SIRAT-I MÜSTAKİM / Fitne ve Tefrikalardan Sakınalım

  • 16 Mayıs 2025
  • 225 kez görüntülendi.
SIRAT-I MÜSTAKİM / Fitne ve Tefrikalardan Sakınalım
REKLAM ALANI

SIRAT-I MÜSTAKİM
Fitne ve Tefrikalardan Sakınalım
Gülistan Araştırma

Bir zamanlar ölüm döşeğine düşen bir baba, beş oğlunu yanına çağırmış ve kendilerine: “Bana beş tane çubuk getiriniz.” demiş. Çubuklar getirilince onları oğullarının eline tek tek verip kırmalarını söylemiş. Oğulları çubukları kolayca kırmış. Sonra: “Bana beş tane çubuk daha getiriniz.” Demiş. Bu sefer çubukların hepsini birleştirmiş ve birlik halinde kırmalarını söylemiş. Ama oğullarının en büyüğü bile kıramamış. Baba bunu örnek göstererek: “Evlâtlarım, görüyorsunuz ki birlikten kuvvet doğar. Eğer birbirinizden ayrılırsanız, çabuk kırılırsınız. Birlik olursanız sizi kimse kıramaz” demiş.
Bugün İslam dünyası olarak büyük bir nüfusa sahip olduğumuz halde böyle kolay kırılmamızın sebebi o babanın gösterdiği tek tek çubuklar gibi birbirimizden kopuk olmamızdır. Halbuki mü’minler olarak, birlik ve beraberlik içerisinde olsak, birbirimizle yardımlaşsak hiçbir düşman bize boyun eğdiremez.
Öncelikle düşünmek gerekir, fitne ve tefrika olduğunda kim kaybediyor? Elbette ki bütün müslümanlar kaybediyor. Sonuçta müslümanlar parçalanmış halde yönetilenler olurken, İslâm düşmanları onların üzerinde hakim oluyor.
İşte bu sebeple Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem İslâm birliğinin korunması için bizlere tavsiyelerde bulunuyor ve sonra, “Ey Allah’ın kulları! Allah’ın emrettiği gibi kardeş olun!” buyuruyor.
Kardeşliğe en çok zarar veren kişi veya grupların diğer kişi veya gruplara karşı üstünlük taslayıp böbürlenmesidir. Halbuki Rabbimiz âyet-i kerimede,
“(Ey Peygamber!) De ki: “Herkes eğilimine göre (şâkiletihi) davranır. Rabbiniz kimin en doğru yolda olduğunu daha iyi bilir.” (İsra, 84) buyuruyor.
Müslümanların bu zamanda cemaatlerden uzak durup ferdiyetçiliğe savrulması çok yanlıştır. Çünkü yalnız kalan müslümanı nefis, şeytan ve şeytanın avanesi olan saptırıcılar avlar.
Hz. Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem buyuruyor:
“Allâh’ın (rahmet ve kudret eli) cemaat üzerinedir.” (Tirmizî, Fiten, 7)
Hazret-i Peygamber sallâllâhu aleyhi ve sellem, bir seferinde Ebu’d-Derdâ Hazretleri’ne cemaatle namazı teşvik sadedinde şöyle seslenmiştir:
“Cemaate devam et, çünkü kurt, sürüden ayrılanı yer!” (Ebû Dâvûd, Salât, 46) Onun için cemaatten ayrılmamak, mü’min kardeşlerimizden ayrı düşmemek gerekir.
İslâm için çalışan herkes, “Allah-u Zülcelâl bana bunu nasip etti,” diye şükretmeli, ihlâsla ve samimiyetle Allah’ın dinine hizmet etmelidir. Ayrıca İslâm için çalışan diğer kardeşlerini ve cemaatleri de küçümsemeli, bütün müslümanları sevmelidir.
İslam kardeşliğinin temelinde tevhid inancı vardır. Müslümanların Allah’ı birdir, kitabı birdir, kıblesi birdir, istikâmeti birdir… “… Sana emredilen istikamet üzere ol!” (Hud; 112) Emrinde, ifade edilen istikamet, sırat-ı müstakimdir.
Bir müslüman, sırat-ı müstakimden ayrılan kardeşini de dostça ikaz etmelidir. Bu hususuta en güzel örnek Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin ahlakıdır.
Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem toplum içinde hatalı davranan bir kişiyi utandırmadan irşâd etmek için:
“−Bana ne oluyor ki sizi böyle görüyorum?!” buyururlardı. (Buhârî, Menâkıb, 25)
Bazen de:
“İnsanlara ne oluyor da şöyle şöyle söylüyorlar?!” buyururlardı. (Ebû Dâvûd, Edeb, 5/4788)
Böylece isim vermeden, mahcup etmeden o kişinin o davranıştan vazgeçmesini sağlarlardı. Müslümanlara düşen de aynı şekilde nezaket ve incelikle davranmaktır.
Allah-u Zülcelal, kendi razı olacağı şekilde birbirimizi sevmeyi ve İslam kardeşliğini aramızda yaşamayı bizlere nasip etsin. (Amin)

REKLAM ALANI
REKLAM ALANI
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ