Aşılayıcı ve Taşıyıcı Rüzgârlar

  • 05 Ocak 2019
  • 1.407 kez görüntülendi.
Aşılayıcı ve Taşıyıcı Rüzgârlar
REKLAM ALANI

Allah-u Zülcelâl bir ayet-i kerimede şöyle buyuruyor:

“Aşılayıcı olarak rüzgârlar gönderdik de; derken gökten yağmur indirip onunla sizi suladık. (Yoksa) o suyu hazinelerde saklayan da sizler değilsiniz.” (Hicr, 22)

İmam Taberî rahimehullah, bu âyetin tefsirinde “levakıh” kelimesinin mânâları ve tefsir alimlerinin rivayetlerini nakleder. İbn Mes’ud radıyallahu anh’ın bu ayetin tefsirinde:

REKLAM ALANI

“Allah Teâlâ, rüzgârları bulutlara aşılama için gönderir. Onlar da suyu taşıyıp bulutlara karıştırır. Sonra bulutu sıkıştırıp bir aşı gibi akıtır.” Dediğini nakleder.

İbn Abbâs radıyallahu anh’ın ise: “Rüzgârlar ağaçların ve bulutun aşılayıcısıdır,” diye tefsir ettiğini aktarır.

Bu sahabelerin yaklaşık on dört asır önce haber verdiği “rüzgarın bulutları ve ağaçları aşılaması” gerçeği, bugünkü pozitif bilimler tarafından da tasdik edilmektedir.

Rüzgârdaki Nimetler

Rüzgâr, bilindiği gibi dünyamızı saran atmosferdeki hava hareketlerinin genel adıdır. Havanın güneş ışığıyla ısınıp yükselmesi ve soğuk havanın onun yerini almak üzere hareket etmesi görünüşteki sebeptir. Ama bu sebep perdesi, Allah-u Zülcelâl’in iradesiyle meydana gelen bir takım hadiselere vesile olmaktadır.

Dünyanın çevresini saran hava tabakası, yeryüzündeki deniz ve okyanuslardan buharlaşan su buharını taşır. Bu bulut kümeleri, Allah’ın iradesi altında, o nereye dilerse oraya taşınır.

Bulutlardaki su buharının yoğunlaşıp yağmur damlalarını meydana getirebilmesi için mutlaka bir toz zerreciğinin aşılamasına ihtiyaç vardır. Bu sebeple bulutların rüzgârların getirdiği toz zerrecikleriyle aşılanması gerekmektedir.

Okyanuslardaki tuzlu sular buharlaşırken, suyun içindeki elementler de zerreler halinde havaya karışır. Aynı zamanda çöller ve bozkırlardaki tozlar da havanın ısındığı zaman yükselmesi sayesinde, atmosferin üst katmanlarına taşınır. Bu toz zerrecikleri adeta Allah’ın emrine amade olan yağmur hazineleridir. Allah’ın dilemesi ile bulutları aşılayan bu zerreler sayesinde yağmur yağar.

İşte günümüzde anlaşılan bu hadise, Kur’ân-ı Kerim’de asırlar evvel doğru olarak haber verilmiştir. Henüz bugünkü bilgilerin olmadığı bir zamanda rüzgârların aşılayıcı olduklarının bildirilmiş olması açık bir mucizedir.

Rüzgar Bitkileri de Aşılar

Rüzgârlar, çiçeklerde bulunan dölleyici tozları diğer çiçeklere taşıyarak ağaçların ve bitkilerin meyve vermesine de vesile olur. “Aşılayıcı” kelimesinin bir manası da bitkileri dölleyici demektir. Ayrıca bazı bitkilerin tohumlarının taşınıp uzak yerlere ulaşması da rüzgâr sayesindedir.

Rüzgâr, yerleşim yerlerindeki kirli havanın uzaklaştırılması, ormanlardaki temiz havanın onun yerine gelmesi işinde de vazifelidir. Rüzgârlar bu işlemi yapmasaydı, insan oğlu hava sirkülasyonunu sağlamak için büyük bir masraf yapmak zorunda kalırdı. Kısacası temiz hava teneffüs etmemiz de rüzgârın oksijen yüklü hava tabakalarını, bedavadan taşıyıp getirmesi sayesindedir.

Rüzgarlar, kaldırdıkları tozları taşıyarak aynı zamanda element bakımından fakirleşmiş toprakları da bereketlendirirler. Mesela kızıl kumlarla kaplı çöllerden kalkan kum zerrelerinin içinde bulunan demir, azot gibi değerli minerallerin tarlalara yağmasını sağlarlar. Bu sayede kimyevi gübreler kullanmadan bol mahsûl alınmasına vesile olurlar.

Rüzgâr sadece topraklara değil, denizlerdeki hayata da bereket taşır. Sahra Çölü’nden rüzgârla gelen bereketli tozlar, azot, fosfat ve silisyum gibi temel elementleri denize taşıyarak balıkların ve diğer deniz canlılarının besleneceği plânkton gibi mikroorganizmaların çoğalmasına vesile olmaktadır.

Enerji Kaynağı

İnsanoğlu rüzgârın gücünden her zaman faydalanmıştır. Eski zamanlarda yelkenli gemiler, yel değirmenleri gibi araçlar, rüzgârın enerjisinden faydalanmayı sağlamıştır.

Günümüzde rüzgâr türbinleri sayesinde elektrik üretilebilmektedir. Rüzgâr enerjisi, hem tabiatı kirletmeyen, hem kuruluş ve işçilik masraflarından başka masrafı olmayan, hem de tükenmesi söz konusu olmayan yenilenebilir bir kaynaktır.

Allah-u Zülcelal, rüzgarı Hz. Süleyman aleyhisselamın emrine verdiğini bildirerek, bu nimete hakim olmanın önemine dikkat çekmiştir.

Meteoroloji bilginleri hava hareketlerini, alçak basınç, yüksek basınç gibi terimlerle açıklamaya çalışsa da nereye ne kadar yağmur yağacağını; bereket mi, felaket mi getireceğini söyleyemezler. Sadece ellerindeki istatistiklere bakıp tahmin yürütürler, ama kesin bilgi veremezler. Çünkü bulutların ve rüzgârların oluşmasını dilediği gibi yönetip sevkeden Allah-u Zülcelal’dir.

Rüzgârlar, adeta nimet ve bereketi Allah’ın emrettiği yere doğru sevkeden memurlar gibidir. Rabbimiz bir ayet-i kerimesinde bu hakikate dikkat çekerek şöyle buyuruyor:

“Rahmetinin önünde müjdeci olarak rüzgârlar gönderen Allah’dır. Rüzgârlar, yağmur yüklü bulutları kaldırıp taşıdığında, onu (Allah) ölü bir diyara gönderir, su indirir ve onunla her türlü ürünü yetiştiririz.” (A’râf, 58)

* Ebû Ca’fer Muhammed b. Cerîr et-Taberi’nin; Câmiu’l-Beyân an Te’vîli Âyi’l-Kur’an tefsirinden yararlanılmıştır.

REKLAM ALANI
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ