TEFEKKÜR / Zalime Gözdağı Mazluma Ta’ziye
TEFEKKÜR
Zalime Gözdağı Mazluma Ta’ziye
Ahmed Özkan
Yüce Allah bir âyet-i kerimede şöyle buyuruyor:
وَمَا كَانَ رَبُّكَ نَسِياًّۚ
“Senin Rabbin unutkan değildir.” (Meryem; 64)
İmam-ı Şafii rahmetullahi aleyh bu mübarek âyet hakkında:
“Kur’an’ı Kerim’de bir âyet vardır ki zalimin kalbine bir ok gibi saplanır onu (korkutur), mazlumun da(kırık) kalbini âdetâ ilaç gibi tedavi eder,” buyurdu.
Yüce Allah başka bir ayet-i kerimede de şöyle buyuruyor:
وَانْتَظِرُواۚ اِنَّا مُنْتَظِرُونَ
“Bekleyin! Şübhesiz biz de beklemekteyiz.” (Hûd; 122)
Evet yüce Allah asla unutmaz. “Ne yanılır ne unutur.” (Tâ-hâ; 52)
Yüce Allah, İslam’a, mukaddesâta, Kur’an ve sünnete dil uzatanların söylediğini ve yaptığını asla unutmaz. Onları: “Bekleyin, biz de beklemekteyiz,” diye tehdit ediyor, zira yüce Allah
يُمْهِلُ وَلَا يُهْمِلُ
Yumhilü ve le yuhmilü
İmhal eder, mühlet verir, fakat asla ihmâl etmez.
Başka bir âyet-i kerimede de şöyle ferman buyurur:
“Haksızlık edenler neye nasıl dönüşeceklerini yakında görecekler.” (Şu’arâ; 227)
Bu gurûh açığa vurdukları kabîh sözlerden daha fazlasını göğüslerinde saklarlar, bu konuda da ayet-i kerimede:
“Onların ağızlarından nefret taşmaktadır; kalplerinin gizlediği ise daha büyüktür,” (Âl-i İmrân; 118) buyurulmaktadır.
Mukaddesâta ve dinî değerlere dil uzatan, onu hafife alan kişi ve kişiler, bütün din mensuplarına, hâsseten iki milyar müslümana ve bu cennet vatanın sakinlerine haksızlık yapmış ve onlara zulmetmişlerdir.
Cahil, ahmak, gerici, yobaz, mütecâviz, zalim, gaddâr, nâdân, saygısız edeb ve görgü fakiri insanlara, en azından altı şehitlerle üstü gazilerle baştan başa dolu olan Anadolu ve fedâkâr Anadolu insanı adına şu şiiri ithâf ediyorum:
Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana.
Yükseldik sanıyorlar alçaldıkça tabana.
İlk günden kıyamete kadar kim ve nerede olursa olsun, bu ve buna benzer tehlikeli sözleri söyleyenler tevbe ederek söylediklerine pişman olmaz ve buna son vermezlerse, kırdıklarını tamir edip yüce Allah ile sulh olmazlarsa, şairin dediği alçak tabandan daha derin ve yakıcı bir taban olan Cehennem azabı tabandan tavana onları ve onlara razı olanları bekliyor.
Allahım! Bizleri ve bütün mümin kardeşlerimizi imkanlar el verdikçe hakkı ve sabrı birbirine tavsiye edenlerden, sırf senin rızan için nasihat edenlerden eyle. Âmîn.
FIRSAT İÇİNDE FIRSAT
فَكَانَ عُمْرٌ ضَاءِعٌ بِاَفْسُوسُ وحَيْف
كه فِرْصَتْ عَزِيزَاسْتْ وَالوَقْتُ سَيْفْ
Fekâne umrun dâiun biefsûs ü hayf,
Ki fırsat azizest vel vaktu seyf.
Yazıklarla, eyvahlarla heder edilmiş, zâyî edilmiş boşa geçirilmiş, boşa geçirilmiş olması bir tarafa hiçbir şey kazanamadığı gibi sermayeyi de yemiş, hatta başkalarından borç alıp verememiş bir tüccârın ömrü misali geçirilen bir ömür (düşünelim, ne kadar acı değil mi)?
Halbuki âhiret yolcusu bilmeliydi ki ömrün fırsatı çok hem de çok kıymetlidir. Başka şeye benzemez, her şeyin bir telafisi olabilir ama ömrün telafisinin imkanı yoktur. Bitti mi bitiyor. Ömür bir saatlik zaman gibidir, onu tâate ibadete ayırmalı.
Zaman da durmuyor ve hızlıca geçiyor. Su gibi akıp gidiyor. Ömür ve zaman kılınç gibidir, sen onu kesmezsen, o seni kesiyor.
Halbuki şu mübarek âyet-i kerime Kur’an-ı Kerim’de birkaç yerde geçmekte ve biz insanları uyarmaktadır;
“Ey insanlar! Allah’ın verdiği söz gerçektir. Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın, o aldatma ustası (şeytan) da Allah hakkında sizi aldatmasın.” (Fatır; 5)
Anlaşılan o ki dünyaya aldanan, şeytana da aldanmış olur. “Dünya dünya diyorsunuz, nedir bu dünya?” diyen olursa, dünyanın iki basit ve kısa tarifini yaparak bugünkü kısa yazımızı bitirelim:
1-
Dünyêke küllü mâ yüşğiluke an Mevlâke
Dünyan, seni Mevlân olan Yüce Allah’dan meşgul eden her şeydir.
2-
Eddünyê küllü mâ lem yedhul meakel kabre.
Dünya seninle birlikte mezara girmeyen her şeydir.
Elbette “Dünya nelerden ibarettir, tarifi sadece bu kadar mıdır? Dünyanın neresi ve ne kadarı zararlıdır?” gibi soruların dini kaynaklarda ve Rekâik kitaplarında yeterince cevapları vardır. İsteyen bu hususta daha doyurucu ma’lûmât alabilir.
Yüce Allah, Bizleri ve bütün mümin kardeşlerimizi Mevlâmız olan Yüce Allah’dan oyalayan ve bizimle beraber mezara girmeyecek olan dünyaya ve şeytana aldanmaktan korusun. En büyük nimet ve fırsat olan ömür fırsatını ve içinde barınan diğer fırsatları değerlendirmeyi nasib eylesin, Âmîn.