fıtır sadakasını 1 sâ’ (ölçek) hurma ve 1 sâ’ arpa olmak üzere köle, erkek, kadın, küçük ve büyüklere farz kılmış ve insanlar (bayram) namazına çıkmadan önce verilmesini emretmiştir.” (Buhârî, Zekât, 76; Müslim, Zekât, 12)
Durumu iyi olanların bu ekonomik zorlukların olduğu günlerde daha cömert davranmaları uygun olur. Ramazan ayının sevinç ve huzur ile geçmesi, her evin halkının sofraya neşeyle oturması için yardım seferberliğine ihtiyaç vardır.